• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • Genel Haber
  • Kültür & Sanat
  • Gündem
  • Siyaset
  • Sağlık
  • Spor
  • Eğitim
  • Resmi İlanlar
  • Duyurular Haberler
  • Ara
SON DAKİKA:
20:19
Ey Türk gençliği! 
13:11
Iğdır’a Yeni Devlet Hastanesi Müjdesi
13:09
Iğdır'da "Türk Gençlik Şöleni" Coşkusu Ali Kınık ve Ahmet Öngel Rüzgârı Esti
11:08
Nevzat Turan’a Kültür Bakanlığı ve TRT’den Büyük Onur
11:06
Ünsal "Rektörlüğe Prof. Ekrem Gürel'in  atanması şehirde  olumlu bir hava yarattı"
10:03
AK Parti Iğdır Teşkilatı’ndan Köy Ziyaretleri
10:01
10-16 Mayıs Dünya Engelliler Haftası Karabağ Özel Eğitim Anaokulu’nda Kutlandı
09:58
Iğdır Şehit Fatih Kara Spor Lisesi Öğrencilerinden Dünya Kupası’nda Büyük Başarı
09:57
Iğdır’da Şiirle Yoğrulan Gönüller, Türküyle Dile Geldi
09:54
Vali Ercan Turan, Alkızıl ve Ünver Ailelerinin Mutlu Gününe Ortak Oldu
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Haberler
  2. Genel Haber
  3. GADİR MESELESİNE AKLİ YAKLAŞIM
Genel Haber
Yayınlanma: 20 Kasım 2010 - 08:42

GADİR MESELESİNE AKLİ YAKLAŞIM

Bismllahirrahmanirrahim     Biz Müslümanlar şia olsun Sünni olsun önümüze çıkan ve ilk karşılaştığımız meselede önce Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerime başvuruyoruz.

Genel Haber
20 Kasım 2010 - 08:42
Yorumlar
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
GADİR MESELESİNE AKLİ YAKLAŞIM
Eğer Kur’an bu meseleyi açıklamışsa bizler Allah’ın kelamı ve emri olduğu için kayıtsız şartsız kabul ediyoruz. Artık o meselede kendimizden akıl yürütmeyiz. Zaten böyle bir şey yapma İslam’ın özü ve esası ile çelişmektedir. Zira İslam’ın özü teslim olmadır, ama körü körüne değil belki eksik aklımızı kâmil akıl karşısında teslim etmedir. Eğer Kur’an-dan delil bulamazsak ilk başvuracağımız kaynak sünnettir. Eğer sünnette de delil bulamazsak akli delillere başvurulur. Bu mesele İslam mezhepleri arasında ittifak edilmiş ve ihtilafsız bir meseledir. Dinin esaslarında taklit caiz değildir diyoruz. Yani her mükellef kendisi akli delillerle Allah’ın varlığına ve birliğine inanmalı, O’nun celal ve cemal sıfatlarını kabul etmelidir. Allah Tebarek ve teala tarafından insanların hidayeti için gönderdiği peygamberlere inanmalıdır. Üçüncü olarak da ahiret gününe, öldükten sonra dirilip Rabbül Âlemin karşısında hesap vermeğe inanmalıdır. Ama dinin fürularında taklit etmelidir. Yani doğanın doğal kuralı olarak bilmeyenler bilenlere tabi olmalıdır. Bu meseleyi ayrı boyutlara çekmek asla doğru değildir. Bir şeyi burada hatırlatmak istiyorum, Kur’an-ı Kerim’in üslubu aynen insanlar arasında olan üsluptur. Ama ilahi kelam olduğu için çok yüksek bir edebiyat, fesahat ve belagat kullanılmıştır. Mesela insanlar arasında gelenek ve töre olarak yaklaşımı yeni bir kanun olarak nazil ettiği şeyler tamamen farklıdır. Hatta biz insanların arasında olan en önemli ve hassas meseleye yaklaşımı ise özel önem ve hassasiyetle yaklaşmıştır.   