Iğdır Kültür Merkezi Konferans Salonu'nda düzenlenen panele Iğdır
Valisi Amir Çiçek, Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Hakkı
Yılmaz, Öğretim görevlileri, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdulhakim
Yüce başkanlığında yapılan panele Araştırmacı yazar Din Alimi Dr.
Arslan Başaran, Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Shahı Ahmadov, Iğdır üniversitesi İlahiyat Fakültesi
öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Zeki Tan, Iğdır üniversitesi İlahiyat
Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Fahri Hoşhab konuşmacı olarak
katıldı. Panelin açılışını yapan Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Abdulhakim Yüce, Ehlibeyt ailesinin çok sıkıntı
çektiğini söyledi. Yüce, "Peygamber efendimizin ailesi de Ehlibeyti
oluşturur. Ehlibeyti sevmek imanımızın gereğidir. Ehlibeyt Kur'an-ı
Kerim'de yer almaktadır. Ehlibeyt bizlere neler kazandırdı. Bunları
bugünkü panelimizde sizlere aktarmaya çalışacağız.” dedi.
Araştırmacı yazar Din Alimi Dr. Arslan Başaran, ”Ehl-i Beyt ve Ümmet” “İslam’ın temeli, beni ve Ehl-i Beyt’i mi sevmektir” buyurduğunda, insanın hayatında hiçbir rol oynamayan ve başka sevgilerden hiçbir farkı olmayan, hatta Ehl-i Beyt’in dışında, hatta bazan karşısında olan kimselere beslenen muhabbetin aynısı veya daha aşağısı, kupkuru bir sevgiyi mi İslam’ın temeli olarak nitelemek istiyordu?! Peygamber’i sevip de onun yolunu takip etmeyenin, onu kendisine örnek ve önder edinmeyenin sevgisi gerçek bir sevgi olabilir mi? Dinin temeli olarak nitelendirilebilir mi? Buna paralel olarak zikrettiği Ehl-i Beyti’nin sevgisi nasıl?! Ehl-i Beyt’i biz değil Allah-u Teâlâ ve Allah’ın Yüce Resulü ön plana çıkarmıştır. Allah Resulüne uyun diyorsa herkesin uyması gerekir. Ehlibeyte mahsum bir insanın itahatı farzdır. Peygamber efendimiz Hz. Ali de Fatıma (a.s)’ ya bir bağ hediye etti. Kimler elinden almak istedi. Fatıma (a.s)’ın vasiyeti üzerine o geceleyin defnedildi. Nedeni ise sizler araştırırsınız.” dedi. Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Shahı Ahmadov, “Hz.Peygamber (s.a.s.) ve Hz. Ali (r.a.) ”Resulullah’ın amcasının oğlu, damadı, dördüncü halife. Babası Ebû Talib, annesi Kureyş’ten Fâtıma binti Esed, dedesi Abdulmuttalib’tir. Künyesi Ebu’ı Hasan ve Ebû Tûrab (toprağın babası), lâkabı Haydar; ünvanı Emîru’l-Mü’minin’dir. Ayrıca ‘Allah’ın Arslanı’ ünvanıyla da anılır. Hz. Ali küçük yaşından beri Resulullah’ın yanında büyüdü. On yaşında İslâm’ı kabul ettiği bilinmektedir. Hz. Hatice’den sonra müslümanlığı ilk kabul eden odur. Hz. Peygamber ile Hz. Hatice’yi bir gün ibadet ederken gören Hz. Ali’ye Peygamberimiz şirkin kötülüğünü, tevhidin manasını anlattığında Hz. Ali hemen müslüman olmuştu. Mekke döneminde her zaman Resulullah’ın yanındaydı.
