Oğan yaptığı basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi; “Ermeni çeteler yüz yıl önce Iğdır’da ve bölgede yaptıkları vahşet cezasız kaldığı için bu vahşetin tekrarını Hocalı’da yapmışlardır. Azerbaycan’ın Hocalı kasabasında 1992 yılının 25-26 Şubat günü saldırılar devlet terörü noktasına gelmiştir. Hocalı’da yüzlerce Azerbaycan Türkü soykırıma uğratılmış, masum insanların kafataslarının derileri kazınmış, hamile kadınların karınlarındaki çocukları daha doğmadan hançerlenerek katledilmiştir. 25-26 Şubat 1992 tarihlerinde Azerbaycan’ın Hocalı kasabasında Ermenilerin neden olduğu insanlık dramı, tarihin en acılı sahneleri olarak bütün dünyanın hafızasına, Türk dünyasının ise yüreğine kazınmıştır.
Ermenilerin Hocalı’da masum insanlara karşı yaptıkları ne uluslararası hukukun insan haklarına ilişkin kurallarına uymakta, ne de insanım diyen bir varlığın vicdanına sığmaktadır. Uluslararası hukuktaki soykırım tanımlarına bire bir uyan Hocalı Soykırımı aynı zamanda Türk dünyasının ortak acısıdır. Buna karşılık, tarih boyunca Türkleri katleden Ermenistan ve Ermeni diasporası günümüzde aynı zihniyetle, geçmişte soydaşlarımıza yaptıklarını unutarak uluslararası alanda asılsız iddialarını benimsetme harekatını kendine görev edinmiştir. Türk dünyasının Hocalı’da yaşanan vahşet için tek bir ses olması, birleşik bir diaspora ile anlatacaklarını daha gür bir sesle dünya kamuoyuna aktarması günümüzde büyük bir gerekliktir.
Bu bağlamda, gerek başkanı olduğum TÜRKSAM ve Türkiye Azerbaycan Derneği TAD çerçevesinde ve gerekse de mensubu bulunduğum MHP’nin Iğdır Milletvekili olarak ciddi bir çalışma içerisindeyiz. Bir yandan Türkiye’nin birçok şehrinde ve yurt dışında yoğun olarak gerçekleştirdiğimiz konferanslar ve TV programları ile Hocalı gerçeklerini kamuoyunda anlatmaya çalışırken diğer yandan da TBMM’de Hocalı’da yaşananların soykırım olarak kabul edilmesi için bütün imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. MHP Iğdır Milletvekili sıfatı ile gerçekleştirdiğimiz çabalar neticesinde meclis tarihimizde ilk defa üyesi olduğum TBMM Dışişleri Komisyonu ve Türkiye Azerbaycan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu olarak Hocalı Soykırımı hakkında bir bildiri yayınladık. Bizim “soykırım” olarak çıkmasını istediğimiz bu karar maalesef çoğunluk oyları ile “insanlığa karşı suç” ve “katliam” olarak çıkmıştır. Ancak bu bile önemli bir aşamadır. Bu kararın siyasi ve toplumsal zeminde birçok benzer karara ortam sağlayacağını umuyoruz. Ayrıca, Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ’nin “Önce ülkem ve milletim sonra partim” sözünü benimseyen siyasi anlayışın ferdi olarak yüce milletimizi Hocalı ile ilgili yapılacak olan faaliyetlerde siyasi kimliklerinden sıyrılıp 26 Şubat’ta “Hocalılı” olarak ortak bir payda altında birleşmeye ve Türk milletinin acısını paylaşmaya çağırıyoruz.
Hocalı’da meydana gelen hukuksuzluğu, yitirilen insanlığı, zülüm gören beşikteki bebekleri, esir edilen soydaşlarımızı ve hunharca katledilen insanları hiçbir zaman unutmadığımızı ve ilerleyen günlerde de gündemden düşmesine izin vermeyerek unutturmayacağımızı belirterek şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Şu bilinmelidir ki, Ermenilerin Hocalı’da Azerbaycan Türklerine karşı yaptıkları vahşet eninde sonunda Soykırım olarak kabul edilecek ve bu soykırım suçunu işleyenler tarih ve adalet önünde gerekli cezaya çarptırılacaktır.
