Türkiye Azerbaycan Derneği Iğdır şubesi tarafından Ermenistan’da bulunan Medsomor nükleer santralinin 10 yıl daha çalışması yönünde Amerika tarafından alınan karara tepki amacıyla imza kampanyası başlatıldı.
Atatürk caddesi Zübeyde hanım bulvarında düzenlenen imza kampanyasında bir açıklama yapan Dernek başkanı Serdar Ünsal, ”Amerikanın aldığı bu karardan dönmesini Medsamor nükleer santralinin kapatılmasını istiyoruz. Topladığımız bu imzalrı ABD Ankara büyükelçiliğine göndereceğiz” dedi.
Ünsal, açıklamasında şunları söyledi: “ İlimizin yanı başında bulunan Ermenistan’daki Medsamor Nükleer santralinin kapatılma süreci Amerika tarafından 10 yıl daha uzatılmıştır. Daha önce AB aldığı 2016 yılında kapatılma kararı rafa kaldırılmıştır. Amerikan yetkilerinin Ermeni diasporasının etkisinde kalarak aldığı bu kararı kınıyoruz. Bütün dünyayı alınan bu karara tepki koymaya çağırıyoruz. Dernek olarak açtığımız imza kampanyasına ve www. igdirim76.com adresindeki anketimize katılmanızı istiyoruz.
Yanı başımızda bulunan Ermenistan’daki Medsamor nükleer santrali kısaca ölüm saçıyor. İşte santralle ilgili gerçekler.. Iğdır üzerine etkileri.. Iğdır’da kanser vakaları büyük artış göstermeye yaşlı genç demeden ölümlerine neden olmaya devam ediyor. Iğdır devlet hastanesinin 2000 yılından beri tutmaya başladığı resmi istatistik bilgilere göre Iğdır’da her yıl 1000 civarında kişiye kanser teşhisi konuluyor. 300’e yakın kişide kanserden hayatını kayıp ediyor. 180.000 nüfuslu bir Iğdır’da, bir yılda kanser nedeniyle ölen kişi sayısı Iğdır Devlet hastanesi kayıtlarına göre 300 civarında… İl dışında tedavi gören ve orda ölüp Iğdır’a getirilen kanser vakası da en az 300 civarında olduğu belirtildi. Yıllardır Medsamor Nükleer santralinin kapatılması için açıklama yaparız kamuoyu oluştururuz. Ancak yapılan incelemelerde sıkıntı olmadığı söylenir ve halkın tepki göstermesi engellenir… Edindiğimiz bilgiye göre, 1990’lı yıllarda Iğdır ilinde 15-20 kanser vakası, 2000’li yıllarda 30-40 kanser vakası ve 2010 yılında ise 300 civarında kanser vakasının görüldüğü ortaya çıkmıştır. “1980 yılında Sovyetler Birliği zamanında faaliyete açılan Metsamor nükleer santrali 1988 yılında 6.9 şiddetinde bir deprem yaşadı, deprem merkezine uzaklığı sadece 75 km olan Metsamor’un faaliyeti derhal durduruldu. 1988-1994 yılları arasında Azerbaycan ile aralarında oluşan sorunlar sonucu Ermenistan’a Türkiye ve Azerbaycan’dan enerji akışı kesilince depremden 8 yıl sonra 1995 yılında tesis tekrar faaliyete açıldı.” Metsamor’dan değilse, neden kanser vakası bu kadar fazla? Yaşanan gelişmelerden halkımızın bilgilendirilmesi gerekmektedir. Siyasilerin, sivil toplum kuruluşlarının, esnafın, tüccarın herkesin bu işi eğilmesi, kulak kabartması ve hesap sorması gerekmektedir. Bugüne kadar 150 kez arızalanan Metzamor, havayı ve suyu tehdit ediyor. Bir sızıntıda başta Iğdır olmak üzere, Kars, Ardahan, Ağrı ve Erzurum illeri etkilenecek. Aynı zamanda fay hattı üzerinde bulunan nükleer santral, olası bir depremde büyük bir felaketi de beraberinde getirecek.
