Gözünüz Aydın Olsun: İsrail İran’a Saldırdı
İsrail’in İran’a saldıracağı çok belliydi.
Belki tarih biraz erkene çekildi ama bu saldırı kaçınılmazdı. Çünkü bölgede hâlâ İsrail’e, ABD’ye ve onların emperyalist politikalarına boyun eğmeyen tek ülke İran kalmıştı.
İran; Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Ürdün gibi omurgasız, bağnaz ve cahil rejimlerin aksine, itaat etmeyi reddetti. Bu yüzden de hedef haline geldi. Emevi zihniyetinin gölgesinde siyaset yapan bu ülkeler için, ABD ve İsrail’in çizdiği sınırların dışına çıkan herkes tehdit sayılır. İran, tam da bu nedenle uzun süredir kuşatma altındaydı.
Bugün yaşananlara doğru pencereden bakıldığında, bütün gerçekler apaçık ortada.
Ama körü körüne itaat etmeyi yaşam biçimi haline getirmiş milyarder sözde Müslümanlar, Muaviye mantığıyla hareket ediyor: “Hz. Ali’ye zarar verelim de kimin eliyle olursa olsun.”
İsrail yıllardır Filistin’i ve Gazze’yi acımasızca bombalıyor.
İran ise yıllardır Esad ve Hizbullah üzerinden Filistin’e, Gazze’ye hem askeri hem lojistik anlamda destek veriyor.
İlginç olan şu: Bugün Filistin için timsah gözyaşı döken bazı Arap liderleri ve onların destekçileri, İran’a yapılan saldırıyı adeta bayram havasında karşılıyor.
Samimiyetsizlik bu kadar mı açık yaşanır?
Bugün elini ovuşturanlar, “Oh olsun!” diyenler, aslında bölgenin gerçek düşmanıdır. İran’ın düşmesiyle sıranın kendilerine geleceğini göremeyecek kadar da gaflet içindeler.
Daha da vahimi, bu kişiler İran’ın içinde de var. Müslüman görünümlü casuslar, istihbarat toplayarak Ortadoğu’nun genelinde olduğu gibi, Müslüman’ı Müslüman eliyle katlettiriyorlar.
ABD, uzun zamandır iç karışıklıklar yaşıyor.
Ekonomik kriz, siyasi kutuplaşma ve Trump’ın başını kurtarma çabaları…
Tam da bu noktada gündemi değiştirmek için düğmeye basıldı. İsrail’e “vur” emri verildi.
Sonuç: Savaş.
Ama bir başka acı tablo da bizim tarafımızda.
İsrail saldırınca, bazı “Türkçü” çevrelerin zafer çığlıkları atması utanç verici.
Unutmayalım: İran nüfusunun yaklaşık %50’si Türk.
Tebriz vurulurken ölenler, yaralananlar büyük ölçüde Türk.
Hatta bu insanlar, Traktör Futbol Takımı’nın taraftarları.
Peki şimdi kime seviniyoruz?
Türklük üzerinden İran rejimini yıkmak isteyenler, iş ABD-İsrail saldırısına gelince sus pus.
Çünkü İran’daki Türkler, Emevi zihniyetine değil, Şah İsmail’in izine bağlılar.
Eğer Muaviyeci olsalardı, şimdi baş tacı edilirlerdi.
Ama değiller.
İran; 50 yıldır ambargo altında olan, tek başına mücadele eden, komşumuz bir ülkedir.
İran düşerse, bilin ki Türkiye de düşer.
Bu bölge zincirleme bir şekilde çöker.
Ne yazık ki Türkiye hâlâ bağımsız bir devlet refleksiyle hareket edemiyor.
İçimizdeki kripto unsurlar hâlâ temizlenemedi.
İran’daki istihbarat zaaflarının benzeri bizde de mevcut.
Siyasi irade, koltuğu koruma derdine düşmüş, ülke içindeki boşluğu göremeyecek kadar körelmiş durumda.
Sormak gerekiyor: İsrail’in uçakları hangi ülkelerden kalktı?
Füzeler hangi hava sahasından geçti?
Ürdün gibi kaç ülke İsrail’e kalkan oldu?
Evet, ortada çok büyük bir ihanet, ihmal ve ikiyüzlülük var.
Ve biz, bu acı tabloyu sadece izliyoruz…
Kalemine sağlık Hakkı konuştuğun için Allah senden razı olsun
doğruya doğru.