Bütün bu çalışmalarımızda bizlerle beraber olan, Hocalı’ya sahip çıkan, Hepimiz Hocalılıyız diyen Türk milletinin bütün fertlerine teşekkür ediyorum. Türk Dünyasının başı sağ olsun…”
Ermenilerin Hocalı’da masum insanlara karşı yaptıkları ne uluslararası hukukun insan haklarına ilişkin kurallarına uymakta, ne de insanım diyen bir varlığın vicdanına sığmaktadır. Uluslararası hukuktaki soykırım tanımlarına bire bir uyan Hocalı Soykırımı aynı zamanda Türk dünyasının ortak acısıdır. Buna karşılık, tarih boyunca Türkleri katleden Ermenistan ve Ermeni diasporası günümüzde aynı zihniyetle, geçmişte soydaşlarımıza yaptıklarını unutarak uluslararası alanda asılsız iddialarını benimsetme harekatını kendine görev edinmiştir. Türk dünyasının Hocalı’da yaşanan vahşet için tek bir ses olması, birleşik bir diaspora ile anlatacaklarını daha gür bir sesle dünya kamuoyuna aktarması günümüzde büyük bir gerekliktir.
Bu bağlamda, gerek başkanı olduğum TÜRKSAM ve Türkiye Azerbaycan Derneği TAD çerçevesinde ve gerekse de mensubu bulunduğum MHP’nin Iğdır Milletvekili olarak ciddi bir çalışma içerisindeyiz. Bir yandan Türkiye’nin birçok şehrinde ve yurt dışında yoğun olarak gerçekleştirdiğimiz konferanslar ve TV programları ile Hocalı gerçeklerini kamuoyunda anlatmaya çalışırken diğer yandan da TBMM’de Hocalı’da yaşananların soykırım olarak kabul edilmesi için bütün imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. MHP Iğdır Milletvekili sıfatı ile gerçekleştirdiğimiz çabalar neticesinde meclis tarihimizde ilk defa üyesi olduğum TBMM Dışişleri Komisyonu ve Türkiye Azerbaycan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu olarak Hocalı Soykırımı hakkında bir bildiri yayınladık. Bizim “soykırım” olarak çıkmasını istediğimiz bu karar maalesef çoğunluk oyları ile “insanlığa karşı suç” ve “katliam” olarak çıkmıştır. Ancak bu bile önemli bir aşamadır. Bu kararın siyasi ve toplumsal zeminde birçok benzer karara ortam sağlayacağını umuyoruz. Ayrıca, Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ’nin “Önce ülkem ve milletim sonra partim” sözünü benimseyen siyasi anlayışın ferdi olarak yüce milletimizi Hocalı ile ilgili yapılacak olan faaliyetlerde siyasi kimliklerinden sıyrılıp 26 Şubat’ta “Hocalılı” olarak ortak bir payda altında birleşmeye ve Türk milletinin acısını paylaşmaya çağırıyoruz.
Hocalı’da meydana gelen hukuksuzluğu, yitirilen insanlığı, zülüm gören beşikteki bebekleri, esir edilen soydaşlarımızı ve hunharca katledilen insanları hiçbir zaman unutmadığımızı ve ilerleyen günlerde de gündemden düşmesine izin vermeyerek unutturmayacağımızı belirterek şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Şu bilinmelidir ki, Ermenilerin Hocalı’da Azerbaycan Türklerine karşı yaptıkları vahşet eninde sonunda Soykırım olarak kabul edilecek ve bu soykırım suçunu işleyenler tarih ve adalet önünde gerekli cezaya çarptırılacaktır.
Bütün bu çalışmalarımızda bizlerle beraber olan, Hocalı’ya sahip çıkan, Hepimiz Hocalılıyız diyen Türk milletinin bütün fertlerine teşekkür ediyorum. Türk Dünyasının başı sağ olsun…”