30 AĞUSTOS 1922 DUMLUPINAR BAŞKOMUTANLIK MEYDAN MUHAREBESİ

         TAARRUZUN BAŞLAMASI:
          6 Ağustos 1922 ‘de Garp cephesi komutanlığı, ordulara, taarruza hazır olunması emrini verir. Son hazırlıklar artık tamamlanmıştır. Yalnız taarruzun tarihi belli değildir. 13 Ağustostan itibaren Kolordu ve Tümenler, taarruz planına göre kendilerine tahsis edilen yığınak yerlerine gönderildiler.25 Ağustos akşamı herkes emredilen yerde hazır bulunuyordu. Hareket gece yapılmaktaydı. Birliklerimiz gündüz düşmanın gözünden kayboluyor ve istirahat ediyorlardı. Taarruz mıntıkasına,50’si büyük olmak üzere 200’den fazla top düşmanın gözüne çarpmadan yerleştirildi.
         Gazi Mustafa Kemal Paşanın cepheye gideceği çok gizli tutulmuştu. Onun hareketini bilen çok az sayıdaki şahsiyetler, Gazi Paşa’nın Ankara’da bulunduğunu, Çankaya’da bir çay ziyafeti verdiği gazetelere duyurulmuştu. Mustafa Kemal Paşa Ankara’dan sessizce ayrılıp Batı Cephesi’ne Afyon yakınlarına gitti. Saldırı planları hazırdı. Türk ordusu, 26 Ağustos 1922 günü mevzilerinden yıldırım hızıyla çıktı. İşgal altındaki vatan toprakları kurtarılacaktı. İşte bu aşamada Mustafa Kemal Paşa o ünlü emrini verdi.’’ORDULAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ’DİR, İLERİ.’’
        Uşak, Afyon, Bursa, Aydın, Manisa, her yer adım adım kurtarıldı. Şimdi sırada İzmir vardı.30 Ağustos 1922’de gerçekleşen büyük meydan muharebesini kazanıp son vuruşu yaptık. Ordularımız İzmir’e yönelmişti. Yürüyüş at sırtında veya yayan yapılıyordu, Mehmetçik o sıcakta aç susuz, işgal altındaki yanmış ve yıkık beldeleri tek tek kurtarıp İzmir’e doğru ilerliyordu.
        Yunan ordusunun başkomutanı Nikolas Trikopis 2 Eylül günü bütün komuta kademesiyle birlikte teslim oldu.
Mustafa Kemal Paşa’nın karşısındadır. Trikopisin elini yakaladı. Alelade bir el sıkışı müddetinden fazla tuttu: Oturun General, yorulmuş olacaksınız, dedi. Sonra sigara tabakasını uzattı. Kahve ısmarladı. Diyenis’e nazik muamele etti. Fakat gözleri Trikopis’in gözlerindeydi. Trikopis ona açık bir hayranlıkla bakıyordu. Mustafa Kemal’e :’’Ben sizin bu kadar genç olduğunuzu bilmiyordum General, diyebildi’’
Fakat Trikopis’in soracağı bir sual daha vardı. Cephenin bu kadar ileri bir noktasında bir Başkumandan bulunabileceğini gördükleri zaman düştükleri şaşkınlık, Trikopiside bekliyordu. Trikopis sualini sordu: Siz bu muharebeyi nereden idare ediyorsunuz? Mustafa Kemal Paşanın cevabı şudur: İşte, tam o süngülerin parıldadığını söylediğiniz yerde, askerlerimin yanındaydım… Trikopis başını öne doğru eğdi. Dudaklarını büktü ve öylece kaldı.
Esir Generaller, Gazi Mustafa Kemal’in huzurundan, hem teessür, hem şaşkınlık içinde ayrıldılar. Şaşkınlıkları şundan geliyordu: İntikamcı bir muzafferle karşılaşacaklarını sanmışlardı. Hâlbuki karşılarında, İnsanüstü bir varlık vardı…
SONUÇTA: Başkomutanlık Meydan Savaşı, 1596 Mohaç Meydan Muharebesinden 326 yıl sonrasında kazanılmış Türk Ordusunun son Meydan savaşıdır. Başkomutanlık Meydan Muharebesinde düşman ordusu topyekûn yok edilmiş, yaklaşık 150.000 kilo metrekare alan 14 gün gibi kısa sürede ele geçirilmiştir. Zafer, Yunan işgaline son vererek Kurtuluş Savaşının kesin bir askeri sonuca ulaşmasını sağlamıştır.
26 Ağustos 1071,Alparslan ve Askerlerinin Malazgirt Meydan Muharebesi’ni kazanarak Anadolu’nun kapısını Türklere açtığı gündür
26 Ağustos-30 Ağustos 1922 ise Gazi Mustafa Kemal ve Askerlerinin başlattıkları Büyük Taarruzun sonucu,9 Eylül’de Anadolu topraklarını düşmandan temizleyip, vatan yaptıkları gündür Tarihin akışını değiştiren, Muhteşem zaferleri kazanarak bize bu cennet vatanda hür yaşama zevkini tattıran tüm şehitlerimizin aziz hatıralarını minnet ve şükran duygularımla rahmetle anıyorum