Resulu Ekrem hicretin 9. yılında Tebük seferine çıkarken Hz. Ali’yi ehl-i beytin muhafazası için Medine’de bıraktı, ancak bu sefere katılamadığı için müteessir oldu. Bunun üzerine Resulullah: “Musa’ya göre Harun ne ise, sen bana karşı o olmak istemez misin?” dedi. Ali, bu iltifattan çok memnun oldu. Hz. Ali bu ümmetin en ileri gelenlerinden biri olarak İslâm’ın bize kadar gelmesinde büyük rolü olan sahabelerdendir.” Iğdır üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Zeki Tan, “Hz.Peygamber (s.a.s.) ve Hz. Fatıma (r.a)” hayatını anlattı. Iğdır üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Fahri Hoşhab, “Hz.Peygamber (s.a.s.) ve Hz. Hasan (r.a.) Hz. Hüseyin (r.a)" konularında katılımcılara bilgiler verdi.
Araştırmacı yazar Din Alimi Dr. Arslan Başaran, ”Ehl-i Beyt ve Ümmet” “İslam’ın temeli, beni ve Ehl-i Beyt’i mi sevmektir” buyurduğunda, insanın hayatında hiçbir rol oynamayan ve başka sevgilerden hiçbir farkı olmayan, hatta Ehl-i Beyt’in dışında, hatta bazan karşısında olan kimselere beslenen muhabbetin aynısı veya daha aşağısı, kupkuru bir sevgiyi mi İslam’ın temeli olarak nitelemek istiyordu?! Peygamber’i sevip de onun yolunu takip etmeyenin, onu kendisine örnek ve önder edinmeyenin sevgisi gerçek bir sevgi olabilir mi? Dinin temeli olarak nitelendirilebilir mi? Buna paralel olarak zikrettiği Ehl-i Beyti’nin sevgisi nasıl?! Ehl-i Beyt’i biz değil Allah-u Teâlâ ve Allah’ın Yüce Resulü ön plana çıkarmıştır. Allah Resulüne uyun diyorsa herkesin uyması gerekir. Ehlibeyte mahsum bir insanın itahatı farzdır. Peygamber efendimiz Hz. Ali de Fatıma (a.s)’ ya bir bağ hediye etti. Kimler elinden almak istedi. Fatıma (a.s)’ın vasiyeti üzerine o geceleyin defnedildi. Nedeni ise sizler araştırırsınız.” dedi. Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Shahı Ahmadov, “Hz.Peygamber (s.a.s.) ve Hz. Ali (r.a.) ”Resulullah’ın amcasının oğlu, damadı, dördüncü halife. Babası Ebû Talib, annesi Kureyş’ten Fâtıma binti Esed, dedesi Abdulmuttalib’tir. Künyesi Ebu’ı Hasan ve Ebû Tûrab (toprağın babası), lâkabı Haydar; ünvanı Emîru’l-Mü’minin’dir. Ayrıca ‘Allah’ın Arslanı’ ünvanıyla da anılır. Hz. Ali küçük yaşından beri Resulullah’ın yanında büyüdü. On yaşında İslâm’ı kabul ettiği bilinmektedir. Hz. Hatice’den sonra müslümanlığı ilk kabul eden odur. Hz. Peygamber ile Hz. Hatice’yi bir gün ibadet ederken gören Hz. Ali’ye Peygamberimiz şirkin kötülüğünü, tevhidin manasını anlattığında Hz. Ali hemen müslüman olmuştu. Mekke döneminde her zaman Resulullah’ın yanındaydı.
Resulu Ekrem hicretin 9. yılında Tebük seferine çıkarken Hz. Ali’yi ehl-i beytin muhafazası için Medine’de bıraktı, ancak bu sefere katılamadığı için müteessir oldu. Bunun üzerine Resulullah: “Musa’ya göre Harun ne ise, sen bana karşı o olmak istemez misin?” dedi. Ali, bu iltifattan çok memnun oldu. Hz. Ali bu ümmetin en ileri gelenlerinden biri olarak İslâm’ın bize kadar gelmesinde büyük rolü olan sahabelerdendir.” Iğdır üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Zeki Tan, “Hz.Peygamber (s.a.s.) ve Hz. Fatıma (r.a)” hayatını anlattı. Iğdır üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Fahri Hoşhab, “Hz.Peygamber (s.a.s.) ve Hz. Hasan (r.a.) Hz. Hüseyin (r.a)" konularında katılımcılara bilgiler verdi.