Biz ve halkımız sözkonusu haberlerin ABD’nin ve İsrail’in fitne taşeronluğunu yapan kimi medya mensuplarının, Türkiye Caferilerine ve İran ile Türkiye’nin dostluğuna kasteden, şer odaklı ve maksatlı haberler olduğu kanaatindeyiz. Sadakatte Ebazer-i Ğifari misali, vatanına ve milletine sadakatli olan Iğdır da ve Türkiye’nin değişik kentlerinde yaşayan necib Caferi vatandaşlarımızın karalanıp ötekileştirilmesine öncülük eden, başta “Bugün” gazetesini ve haberi servis eden şahıs olan İrfan Galip Dumlu olmak üzere kimi fitne taşeronluğu yapan medya mensuplarını kin ve nefret tohumları serptiklerinden dolayı şiddetle kınıyoruz. Ayrıca bu asılsız, bölücülük kokan ve şer maksadı taşıyan haberlerin yalancı muhbirliğini yapanların tümünü birlik ve barışa duyarlı halkımızın vicdanına ve adli makamların teveccühüne havale etmekteyiz.
Anayasal haklarını kullanarak Caferi mezhebini doğru öğrenme, inanç, eğitim ve kültürlerini güvence altına almak amacıyla seyehat edip İran’ın, Kum kentine ilahiyat eğitimi almaya giden Türkiye vatandaşlarından hain ve ajan devşirmesi diye söz etme küstahlık ve cesaretini gösteren fitneciler, bilmelidirler ki; yurdışında İslamî ilimler tahsil etmek, hainlik ve devşirmelik sayılacaksa şayet, kendilerinden Arabistan’da, Mısır’da, Suriye‘de ve daha birçok ülkelerde eğitim alan (hain ve devşirmeden) binlercesi bulunmaktadır (!) diye de haber yapmalıydılar diyede düşünmekteyiz. Halbuki Türkiye’nin eğitim sistemine o ülkelerde tahsil görenler nüfuz etmekte biz (Caferi âlimleri) ise misafir hoca olarak bile davet edilsek yaygaralar koparılmaktadır. Bu ne bir laik ülkeye ne bir dini sisteme yakışan bir uygulama olabilir, bu ancak demokrasideki geri kalmışlığın bir tezahürüdür.
Ve yine birileri ajan arıyorsa şayet, Türkiye’nin Suriye‘ye sınır olan kentlerinde açık faaliyet gösteren, paralı teröristlere istikamet gösteren hegemonyacı güçlerin ajanlarına kamuoyunun dikkatini çekmeleri gerekmektedir. Belirtmek gerekir ki ülke bütünlüğü ve barışına düşmanca kastetmiş kişilerin veya taşeronların kimler olduğu necib halkımız tarafından çok iyi teşhis edilmektedir.
Anayasal haklarını kullanarak Caferi mezhebini doğru öğrenme, inanç, eğitim ve kültürlerini güvence altına almak amacıyla seyehat edip İran’ın, Kum kentine ilahiyat eğitimi almaya giden Türkiye vatandaşlarından hain ve ajan devşirmesi diye söz etme küstahlık ve cesaretini gösteren fitneciler, bilmelidirler ki; yurdışında İslamî ilimler tahsil etmek, hainlik ve devşirmelik sayılacaksa şayet, kendilerinden Arabistan’da, Mısır’da, Suriye‘de ve daha birçok ülkelerde eğitim alan (hain ve devşirmeden) binlercesi bulunmaktadır (!) diye de haber yapmalıydılar diyede düşünmekteyiz. Halbuki Türkiye’nin eğitim sistemine o ülkelerde tahsil görenler nüfuz etmekte biz (Caferi âlimleri) ise misafir hoca olarak bile davet edilsek yaygaralar koparılmaktadır. Bu ne bir laik ülkeye ne bir dini sisteme yakışan bir uygulama olabilir, bu ancak demokrasideki geri kalmışlığın bir tezahürüdür.
Ve yine birileri ajan arıyorsa şayet, Türkiye’nin Suriye‘ye sınır olan kentlerinde açık faaliyet gösteren, paralı teröristlere istikamet gösteren hegemonyacı güçlerin ajanlarına kamuoyunun dikkatini çekmeleri gerekmektedir. Belirtmek gerekir ki ülke bütünlüğü ve barışına düşmanca kastetmiş kişilerin veya taşeronların kimler olduğu necib halkımız tarafından çok iyi teşhis edilmektedir.