ÖĞRETMENİN IŞIĞI

ÖĞRETMENİN IŞIĞI

Toplumların kaderi, büyük ölçüde öğretmenlerinin ellerinde şekillenir kıymetli okuyanlarım. Çünkü eğitimli toplumlar yalnızca daha müreffeh bir hayat sürmekle kalmaz; aynı zamanda daha huzurlu, daha istikrarlı ve daha ileriye dönük bir yapıya kavuşurlar. Bilimin ışığında ilerleyen toplumların ortak paydasında, her zaman iyi yetişmiş öğretmenlerin izleri vardır.

Her yıl 24 Kasım’da kutlanan Öğretmenler Günü, bize bu kutsal mesleğin değerini yeniden hatırlatır. Fakat asıl mesele, öğretmeni yılda bir gün hatırlamak değil; toplumsal dönüşümdeki rolünü her daim görünür kılmaktır.

Öğretmenlik, yalnızca bilgi aktarma mesleği değildir; bir karakter inşa etme sanatıdır. Öğretmen, sınıfa girdiği anda öğrencilerinin gözlerinden, onların iç dünyalarını okumayı bilir. Sevinçlerini, hüzünlerini, kaygılarını görür ve hepsini büyük bir sabırla yeniden yoğurur. Belki de bu nedenle, öğretmenliğin en güçlü tanımı “kendinden vererek çoğalmak” tır.

Kırk yıla yaklaşan meslek hayatımda, yetiştirdiğim öğrencilerin yıllar sonra kendi başarı hikâyeleriyle karşıma çıkması, bu mesleğin en büyük ödülü oldu. Onların yer aldığı her güzel makam, kendi emeğimin boşa gitmediğini gösteren bir işaret gibiydi. Öğrencisinin başarısıyla gururlanmayan bir öğretmen yoktur; bunun hazzı ise tarif edilemez.

Gelişmiş ülkeler bu gerçeği çoktan kavramış durumda. Öğretmenin yetiştirilmesinden çalışma koşullarına, mesleki saygınlığından ekonomik refahına kadar her alanda ciddi politikalar geliştirdiler. Çünkü bilirler ki öğretmenin motivasyonu, bir ülkenin geleceğini doğrudan belirler. Mutlu öğretmen demek, güçlü toplum demektir.

Bizde ise öğretmenliğin kutsiyeti sözde hep yüksek tutulur ama, çoğu zaman gereği tam olarak yapılmaz. Oysa öğretmen sınıfa girdiği anda öğrencisiyle arasında kurduğu bağda; ırk, din, düşünce gibi tüm ayrımlar kapının dışında kalır. Öğretmen–öğrenci ilişkisi, doğası gereği eşitlik, saygı ve sevgi üzerine kuruludur. Bu bile öğretmenin toplumsal birlikteliğe yaptığı en büyük katkıdır.

Öğretmen, ışığıyla çevresini aydınlatırken farkında olmadan kendinden bir parça eksiltir. Yeri gelir evini, ailesini, kendi sorunlarını unutur; tüm dikkatini öğrencisine verir. Bazen yorgun düşer, bazen yalnız hisseder… Ama hiçbir zaman umudunu kaybetmez. Çünkü bilir ki her öğrenci, bir geleceğe açılan kapıdır.

Bugün daha güçlü, daha refah içinde ve daha huzurlu bir toplum istiyorsak; önceliğimiz öğretmenin elini güçlendirmek olmalı. Geleceğimizin teminatı olan genç nesillerin hamurunu yoğuran eller, öğretmenlerin elleridir.

Bu vesileyle, ülkemizin dört bir yanında fedakârca çalışan tüm öğretmenlerin, Öğretmenler Günü’nü yürekten kutluyorum. İyi ki varlar; iyi ki yolumuza ışık oluyorlar.