Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı tarafından "Ehlibeyt" konulu bir panel düzenlendi. 

               Karaağaç kampusu konferans Salonu'nda düzenlenen panele Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Hakkı Yılmaz, Ehlibeyt Alimler Derneği Başkanı Behlül Salmanlı, Milli Eğitim Müdürü Hakan Cirit ve kalabalık bir davetli topluluğu katıldı.

                Panelin açılış konuşmasını İlahiyat Fakültesi  hocalarından Yrd. Doç. Dr. Musa Çetin yaptı. Çetin, “Iğdır üniversitemizin bir sevgi fabrikası olması için elimizden geleni yapıyoruz.

Dünya’da silahların üretildiği şu dönemde biz sevgi üretmeye devam edeceğiz. Bu yıl 6’ncısını düzenlediğimiz Ehl-i Beyt panelleri umarım ilerleyen yıllarda da devam edecektir. Amacımız Ehl-i Beyt panelleri sayesinde barışı, birlikteliği inşa etmek.Bu yıl Ehl-i Beyt başlığı altında Mehdi inancını konuşma kararı aldık.” dedi.Panel Başkanı olan Prof. Dr. Şadi Eren ise “Umarım kıyamete kadar bu Ehl-i Beyt panelleri gerçekleşmeye devam eder. Geçtiğimiz yıllarda Hz. Ali, Hz.Hasan, Hz. Hüseyin ve Ehl-i Beyt’te Dua konularını incelemiştik. Bu yıl da Mehdi inancını ele almaya karar verdik. Bilindiği üzere Mehdi inancı ile ilgili günümüzde birçok tartışma yaşanıyor.

Günümüzde “Ben Mehdi’yim” diye açıklamada bulunanlar var. Bunlara nasıl yaklaşmalı, yada akla gelen diğer Mehdi’lik konularına eğileceğiz. İslam Dünyası bugün çok kötü bir durumda olduğu için Mehdi bekleyişi içerisinde. Kafalar çok net değil.Sünni kesim için söylüyorum, Mehdi inancına soğuk bir bakış var. Mehdi inancının  ümmeti tembelleştirdiği konusunda bir inanış var. İşte biz de Mehdi inancı nedir, bu konuya nasıl bakmalıyız diye panel yapmayı düşündük.” dedi.

                Panelin konuşmacılarından Iğdır Ehl-i Beyt Alimleri Derneği hocası Zeki Tümay ise konuşmasında şunları kaydetti; “İnsanoğlu kendisini bildi bileli sürekli daha fazla aydınlığı, daha iyi bir geleceği arzulamıştır. Tüm semavi dinler daha güzel günlerin geleceği müjdesiyle doludur. Ancak biz bu güzel günleri getirebilecek tek kişinin Hz.Mehdi(a.s) olduğunu düşünüyor ve inanıyoruz. Kendisi peygamber efendimizin soyundandırlar. Dünya Şia camiasına göre müjdelenen kişi Hasan’ül Askeri’nin oğlı Mehdi(a.s)’dir.12 imamların 12’ncisidir.Samara’da Hicri Kameri ayı 255 yılında doğmuştur. 260 yılında gaybete çekilmiştir. Mehdi(a.s) Hz.Muhammed’in soyundan gelmektedir. Bu birçok hadis-i şerif ile bize nakledilmiştir.” dedi.

                  Panelde konuşan bir diğer isim ise Prof.Dr.Murat Sarıcık oldu. Sarıcık,  “Nerede hidayet var ise orada Mehdiyet vardır. Peygamber efendimiz de bir Mehdi’dir. Hz.Ali’ye de Mehdi denilmiştir. Mehdi demek hidayete erdirilen, hidayete erdiren manasında söylenmiştir. Mesela 4 halifeye de Mehdi denilmiştir. Mehdilik konusunda Ehl-i Sünnet’te diğer dinlerden geldiği inanışı var. Ama diğer dinlerde Allah inancı da var, meleklere de inanış var yada nikah dediğimiz olay diğer dinlerde de mevcut.Biz şimdi bunlar diğer dinlerde var diye inanmayacak mıyız Mehdiliğe?” sözlerini kaydetti.. ” dedi.

                   Prof. Dr. Murat Sarıcık,  “Hazret-i Mehdî Muhakkak Gelecek Fakat bu ne zamandır belli değil, deccal ortaya çıkınca mı yoksa insanlık zülüm altındayken mi gelecek . hz. Mehdi bir kurtarıcıdır gelecek ve insanlığı zülmden kurtaracaktır.” şeklinde konuştu.

                   Abdullah Turan ‘da       “Dünyayı ıslâh edecek olan, insanlara vadedilmiş Mehdi inancı, sadece İslâm dinine mahsus bir akide değil, bu inanç İslâm öncesi semavî dinlerde de mevcuttur. Ahir zaman kurtarıcısının zuhurunu sadece İslâm ümmeti değil, bütün semavî dinlerin mensupları, hatta bütün insanlık beklemektedir.

Bütün dinlerin mensupları, dünyanın karanlık ve buhranlı bir dönemde, yani her yeri zulüm, fesat ve dinsizliğin kapladığı bir zamanda büyük bir kurtarıcının zuhur edip gaybî bir güç sayesinde dünyanın bozuk durumunu düzelteceğine ve Allah inancını dinsizlik ve maddeciliğe üstün kılacağına inanmaktadırlar.

Bu ilâhî müjde, Zerdüştîlerin, Yahudilerin ve Hıristiyanların mukaddes kitaplarında yer aldığı gibi, daha eski inançlardan olan Brahmanlar ve Budistlerin de mukaddes kitaplarında yer almıştır.

Bu da şu demektir ki bu inanç, bütün millet ve dinlerde mevcut olup, bütün inanç sahipleri gaybî yardımla desteklenecek vadedilmiş güçlü bir kurtarıcıyı beklemekteler. ”dedi

 

Tweet