İnsanlar toplu olarak yaşamaya başladığı günden bu yana içlerinde en önemli ve hassas mesele yönetim ve hükümet meseleleri olmuştur. Bu konu o kadar açık ve nettir ki açıklamaya bile ihtiyaç yoktur. Çünkü içinde yaşadığımız toplumda görüyoruz her gün bir komployla birileri yönetimi ele geçirmeye çalışıyor. Bu meseleyle ilgilenmeyeni nerdeyse göremiyorsun. Dünya tarihinde de böyle idi, İslam tarihinde de böyle idi. Bu konuya itirazı olanların İslam tarihinden haberleri yoktur demektir. Peygamber efendimiz s.a.v vefat ettiğinde her Müslüman ferde O hazretin namazına durması farzken bazı sahabeler Müslümanlar başsız kalmasın yanılgısıyla Halife seçimine gittiler. İkinci halife yaralı ölüm yatağında yatarken Ayşe Ummül müminin Abdullah bin Ömer’e: Babana selam söyle ve de ki: Ümmeti başsız bırakmasın. Nitekim O’da şura kurulmasını emretti. Birinci halifede de olay aynı vefat ederken Osman vasiyetinde Ömer’in kendisinden sonra halife olacağını yazdı Halife’de onayladı. Açıkçası hem geçmişte hem şimdi hem de gelecekte insanların en önemli meselesi idarecilik ve hükümet meselesidir.   İslam dininin kâmil din Hz. Muhammed Mustafa’nın son peygamber oluşunda şüphe yoktur. Eğer hatem din ise bu dinin kâmil ve kıyamet gününe kadar her asır ve zaman ve mekânda insanların ihtiyaç duyduğu her şeye açıklık getirecek kapasitede olmalıdır ki öyledir de. Elbette şimdiye kadar insanların ihtiyaç duyduğu her şey açıklanmış ve bu yüce dinde herhangi bir eksiklik görülmemiştir. Bundan sonrada böyle olacaktır.  Şimdi biz insanların arasında en önemli ve hassas mesele olan hükümet ve yöneticilik meselesi Kur’anda var mıdır? Yok mudur? Kur’an-ın yaklaşımı nasıldır? İnceleyelim. Kur’an-a ön yargıyla yaklaşma hem Kur’an-ın yüce makamına hakarettir hem de kendimize ihanettir. Görevimiz kendimizi ön yargılardan soyutlamak, dış şeylerin etkisinde kalmadan sadece ve sadece Kur’an ne diyor ve kendimizi Kur’anın emrine teslim olmaya hazırlamalıyız.     Şimdi Allah’ın izniyle, önyargılardan arınmış bölgesel ve yerel anlayış ve kültürümüzü bir kanara bırakıp tarafsız, hatta hidayet olmak için Kur’an-a başvuruyoruz. Kur’an-ı Kerim’in Maide suresinde bir ayet vardır. Diğer ayetlerle farklıdır bir işin çok önemli ve hassas olduğuna delalet ediyor. Resulullah’ı s.a.v korkutan bir tehdit ve O hazreti bazı tehlikelerin tehdit ettiğinden ve Allah kendi korumasına aldığından bahsetmektedir.     Önce ayetin mealini görelim daha sonra açıklamasını ele alalım. “Ey elçi rabbinden sana indirileni ilet, eğer bunu yapmazsan elçilik görevini yapmış sayılmazsın. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Allah kâfirleri doğru yola hidayet etmez.” Maide 67.   