Ermenileri en çok koruyan ve sığındıkları Rus devletinin arşivleri, Osmanlı devletinin arşivleri, dönemde başka devletlerin arşivleri ile tarihi tarihçilerle ortaya koyup, gerçeklerin ortaya çıkmasına yanaşmayan Ermenistan, Türk topraklarını işgal edip sığındığı halde, Osmanlının kaymağını yiyip işi bitince ihanet edip batılılara yaranmaya başladıkları sabitken, bu nedenle de bir kısmının tehcir yasası ile nakline rahatsızlıklarından dolayı, tüm anadolu da katliam hareketleri yapmış, onlarca Türk ve müslüman halkın toplu mezarları açılmış, katil Ermeniler suç üstü yakalanmıştır.
Bu nedenle de dönemin kıymetli Valisi sayın Şemsettin Uzun'un destek ve çalışması ile Ermenilerce soykırımın en çok yapıldığı yer olan Iğdır'a Ermenilerce soykırım yapılan şehit Türkler Anıt ve Müzesi yaptırılmıştır.
Elbette yalnız Anadolu'da değil yaptıkları soykırım, nerede Türk var ise orada soykırım, katliam yapmışlar. Tüm Azerbaycan topraklarında Rusların destek ve katkıları ile uygulamışlar. Toprak veren, koynunda besleyen, çaresiz kaldıklarında sığınıkları Türkleri ilk fırsatta ihanetleri ile satmışlar, bizde insanlıktan hiç vazgeçmemişiz.
Rahmetli Talat paşa gibi kıymetli değerlerimizi Ermenilerin katletmesinden koruyamadığımız gibi dünyadaki diplomatlarımızı da koruyamamış ve asla çetesi ile başa çıkamamışız, onlarca şehit vermişiz. Sonra varlığımızı hissetseler de yetişmiş kıymetli vatan evlatlarımız şehit edilmişler.
Yaptığı soykırım, katliam, vahşilik, acımasızlık ve utanmazlığına kimsenin dur dememesi neticesi daha da saldırganlaşan, Rusların saldırgan kuduzu Ermeniler, Azerbaycan'ın ordusuzluğu, silah güçsüzlüğü ve doğan kaos ortamından faydalanarak tekrardan Azerbaycan Türklerinin yüzyıllardır İrevan, Zengezur, Nahçivan gibi toprağı olan dağlık Karabağ'a, Nahçivan'a ve yakın şehirlerine saldırdı. Kızıl ordunun asker ve silah gücü ve hınçak ve taşnak Ermeni gizli terör örgütlerinin silahlı azmanları katillerin işgal etmeye başladıkları Hocalı, Ağdam, Kelbecer, bölgesinde çocuk, kadın, yaşlı sivil halkın kaçışını durdurup yakaladıklarına katliam yaptıklarına dünya şahit oldu.
Yüzlerce anne, evlat, yaşlı işkencelerle katledildi. Bu soykırıma, katliama neden olanlar, yapanlar, imkan sağlayanlar, ( insan hakları diye başka milletlere yutturulan, aslında batılı ve hıristiyan olana insan hakkı arayan mahkemeler ) de yargılanmaları gerekirken Ermeni katillere, Fetö ve sömürgeci devletlerin besledikleri bir çok terör örgütlerine sağladıkları gibi dokunulmazlık sağladılar.
Utanç duymayan insan kılıklılar, iki yüzlü cani severler devletler de yönetici olunca, Ermeniler gibi soykırımcı, katil maşalar da ahkam kesip, katliam yapıp, sonrada dünyaya riyakarca timsah gözyaşlarını döküyorlar.
24 Nisan Ermenilerin aslında utanç günüdür. Yalanlarını ustaca pazarladıkları ve yalan olduğunu bile bile din bağına istinaden kabul eden riyakarlar topluluğunun ortak senfonisidir.
Bizim ise her fırsatta ihanet edenimiz, batının maşaları, tarih boyu tanıdığımız Ermenilere kucak açıp, yer verip, sadık tebaa ilan edip, en zenginlerimiz yapıp, yetmezmiş gibi hami olma hevesimiz de bizim hatamız değil mi? Ne dersiniz?..
Emir Şıktaş
