Vergi Anayasal bir görevdir.
Vatandaşlarımızın vergi ödeme bi linç ve alışkanlıklarının geliştirilmesine yardımcı olmak, idaremiz ile mükelleflerimiz arasındaki ilişkileri daha sağlıklı ve düzenli hale getirebilmek için Türkiye çapında "Vergi Hafta"ları düzenleniyor ve kutlanıyor.
Bizler vergi ödevimizi, vatandaşlık görevlerimizi yerine tam olarak getirirsek Devlet dediğimiz tüzel kişilik oluşur.
Amaç;
Adil bir vergi sistemidir. Kazanan kişiden kazandığı oranda almaktır. Prensibimiz az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi almaktır.
Her şey, "Vatandaş en iyisine layıktır." felsefesinden hareketle düzenlenmiştir.
Tüm dünya ülkelerinde de böyledir. Amaç, toplumsal refahtır. Vatandaş olarak Devletten bize karşı ödevlerini yerine getirmesini beklerken, vatandaş olarak "Ülkeme karşı ödevlerimi yerine getiriyor muyum. ?" diye düşünmek lazımdır. İşte o zaman Devletten bir şeyler isteme hakkına sahip olabiliriz.
Artan hizmet talebi, kamunun finansman açıklarını artırmakta, kamu açıkları ekonomik istikrar ve rasyonel kaynak kullanımı üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. İşte, ekonomik dengelerin korunabilmesi ve genel fiyat seviyesinin yükselmesi olan ENFLASYON' un etkilerinin azalmasında en önemli araçlardan birisi ve belki de en önemlisi "Vergi'''dir.
Vergi gelirlerinin genel bütçe gelirleri içerisindeki payı% 80'lerdedir. Bu da gösteriyor ki kamu harcamalarının karşılanabilmesi için vergi en sağlam kaynak olarak kendini göstermektedir.
Tüm bunların yanı sıra, halen ne yazık ki kayıt dışı ekonomi önemini korumaktadır.
Nedenleri ne olursa olsun; vergi kaçakçılığı bir ülkede, mali, iktisadi ve psikolojik ağır sonuçlar doğurur. Kaçakçılık her şeyden önce ekonomik ahlakı bozduğu gibi kamu gelirlerini de azaltır. Bu durum kamu giderlerinin karşılanabilmesi için " yeni vergilerin" konulmasını veya mevcut nispetlerde artışlar yapılmasını mecburi kılar.
Demek ki; değerli basın mensupları, vatandaş olarak ödeyeceğimiz vergi oranlarının artırılmasını istemiyorsak kayıt dışı ekonominin en büyük takipçisi olmamız gerektiğini düşünmekteyim.
Vergileri bir havuza toplamak ve toplanan vergileri gerekli olan alanlara kanalize etmek her ne kadar Anayasa ve diğer yasalarla Maliye Bakanlığına verilmiş bir yasal yükümlülük olsa da vergi bilincini oluşturabilmek için vergi reformunun küçük yaşlarda çocuklarımıza verilmeye başlanılması, polisiye tedbirlerin ortadan kalkmasını, vergi kayıp ve kaçağının büyük bir ölçüde azaltılmasını ve vergi bilincinin her kademedeki bireylere yayılmasını sağlayacaktır.
Alınan bazı önlemlere ve tedbirlere ilave olarak ve aşamalı uygulanması önem arz eden bazı kanun değişikliklerine ve teknolojik yeniliklere ihtiyaç duyulmaktadır.
Diğer bir öneri ise, vergi oranlarının düşürülerek tabana yayılmasıdır.
Vergi Haftası etkinlikleri olarak, Vergi Dairelerimize Danışma Büroları kurulmuştur.
Vergi Gelirlerinin devleti ayakta tutan en önemli kaynak olduğunu hepimizin gayet iyi bildiğini zannediyorum. Yakalarımıza taktığımız mavi-beyaz kurdelenin ne anlamı sembolize ettiğine gelince beyaz mükelleflerimizin vergi ödevini yerine getirmelerini, mavi ise en iyi şekilde hizmete hazır olduğumuzu ifade etmektedir.
Verginin bize dönük bir hizmet olduğunu, bu ödevin zamanında ve tam olarak yerine getirilmesinin daha iyi yol, havaalanı, liman daha iyi okul, daha iyi ulaşım, daha iyi hastane ve daha iyi nice hizmetler olduğuna inanmamız gerekmektedir.
Nitekim gelişmiş dünya ülkelerinin vatandaşlarının vergi bilinci, vergi ahlakı ve vergi ödeme alışkanlığı gelişmekte olan ülkelere göre çok daha fazladır.
O zaman burada inanç giriyor işin içine. İnsanların vergilerinin hizmet olarak geriye döndüğüne inanmaları gerekiyor. Bunun içinde eğitim giriyor devreye. İlkokul eğitiminden itibaren verginin bir ödev olduğu, vatandaşlık görevi olduğu anlatılmalı çocuklarımıza diye düşünüyorum. Verginin ders olarak Milli Eğitim tarafından müfredata ilkokuldan başlayarak konulması gerekir.
Küçük bir ilkokul öğrencisinin tasarrufu bilmesinde, devlet malına zarar verirken esasen kendi malına, kendi parası ile yapılan sıraya, tahtasına, tebeşirine zarar verdiğini, yurttaşlık bilgisinin vergi ödevi ile paralel olduğuna inanması gerekiyor.
Kısaca bireylerin, kalkınmış ve çağdaş bir ülke için vergisini tam ve zamanında ödemeyi alışkanlık haline getirmesi gerekmektedir.
Maliye Bakanlığı sadece devlet gelirlerinin toplanması ile ilgili görevleri yapmaz. Aynı zamanda gider bütçesinin de yapımını ve kontrolünü elinde bulundurur. Görevleri arasında Devlet bütçesinin yapılarak harcamaların yerinde kullanılmasını takip etmek de vardır. Bu sebeplerle çok zor şartlarda topladığımız devlet gelirlerinin harcanmasında israftan kaçınmalıyız. Bütün Kamu Kurum ve Kuruluşlarının yönetici, amir, memur ve tüm çalışanlarına Vergi Haftası nedeniyle sesleniyorum. Devlet bütçesinden yaptığımız harcamalarda lüksten ve israftan uzak duralım. Devletin tek kuruşunu dahi harcarken gerçek ve zaruri masraflar olup olmadığına dikkat edelim ve mevcut gelir kaynaklarımızı çarçur etmeyelim. Bu hususları Vergi Haftası nedeniyle bir kez daha hatırlatmayı bir borç ve görev biliyorum.
Kamuoyuna siz basın mensupları aracılığıyla duyurulur.
Genel Haber
Yayınlanma: 25 Şubat 2008 - 11:37
VERGİ HAFTASI 25 ŞUBAT 2008 İLE 2 MART 2008 TARİHLERİ ARASINDA KUTLANIYOR
Vergi haftası münasebetiyle basın bildirisi yayınlayan Defterdar Yaşak Kısa şöyle dedi: “Bu yıl 19 uncusu kutlanacak olan geleneksel "Vergi Haftası" 25 Şubat ila 2 Mart 2008 tarihleri arasında yapılacaktır. Bilindiği üzere, Devletin zorunlu olduğu görevleri yerine getirebilmesi, yani kamusal ihtiyaçları karşılayabilmesi için kamu otoritesine dayanarak fertlerden mali güçleri oranında kanunla ve zorla aldığı paraya vergi diyebiliriz.
Genel Haber
25 Şubat 2008 - 11:37
İlginizi Çekebilir