Ayeti iki şekilde tefsir yapabiliriz. Birincisi nüzul sebebini ve Rasulullah’ın s.a.v uygulamasını nazari dikkate alarak ikincisi ise sadece ayeti kerimenin kelimelerini ve cümle yapısını ve biz insanlar olarak kendi aramızda konuştuğumuzda böyle sözlerden neleri anladığımızı dikkate alarak. Ben önce ikinci metotla başlamak istiyorum. Kur’an-ı Kerim başka ayetlerde destur ve emir verdiği durumda; De, yazıldı, Ey nebi, Allah sizden böyle ister tabirleri kullanır. Ama burada özellikle elçi kelimesinden istifade etmiş, bu da işin önemini ve emrin Allah tarafından olduğunda ve Allah’ın da bunun halka iletilmesini istemesinde hiç şüphe yoktur. Rabbinden sana indirileni ilet cümlesinde yeni bir emrin olduğu kesindir. Yani şimdiye kadar halka açıklanmayan bir özel emirdir bu. Bu emir ne olabilir? Namaz mıdır? Hayır, olamaz çünkü bisetin ilk gününden namaz farz olmuştu ve Müslümanlarda hepsi namaz kılıyordu. Oruç mudur? Hayır, mümkün değil zira Müslümanlar yıllardır oruç tutuyorlardı, hatta bir hurma tanesiyle kaç kişinin idare ettiği en fakir ve savaş günlerinde bile Müslümanlar oruç tutmuşlardır. Hac mıdır? Hac meselesi İslam’dan daha önce de vardı ki İslam Ona özel kısıtlamalar ve genişlik getirdiği gibi zaten bu ayet hacdan dönerken inmiştir. Humus mudur? Değildir çünkü humus ayeti savaş zamanında inmiş ve alınan ganimetler o yasaya göre halkın arasında taksim olmuştur. Zekât mıdır? Hayır, Hicretten sonra halk hem parasının hem de mahsulünün zekâtını veriyordu. Hatta bazıları vermiyordu Allah’ın Resulünün s.a.v kınamasına maruz kalıyordu. Cihat mıdır? Hicretten sonra on yıldır Müslümanlar sürekli cihat yapmış binlerce sahabe hatta hafızlar bile şehit olmuşlardı. Rasulullah’ın s.a.a amcası Hamza Seyyid-üş Şüheda kafirlerle cihet yaparken şehit olmuştu. Amr-i Bil- Maruf, Nehy-i Anil-Münker miydi? Hayır, Kur’an ve ayetleri ile aşina olan bu iki toplumsal emir ve yasağın yıllar önce müminlere farz olduğunu ve müminlerin ise bunu hayata geçirdiklerini bilirler. Tevella (Allah’ın sevdiklerini sevme)ve Teberra (Allah’ın düşmanıyla düşman olma) mıdır? Hayır, çünkü bu iki emirde hicretin ilk yıllarında inmiştir. Zaten bu iki emrin o zamana çok uygun olduğu besbellidir. Alışveriş, necaset, taharet, kira veyahut ahlaki ilkeleri mi kastediyor? Kesinlikle hayır çünkü bunların hepsi hem açıklanmış hem de uygulamaya geçirilmiştir. Ayrıca bu hükümlerin risalet görevini hiçe sayacak kadar önemli olma durumu da yoktur.
Biz başta dedik ki İnsanlar arasında birinci derece önemli şey hükümet meselesidir. Kur’an-ı Kerim de aynen insanların kendi üslubuyla emir ve yasaklarını bildirmiştir. Bu ayet de tekit ve tehdit olduğuna göre Müslümanlar ve insanlar için en önemli meseleyi açıklamak istiyor. Riyaset meselesi o kadar hassas bir şeydir ki bir an gaflet etsen bir takım problemlerle karşılaşırsın.
Allah seni insanlardan korur Cümlesinden anlaşıldığına göre Resulullah s.a.v için korku söz konusudur! Ama Resulünün korkak bir zat olmadığını hatta Arapların en cesaretlisi olduğu zaman, zaman sahabeler hatta düşmanlar tarafından bile itiraf edildiği özellikle İslam kahramanı Allah’ın aslanı Ali a.s Resulullah’ın hakkında şöyle buyurmuştur: Savaşlarda sıkıştığımızda O’na s.a.v sığınırdık. Buna göre her kes için geçerli olan doğal bir korku değilmiş! Kendisinden korkmuyormuş! İş çok önemli olduğu için akıbetinden ve kabul görüp görmeyeceğinden endişe ediyordu. Allah tebarek ve teala O’nu koruyacağına söz verdi ve korudu.
