Başkan Güneş, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Arsenikli Suyu mu İçireceğiz?”
“Ali Kemal Ayaz diyor ki: ‘Gürgüre suyunu niye getirmiyorsunuz?’ İktidar adına siyaset yapan bir il başkanının, Gürgüre suyunun kalitesinden haberdar olmaması ne kadar üzücü. Oysa geçmişte Aralık ilçesinin 50 köyüne ve Karakoyunlu’ya bu su verilmişti; ancak arsenik seviyesi yüksek olduğundan, yani zehirleme riski bulunduğu için bu sudan vazgeçilmiştir.
İkinci bir husus ise; işini gücünü bırakmış, bizim aldığımız meclis kararında bir eksiklik arayarak bizi karalamaya çalışıyor. Biz, ihtiyacı olan vatandaşlarımıza hukuki destek sağlamak amacıyla Baro ile bir anlaşma yaptık. Duyumlarımıza göre yakında Türkiye’de şeffaflaşma adına ‘Nereden Buldun Yasası’ çıkacak; biz siyasilerin geriye dönük mal varlıkları sorgulanacak. Az sabret, yarın sen de bize başvurup mal varlığını sorgulatacaksın; işte o zaman bu hukuk sana da lazım olacak. Bunun farkında bile değil.”
“Bir diğer eleştirim ise İl Özel İdaresi Genel Sekreteri’nedir. Özel İdare tarafından su toplama alanları ve depoları yapılmış; bize ‘Suyu ne zaman vereceksiniz?’ diye soruyor. Baraj daha yeni su topluyor. Üstelik kendi hatalarını örtmekten de çekinmiyor.
İl Özel İdaresi, su depolarını eski usul vanalarla yapmış. Yani bir köylü inecek, kendi köyünün ihtiyacı için vanayı ne kadar açarsa o kadar su akacak. Böyle bir sistem kabul edilemez! Suyun, nüfus oranına göre merkezi bir otomasyon sistemiyle modernize edilerek verilmesi gerekir. Sorduğumuzda ise ‘ödenek yok’ deniliyor. Hem işi bilmeyeceksiniz hem soru soracaksınız; tedbir almayıp ödenek ayırmayacaksınız, sonra da gelip bize ‘Ey başkan, su ne zaman gelecek?’ diyeceksiniz.
Kasım Çarman arkadaşımız daha önce Destek Hizmetleri’nde de başkanlık yaptı. Bir sahaya çıkın artık! O kravatları, o briyantinli saçları bir kenara bırakın da halkın içine karışın. Gerçi kendisi, görevini sadece Özel İdare’nin mobilya ve mefruşat alımıyla sınırlı sanıyor; buna söylenecek söz yok.”
“Siyaset Çözüm Üretme Sanatıdır”
“Siyaset, çözüm üretme sanatıdır. Biz sahaya indiğimizde, Iğdır halkının tamamından sorumluyuz. Siyasette rekabet güzeldir ve doğaldır; ancak bu rekabetin ölçüsü ahlak olmalıdır.
Duyuyoruz ki ‘Halk belediyeye yürüdü’, ‘Halk su deposuna yürüdü’ gibi asılsız dedikodular yayılıyor. Ayıptır! Bizim yüzümüze karşı eleştiri getiremeyenlerin söylediği tek bir cümle dahi bizim için yok hükmündedir.”