İran sessizliğini bozdu, füze yağdırdı. Şeytan cephesi birleşirken, İran tek başına savaşıyor. Peki, bu coğrafyada kim neyin tarafında?
Dün gece saat 02.30’da İsrail, İran’ın birçok noktasını füze ve savaş uçaklarıyla vurdu. İran’ın uzun zamandır beklediği bu saldırı sürpriz değildi. Ancak İran’ın sessizliği, İsrail ve ABD karşıtlarında ciddi bir moral bozukluğu yaratmıştı.
İsrail her saldırdığında; ABD, İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkelerle birlikte, birtakım Müslüman görünümlü Yezitler de sevinç naraları atıyorlardı. İran’a atılan her bomba, sadece İsrail değil, bu Yezitlerin de gurur kaynağına dönüşüyordu.
Trilyon Dolarlık Satış
Bu duruma aslında şaşırmamak gerek. Trump’ın Ortadoğu gezisinde Körfez ülkeleri, İran’a saldırması için cebine trilyon dolarlar sıkıştırmıştı. Yalnızca parayla yetinilmedi, bir de şereflerini ayaklar altına alarak kadınlarını Trump’a ikram edercesine sergilediler.
İşte bu zihniyet, İran vuruldukça bayram ediyordu. Ama dün akşam İran’ın başlattığı füze saldırısı bu zevatın sevincini hüsrana çevirmiştir. Çünkü İran ilk kez nefsi müdafaa adı altında kararlı bir cevap verdi.
İntikam mı, Adalet mi?
İran’ın saldırısı içimize su serpti. Haddini fazlasıyla aşan İsrail’e bir şekilde dur denmeli ve masumların katliamı son bulmalıdır.
Elbette İran’ın Gazze ve Filistin’e verdiği destek inkâr edilemez. Ancak ne acıdır ki, İsrail’in İran’ı vurduğu anlarda bazı Gazzeliler ve Filistinliler bile bu saldırıya sevinebildiler.
Biz insanlık adına şunu açıkça söylemeliyiz:
İsrail’e ne yapılırsa yapılsın, Gazze, Filistin ve Lübnan’ın intikamı alınmış sayılmaz.
Sünni Dünya Ne Yapıyor?
Sünni dünyanın artık şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekiyor.
İsrail’in öldürdüğü masumlar Sünni ya da Şii diye ayrılmaz. Bu ayrım yapılırsa, o meşhur “sarı öküz” hikâyesindeki gibi, sırayla herkes gider.
Bugün bazı kendini bilmezler, “Cennete giden yol İran’dan geçse, etrafından dolanırız” diyebiliyor. Bu zihniyette olanlar ne insandır ne de Müslüman. Mezhebi taassup, insanlığı yok eden en tehlikeli zehirdir.
Bir Cephede Tek Başına
İran şu anda dünya ülkeleri arasında şeytan cephesine karşı tek başına duruyor. Eğer İran, Mısır gibi bir ülke olsaydı, Sünni dünya belki de kıyameti koparırdı.
Ama bugün Mısır’a ve İsrail’e destek veren Arap ülkelerine ses çıkarılmıyor. Herkes birbirinin ayıbını görmezden geliyor. Kendi iktidarları ve servetleri için ABD ve İsrail’e uşaklık etmekte bir sakınca görmüyorlar.
İran’ın karşılık vermesi, mezhepsel taassupla büyümüş birçok kişide derin bir hayal kırıklığı yarattı.
Üzgünüm ama üzülmeye devam edeceksiniz. Çünkü artık ok yaydan çıkmıştır.
İstihbaratın Pazarı
Ortadoğu’da MOSSAD ve CIA’nın en etkili olduğu yerler bellidir.
Bu coğrafyada istihbaratın fiyatı vardır. Bir milyon dolara alınamayan bilgi, bin dolara alınabilir.
Çünkü ülkesini, milletini, değerlerini beş kuruşa satan üç kuruşluk insanlar hâlâ aramızda.
İran içindeki rejim muhalifleri bile şöyle diyor:
“Bu bizim iç meselemizdir. Vatan söz konusuysa, tek yüreğiz.”
Bu tavır saygıyı hak ediyor. Çünkü satılık insanların ırkı, dini, mezhebi olmaz. Onlar sadece menfaat ırkına aittirler.
Bizde de Çıbanlar Var
Hatırlayalım: Atatürk’ün kurduğu bu cennet vatanın kozmik odasına girenler, şerefli üniforma giymiş satılmışlardı.
15 Temmuz öncesi ve sonrası yaşananlar hâlâ hafızalarda.
Bugün Türkiye’de de tıpkı İran gibi çok ciddi istihbarat zaafı bulunmaktadır. ABD ve İsrail’in ne yapacağı belli olmaz.
Bizim ise şimdiden hazırlıklı olmamız, ülkemizi dolduran “ne idüğü belirsiz” kişilerden arınmamız gerekiyor.
Çıbanın Başı Neresi?
Gerçeği söyleyelim:
Bu coğrafyada asıl çıban İncirlik ve Kürecik üsleridir. Keşke bu üsler bir gün kapatılabilse…
Ama şu anlık sadece gelişmeleri bekleyip göreceğiz. Dileğimiz, ülkemizin ve komşularımızın bu savaşın içine çekilmemesidir.
Dipnot:
Dış politikada “kimin vurduğundan” çok, kimin sustuğu önemlidir. Bugün kim nerede duruyorsa, yarın orada hesap verecektir.