 Allah kâfirleri hidayet etmez. Başka ayetlerde de vurgulanmış yani inanmayanları dikkate alacak olursan Allah’ın hidayet yolu kapanır. Onları düşünme Allah isterse hidayet eder isterse hidayet etmez. Buraya kadar Ayetin, nüzul sebebi ve Rasulullah’ın s.a.v hadisleri dikkate alınmadan yapılan açıklama idi. Şimdi de Ayetin nüzul sebebine ve Rasulullah’ın ayeti nasıl açıkladığına bakalım. Bu ayetin Rasulullah’ın son haccından dönerken İslam dünyasının hacılarının yollarının ayrıldığı Gadir-i Hum denen yerde nazil olduğuna ittifak etmişlerdir. Cebrail-i emin Allah resulüne gelerek önemli bir haberi halka açıklamasını istedi. Allah resulü, bu emir üzerine tüm hacıların bir yere toplanma emrini verdi, önde gidenlerin geri dönmesini ve arkada kalanların yetişmesi emrini verdi. Tüm hacılar toplandıktan sonra deve eğerlerinden yüksek bir minber yapılmasını emretti. Allah Rasulu minbere çıktı önce Allah’a hamd ve senalar etti daha sonra kendisine ve soyuna salât ve selamdan sonra uzun bir hutbe okuduktan sonra hazırlara hitaben: “Şimdiye kadar benim size kendi nefsimden bir şey söylediğimi duydunuz mu? Herkes bir ağızdan hayır, ya Resulellah dediler. Yine buyurdu: Ben sizlere nefsinizden (sizlerden) daha evla (yani sizin üzerinizde tasarruf etmeye daha yetkili) değil miyim? Yine hep bir ağızdan evlasın ya Rasulellah dediler. Bu defa Allah Resulü s.a.v Ey insanlar Allah Tebarek ve teala size önemli bir emri açıklamamı emretti: Herkes pür dikkatle gözlerini Allah elçisinin ağzına dikti. Rasulullah s.a.v Hz. Ali’nin elinden tutarak kaldırdı ve şöyle seslendi. Ben kimin mevlası  isem Ali’de onun mevlasıdır. Allahım O’nu seveni sev O’na düşman olana düşman ol. Yani Ali’yi seveni Allah sever Ali’ye düşman olan Allah’a düşmandır. Daha sonra herkesin teker, teker gelerek biat etmesini emrettiler. Bunun üzerine ilk olarak Ebubekir ve Ömer gelerek şöyle tebrik ettiler. Tebrikler, tebrikler Abutalip oğlu tüm mümin erkek ve mümine kadınların mevlası oldun. Dediler. Daha sonra halk bölük, bölük gelerek biat ettiler. Kadınlar nasıl biat edeceklerini sordular. Rasulullah s.a.v bir leyenin içerisine su dökmelerini ve hz.Ali’nin elini suya daldırmasını ve kadınlar da ellerini suya daldırarak biat etmelerini emretti. Kadınlar da böyle biat ettiler.
Bu açıklamalarımız Sünni ve şia kaynaklarından alınan özettir. Hadis ve tefsir kitapları daha geniş açıklamışlardır.
Şimdi bu olayı nakleden sahabeleri tanıyalım: Tam 110 sahabe olayı nakletmiştir.
