Kültür & Sanat
Yayınlanma: 08 Mart 2013 - 06:48
Dünya Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun
Kadını, erkeği ile hepimiz yaşamda eşit koşullara sahip olsaydık böyle bir günü kutlamaya gerek kalır mıydı? Erkek egemen yapının sürdüğü Dünyada, en yoksul insanların büyük bir çoğunluğu kadın, eğitim almamış insanların büyük çoğunluğu kadın, şiddete maruz kalanların büyük çoğunluğu kadın, cinsel istismara uğrayanların büyük çoğunluğu kadın, seks kölesi olarak kullanılanların tamamı kadın. Ve kadınlar hala erkeklere oranla daha az ücretle çalıştırılmaya devam ediyor. Kadın haklarının kazanılmasının nasıl başladığının, bugünlere nasıl gelindiğinin, verilen mücadelenin hatırlanması önemli diye düşünüyorum. Gelişmiş ülke kadınları, kadın hakları açısından ilerleme göstermiş olsa da ülkemizde ve gelişmekte olan ülkelerde ne yazık ki istenen seviyeden oldukça uzakta. Gelin şimdi bu günün ortaya çıkışında ki tarihsel sürece bakalım. 8 Mart 1857 yılı, New York’ta yüzlerce dokuma işçisi kadının erkeklerle eşit haklara sahip olmak, uzun çalışma saatleri ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için yaptığı grevler, kadın haklarındaki mücadelenin başlangıcı olarak kabul edilir. Bu grev sırasında kadın işçilerle polisin çatışması ve polislerin işçileri fabrikaya kilitlemesinin ardından çıkan yangında çoğu kadın olmak üzere 129 işçi can verir. Ölen işçilerin cenaze törenine 100.000’nin üzerinde kişi katılır. Dile kolay bu olaydan tam 53 yıl sonra,1910 yılında Danimarka’nın Kopenhag şehrinde düzenlenen 2.Enternasyonele bağlı kadınlar toplantısında Almanya Sosyal Demokrat Parti temsilcilerinden Clara Zetkin’in 1857 de Amerika’da erkeklerle eşit çalışma koşullarına sahip olmak adına verilen mücadelede hayatını yitiren kadın işçiler adına 8 Mart’ın‘’Dünya Emekçi Kadınlar Günü’’olarak anılması önerisi oy birliği ile kabul edilir. Ancak, 8 Mart tarihinin tam olarak Dünya Emekçi Kadınlar günü olarak anılması, 1921'de Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda gerçekleşir. Düşünebiliyor musunuz, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde ‘’Dünya Kadınlar Gününün’’ kutlanması yasaklanır ta ki, 1960'lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde de kutlanmaya başlanmasına kadar. Çok ironik değil mi? Her şey de olduğu gibi burada da en büyük emperyalist güç ABD’nin desteği gerekir. 1975 yılının Uluslararası Kadın Yılı olarak kutlanması, kadın hakları mücadelesinde ayrı bir önem taşır. Bundan 2 yıl sonrada Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul edilir. Bu kabulde ki iki temel neden; - Dünya barışının korunması, -sosyal gelişim ve temel insan haklarının kullanılması için kadınlara eşitlik ve kendilerini geliştirmelerine olanak tanınmasıdır. Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlansa da, 1975 yılına kadar kitleler tarafından tam olarak benimsenmez. Ulu önder Atatürk’ün bu sözü her şeyi özetliyor. ‘’Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur.’’ Kadınların varlıklarını hissettirdiği ve dayanışma içinde olduğu bu özel gün hepimize kutlu olsun. Mücadelemiz, dünyanın her yerinde yaşayan tüm kadınlara ulaşıncaya kadar sürsün, unutmayalım ki hak verilmez alınır. Sevgiyle daima. KADIN... Kimi der ki kadın uzun kış gecelerinde yatmak içindir. Kimi der ki kadın yeşil bir harman yerinde dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir. Kimi der ki ayalimdir. boynumda taşıdığım vebalimdir. Kimi der ki hamur yoğuran Kimi der ki çocuk doğuran Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal O benim kollarım bacaklarım, başım Yavrum, annem, karım, kız kardeşim hayat arkadaşımdır. Nazım Hikmet RAN
Kültür & Sanat
08 Mart 2013 - 06:48