Metsamor patlamaya hazır bomba gibi
1995 yılında üretime başlayan Türkiye-Ermenistan sınırındaki Metzamor nükleer santrali, miadını doldurmasına rağmen faaliyetine devam ederek başta Iğdır olmak üzere Kars, Ardahan, Ağrı ve Erzurum illerine büyük tehlike saçıyor. İlkel şartlarda üretimini sürdürmesi nedeniyle bölgede korku yaratan Metzamor' un fay hattı üzerinde olması da yaşanan korkuları iki katına çıkarıyor. Son dönemlerde doğuda yaşanan depremlerin yakın bir gelecekte de bu bölgede meydana gelebileceği endişesi halkı tedirgin ediyor. Olası bir depremde nükleer santralin zarar görmesi, bu bölgede nükleer bir depremin yaşanması anlamına gelecek. Yerli ve yabancı bir çok uzman, santralin bir an önce kapatılması gerektiğini savunurken, tepkilere kulak tıkayan Ermenistan, Uluslararası Atom Kurumu'ndan santralin çalışması için 10 yıllık ek bir süre daha almış durumda.
AİHM'E BİLE BAŞVURULDU.
Üretime başladıktan bir yıl sonra yani 1988 yılında bölgede meydana gelen deprem nedeniyle hasar gören Metzamor santralinin, sızıntı yaptığı için iki reaktörü devre dışı bırakıldı. Santralin kapatılması tartışılırken, hasar gören reaktörlerinin yeniden devreye girmesi bölge halkını büyük endişeye sevk eti. Konu ile ilgili olarak sürekli başta Türkiye'deki kurumlar olmak üzere Uluslararası Kurumları uyaran bizler, Iğdırlılar ,şunları söyledik: "Biz bu endişeyi en fazla yaşayan illerin başında geliyoruz. Türkiye'deki yetkililere, Uluslararası atom kurumuna, hatta Avrupa İnsan Hakları mahkemesine bile başvurduk. Ama hiçbir şey olmadı. Kimse uyarılarımızı dikkate almıyor. Ermenistan tüm dünyanın uyarılarına kulak tıkayarak yaşanabilecek olası bir felakete davetiye çıkartıyor. Miadını dolduran bu santralin Çernobil gibi bir an önce kapatılıp, tarihi bir yer olarak kalmasını istiyoruz"
Sevgili Iğdırlılar, BOMBANIN ÜZERİNDE OTURUYORUZ!!! Başta Iğdır olmak üzere bölgedeki bir çok il pimi çekilmek üzere olan bir bombanın üzerinde yaşıyoruz. Hemen yanı başımızda duran ve her an bir faciaya yol açacak nitelikteki bu santralin işlevinin bir an önce durdurulmasını istiyoruz. 1988 yılında meydana gelen sızıntı en fazla bizi etkiledi. Pimi çekilmeye hazır bir bombanın üzerinde oturuyoruz. Bir gün başımıza bu santral yüzünden büyük bir felaket gelecek. Ellerini bağlayıp izleyenlerin o zaman ne yapacağını merak ediyorum. Bu işin şakası yok. Santral yüzünden Doğu Anadolu Bölgesi büyük tehdit altında Nükleer santralin fay hattı üzerinde olması yaşanacak felaketin boyutlarını iki katına çıkarıyor. Bir an önce santralin kapatılması gerekiyor, aksi halde ikinci bir Çernobil faciası yaşanacak.150 KEZ ARIZA VERDİ. Metzamor Nükleer santralinin 70 metre altında bölgeyi besleyen su kaynakları var, "Metzamora çok yakın bulunun Aras nehri nükleer atıklardan en fazla etkilenecek sulardan biridir. Bu nehir Türkiye sınırlarının yanı sıra Nahcivan ve Azerbaycan ülkelerinde de hayati önem arz eden bu kaynaktır. Bu olay bölgede yaşayan insanların sağlığını ciddi biçimde tehdit anlamına geliyor. "Santral Ağrı dağı fay hattı üzerinde kurulmuştur.TARLADA EKİNLER ÇÜRÜYOR Santral nedeniyle tarlalardaki ekinler çürüyor, hayvanlar hastalanıyor, hamile kadınlarda düşük doğumlar meydana geliyor.