 RESULULLAH S.A.V KAMİL BİR İNSAN İDİ
Yaratılıştan maksat ve hedef insanın kâmilleşmesi yeryüzünde Allah’ın halifesi olması ve kendisine layık olan o yüce kemale erişmelidir. Allah insanları yarattı ve onların kemalini ise kendisine yapılan ibadetle erişilebileceğini beyan etti. Akıl da bize bu konuda yardımcı olmaktadır. Her yönden kâmil olan bir yüce zata yakınlaşmakla kemal kazanılır. Kemal yolunu ise yalnız Allah bilir ve O’nun c.c öğretisiyle olur. Allah peygamberleri bu yola aşina etmiş, peygamberler de insanlara bu yolu göstermişlerdir. Buna göre yaratılan ilk insan peygamber olmuştur. Tüm insanlar içerisinde evvelden ahire en kâmil olan son elçi ve peygamber olmalıdır. Yani Hz. Muhammed Mustafa insanlık âleminin en kâmil insanıdır. Ayrıca biz Müslümanlara göre de masumdur. Günah, hata ve yanlışlıklardan uzaktır. Yani eğer dersek böyle yapsaydı iyi olurdu, O yüce zata hakaret olur hem saygınlığı ortadan kalkar hem de biz günah işlemiş oluruz.
Tüm insanlık âleminin en üstünü, en büyüğü en hekimi olan bir yüce şahsiyetten insanlar arasında bunca önemli bir meseleyi (hilafet meselesini) müphem ve belirsiz bırakmak yakışır mı? Kendisinden sonraki halifeler bu işe oldukça önem vermişler de Allah Resülü mü? önem vermemiş? Kamil olma ile çelişmiyor mu? Bunu hangi akıl sahibi kabul edebilir? Resulullah’tan s.a.a sonraki insanlar bunu anlamadılarsa tarih bunu unutmaz ve yargılar. Günümüz insanı geçmişin yanlışlıklarını doğru kabul etmediği gibi üstünkörü de geçmez.İşte gün geçtikçe hakikatler biraz daha aydınlanıyor, gerçekler ortaya çıkıyor. Allah Teala bize gerçek hidayeti nasip etsin, imanımızı gerçekler üzere kurulan imandan etsin, taklitçi, birilerinin kendi yanından düzelttiği iman etmesin inşallah. Allah bu büyük velayet bayramını tüm Müslümanlara kutlu kılsın. Velayetin son sancaktarı olan tüm dünyanın yolunu gözlediği Mehdi’nin zuhurunu çabuk etsin ve onun gelişiyle gözlerimizi nurlandırsın.Arslan BAŞARAN
Iğdırmava Cami İmamı
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x
İlginizi Çekebilir
Ey Türk gençliği! 
Ey Türk gençliği! 
10-16 Mayıs Dünya Engelliler Haftası Karabağ Özel Eğitim Anaokulu’nda Kutlandı
10-16 Mayıs Dünya Engelliler Haftası Karabağ Özel Eğitim Anaokulu’nda Kutlandı
Vali Ercan Turan, Alkızıl ve Ünver Ailelerinin Mutlu Gününe Ortak Oldu
Vali Ercan Turan, Alkızıl ve Ünver Ailelerinin Mutlu Gününe Ortak Oldu
Iğdır’da Trafik Kazası: Bir Yaya Hayatını Kaybetti
Iğdır’da Trafik Kazası: Bir Yaya Hayatını Kaybetti
Son Haberler
Ey Türk gençliği! 
Ey Türk gençliği! 
Bir haftada 287 işletmeye denetim
Bir haftada 287 işletmeye denetim
Tortum ve Uzundere'de foto safari heyecanı
Tortum ve Uzundere'de foto safari heyecanı
Şevkatli Eller şehit aileleri ile buluştu
Şevkatli Eller şehit aileleri ile buluştu
Başkan Demir muhtarlarla buluştu
Başkan Demir muhtarlarla buluştu
YEŞİL IĞDIR GAZETESİ
YEŞİL IĞDIR GAZETESİ

Ana Sayfa
Genel Haber
Kültür & Sanat
Gündem
Siyaset
Sağlık
Spor
Eğitim
Resmi İlanlar
Duyurular
Haberler
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Duyurular
  • Eğitim
  • Genel Haber
  • Gündem
  • Haberler
  • Kültür & Sanat
  • Resmi İlanlar
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.