-Liderin bol olduğu yer Iğdır.
-Herkesin her konuda uzman olduğu yer Iğdır.
-Dinlemeden hükmün verildiği yer Iğdır.
-Kıskançlık ve çekememezliğin yeri Iğdır.
-İnadına yorganını yakan yer Iğdır.
-Hasedinden gözünün birinin kör olmasını isteyen yer Iğdır.
-Örgütsüz ve organizesiz yer Iğdır.
-Ağzın söyleyip, kulağın duymadığı, anlamadığı yer Iğdır.
-Niye böyle?
Sebebi çok basit!
-Sevgisini yitiren bir toplum, ömrü boyunca rahat yaşamayı alışkanlık edinen bir toplum, üretmek yerine sürekli tüketen bir toplum, eğitimde, ticarette, sosyal ve kültürel faaliyetlerde azmi olmayan bir toplum.
-Sürekli sorgulayıp, öneride bulunmayan bir toplum.
-Kendini sürekli üstün görüp, etrafındakileri maraba sanan bir toplum...
-Büyüğüne, okumuşuna, kanaat önderine itibar etmeyen, onun varlığını kimi zaman hazmedemeyen bir toplum.
-Herkesten kendine ilgi alaka, iltifat bekleyen bir toplum.
-Alçak dağları kendi yaratmış gibi egosunun esiri olan bir toplum.
-Halkının derdiyle dertlenmek yerine, halkını bir basamak gören bir toplum.
-Her şeyi ben bilirim hastalığından kurtulamayan bir toplum.
-Okuduğunu anlamayan, anlayana saygı duymayan bir toplum.
-Zenginini kıskanan bir toplum.
-Çalışmaktan, üretmekten, mücadele etmekten beri olan bir toplum. -
-Tarlasını yıllardır görmeyen, reşberin (tarlayı ekip biçen kişi) umuduna bırakan bir toplum.
-Yaptığı işi beğenmeyen, esnaflık nezaketinden uzaklaşan bir toplum.
-Ekonomik, siyasi, kültürel anlamda birazcık öne çıkana olmadık iftiranın atıldığı bir toplum.
-Öz eleştiriyi, hakaret etme sanarak saldıran, öz eleştiriye kapalı olan bir toplum.
İşte bu ve daha çoğaltabileceğimiz birçok sebepten ötürü gelinen noktayı özetleyebilir, öz eleştiri yapabiliriz. Önemli olan yaptığımız bu öz eleştiriden ders alıp, yeni yol haritamızda bu yaptıklarımızı bir daha yapmayarak, irkilip toparlanmak, aklıselim davranmaktır.
Ekonomide gelinen nokta ortada. Her geçen gün küçülen ekonomimiz, dışa açılacağı yerde içine kapanmakta, il genelinde birkaç işadamının etrafında dönüp dolaşmaktadır.
Türkiye''li kabul edilmiyoruz!
Bizde ne Azerbaycan''lı olabildik, ne İran''lı!
Çok iddialı bir söz aslında... Türkiye Cumhuriyetinin aslı unsuru olan Azerbaycan Türkleri yapılan ötekileştirmeler sebebiyle, inançlarına yapılan hakaretler neticesinde azınlık hissine kapılmış durumdadırlar.
Türkiye''de ötekileştirilen Azerbaycan Türkleri, Azerbaycan''da da beklentilerini karşılayacak bir muhatap bulamadılar. Varlıklarını hissettirip, bunu aktif edemediler. Özel statü, çifte vatandaşlık beklerken, gönüllü diaspora olarak faaliyet gösterirken, umursanılmayan bir toplum oldular.
Hakeza İran''da o anlamda sahiplenememiştir. Caferilik-Şialık açısından Türkiye''de ki tek merkezi olan ve bu merkezden Türkiye ve dünyaya yayılan Iğdır''lıların Caferi-Şia inancından taviz vermemesi, hem Türkiye''de ötekileştirilmelerine vesile olmuş, hem de Türk''lük kimlikleri İran''ın sıcak bakmamasına belki de engel teşkil etmiştir.
Azerbaycan Dernekleri Federasyonlaşmalı
Iğdır''da bulunan irili ufaklı tüm Azerbaycan isimi taşıyan derneklerin bir çatı altında toplanarak federasyon oluşturması gerekmektedir.
Azerbaycan ismi ile kurulu bulunan ve birçoğu sadece evrak üzerinde kurulu olmaktan öte hiçbir faaliyeti bulunmayan derneklerin, Federasyon çatısı altında toparlanıp, ses getirecek bir oluşum sergilemesi çok daha faydalı olacağı kanaatindeyim.
Şu an kaç dernek var doğrusu bilmiyorum. Kurulan derneklerin Azerbaycan hükümeti tarafından muhatap alınmadığını da biliyorum. Kurulan derneklerin hangi amaç ve niyetle kurduğundan ziyade, toplumsal amaca hizmet edemediklerini üzülerek ifade etmek istiyorum.
Önerim şudur.
Iğdır Azerbaycan Türklerinin en yoğun yaşadığı bir şehirdir. Türkiye ve dünyaya yayılmış olan Azerbaycan Türkleri de Iğdır''dan göç edip gitmişlerdir. Yani hepsinin yurdu burası, mezarları burada, geçmişleri burada, anıları buradadır. Merkez Iğdır olduğundan Azerbaycan''da muhatap alınacak, içi dolu, ufku geniş, fikir üretebilen bir federasyon çatısı altında birleşmeleri, Azerbaycan devleti tarafından muhatap alınmaları, bizzat Azerbaycan ve Nahçivan ile iletişim kurmaları, akademik, sorumluluğunu bilen, kendini ön plana çıkarma derdi olmayıp, toplumsal sorunların üstesinden gelebilecek kişilerin yeni bir yapılanma süreci içerisine girilmesi gerekmektedir. Yukarıda sıraladığım gibi, herkes lider olma peşinde olmasa, güç birliği oluştursa, akademik talepleri, profesyonel bir dille dile getirebilse çok ciddi mesafeler alınabilir, Iğdır ekonomisi başta olmak üzere, kültürel, sosyal birçok başarılara imza atılabilir.