Atatürk caddesi Zübeyde hanım bulvarında düzenlenen imza kampanyasında bir açıklama yapan Dernek başkanı Serdar Ünsal, ”Amerikanın aldığı bu karardan dönmesini Medsamor nükleer santralinin kapatılmasını istiyoruz. Topladığımız bu imzalrı ABD Ankara büyükelçiliğine göndereceğiz” dedi.
Ünsal, açıklamasında şunları söyledi: “ İlimizin yanı başında bulunan Ermenistan’daki Medsamor Nükleer santralinin kapatılma süreci Amerika tarafından 10 yıl daha uzatılmıştır. Daha önce AB aldığı 2016 yılında kapatılma kararı rafa kaldırılmıştır. Amerikan yetkilerinin Ermeni diasporasının etkisinde kalarak aldığı bu kararı kınıyoruz. Bütün dünyayı alınan bu karara tepki koymaya çağırıyoruz. Dernek olarak açtığımız imza kampanyasına ve www. igdirim76.com adresindeki anketimize katılmanızı istiyoruz.
Yanı başımızda bulunan Ermenistan’daki Medsamor nükleer santrali kısaca ölüm saçıyor. İşte santralle ilgili gerçekler.. Iğdır üzerine etkileri.. Iğdır’da kanser vakaları büyük artış göstermeye yaşlı genç demeden ölümlerine neden olmaya devam ediyor. Iğdır devlet hastanesinin 2000 yılından beri tutmaya başladığı resmi istatistik bilgilere göre Iğdır’da her yıl 1000 civarında kişiye kanser teşhisi konuluyor. 300’e yakın kişide kanserden hayatını kayıp ediyor. 180.000 nüfuslu bir Iğdır’da, bir yılda kanser nedeniyle ölen kişi sayısı Iğdır Devlet hastanesi kayıtlarına göre 300 civarında… İl dışında tedavi gören ve orda ölüp Iğdır’a getirilen kanser vakası da en az 300 civarında olduğu belirtildi. Yıllardır Medsamor Nükleer santralinin kapatılması için açıklama yaparız kamuoyu oluştururuz. Ancak yapılan incelemelerde sıkıntı olmadığı söylenir ve halkın tepki göstermesi engellenir… Edindiğimiz bilgiye göre, 1990’lı yıllarda Iğdır ilinde 15-20 kanser vakası, 2000’li yıllarda 30-40 kanser vakası ve 2010 yılında ise 300 civarında kanser vakasının görüldüğü ortaya çıkmıştır. “1980 yılında Sovyetler Birliği zamanında faaliyete açılan Metsamor nükleer santrali 1988 yılında 6.9 şiddetinde bir deprem yaşadı, deprem merkezine uzaklığı sadece 75 km olan Metsamor’un faaliyeti derhal durduruldu. 1988-1994 yılları arasında Azerbaycan ile aralarında oluşan sorunlar sonucu Ermenistan’a Türkiye ve Azerbaycan’dan enerji akışı kesilince depremden 8 yıl sonra 1995 yılında tesis tekrar faaliyete açıldı.” Metsamor’dan değilse, neden kanser vakası bu kadar fazla? Yaşanan gelişmelerden halkımızın bilgilendirilmesi gerekmektedir. Siyasilerin, sivil toplum kuruluşlarının, esnafın, tüccarın herkesin bu işi eğilmesi, kulak kabartması ve hesap sorması gerekmektedir. Bugüne kadar 150 kez arızalanan Metzamor, havayı ve suyu tehdit ediyor. Bir sızıntıda başta Iğdır olmak üzere, Kars, Ardahan, Ağrı ve Erzurum illeri etkilenecek. Aynı zamanda fay hattı üzerinde bulunan nükleer santral, olası bir depremde büyük bir felaketi de beraberinde getirecek.
Metsamor patlamaya hazır bomba gibi
1995 yılında üretime başlayan Türkiye-Ermenistan sınırındaki Metzamor nükleer santrali, miadını doldurmasına rağmen faaliyetine devam ederek başta Iğdır olmak üzere Kars, Ardahan, Ağrı ve Erzurum illerine büyük tehlike saçıyor. İlkel şartlarda üretimini sürdürmesi nedeniyle bölgede korku yaratan Metzamor' un fay hattı üzerinde olması da yaşanan korkuları iki katına çıkarıyor. Son dönemlerde doğuda yaşanan depremlerin yakın bir gelecekte de bu bölgede meydana gelebileceği endişesi halkı tedirgin ediyor. Olası bir depremde nükleer santralin zarar görmesi, bu bölgede nükleer bir depremin yaşanması anlamına gelecek. Yerli ve yabancı bir çok uzman, santralin bir an önce kapatılması gerektiğini savunurken, tepkilere kulak tıkayan Ermenistan, Uluslararası Atom Kurumu'ndan santralin çalışması için 10 yıllık ek bir süre daha almış durumda.
AİHM'E BİLE BAŞVURULDU.
Üretime başladıktan bir yıl sonra yani 1988 yılında bölgede meydana gelen deprem nedeniyle hasar gören Metzamor santralinin, sızıntı yaptığı için iki reaktörü devre dışı bırakıldı. Santralin kapatılması tartışılırken, hasar gören reaktörlerinin yeniden devreye girmesi bölge halkını büyük endişeye sevk eti. Konu ile ilgili olarak sürekli başta Türkiye'deki kurumlar olmak üzere Uluslararası Kurumları uyaran bizler, Iğdırlılar ,şunları söyledik: "Biz bu endişeyi en fazla yaşayan illerin başında geliyoruz. Türkiye'deki yetkililere, Uluslararası atom kurumuna, hatta Avrupa İnsan Hakları mahkemesine bile başvurduk. Ama hiçbir şey olmadı. Kimse uyarılarımızı dikkate almıyor. Ermenistan tüm dünyanın uyarılarına kulak tıkayarak yaşanabilecek olası bir felakete davetiye çıkartıyor. Miadını dolduran bu santralin Çernobil gibi bir an önce kapatılıp, tarihi bir yer olarak kalmasını istiyoruz"
Sevgili Iğdırlılar, BOMBANIN ÜZERİNDE OTURUYORUZ!!! Başta Iğdır olmak üzere bölgedeki bir çok il pimi çekilmek üzere olan bir bombanın üzerinde yaşıyoruz. Hemen yanı başımızda duran ve her an bir faciaya yol açacak nitelikteki bu santralin işlevinin bir an önce durdurulmasını istiyoruz. 1988 yılında meydana gelen sızıntı en fazla bizi etkiledi. Pimi çekilmeye hazır bir bombanın üzerinde oturuyoruz. Bir gün başımıza bu santral yüzünden büyük bir felaket gelecek. Ellerini bağlayıp izleyenlerin o zaman ne yapacağını merak ediyorum. Bu işin şakası yok. Santral yüzünden Doğu Anadolu Bölgesi büyük tehdit altında Nükleer santralin fay hattı üzerinde olması yaşanacak felaketin boyutlarını iki katına çıkarıyor. Bir an önce santralin kapatılması gerekiyor, aksi halde ikinci bir Çernobil faciası yaşanacak.150 KEZ ARIZA VERDİ. Metzamor Nükleer santralinin 70 metre altında bölgeyi besleyen su kaynakları var, "Metzamora çok yakın bulunun Aras nehri nükleer atıklardan en fazla etkilenecek sulardan biridir. Bu nehir Türkiye sınırlarının yanı sıra Nahcivan ve Azerbaycan ülkelerinde de hayati önem arz eden bu kaynaktır. Bu olay bölgede yaşayan insanların sağlığını ciddi biçimde tehdit anlamına geliyor. "Santral Ağrı dağı fay hattı üzerinde kurulmuştur.TARLADA EKİNLER ÇÜRÜYOR Santral nedeniyle tarlalardaki ekinler çürüyor, hayvanlar hastalanıyor, hamile kadınlarda düşük doğumlar meydana geliyor.