4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Iğdır İl Şube Müdürü Mete TÜRKOĞLU, İnsan yaşamı için gerekli olan her şeyin karşılanmasında doğaya ve doğada yaşayan bitkilerin ve hayvanların bulundukları ortamlara gerek duymaktayız.  İnsanların yaşam seviyelerini yükseltmek amacıyla doğayı ve doğadaki canlıları düşünmeden onları yok ederek yaşam alanlarını kısıtlayarak kaynakları israf ederek doğal dengeyi bilinçsizce  yok etmekteyiz. Hayvanlar konusunda insanlar, birçok yanlış bilgilere sahipler. Kendileri için yararlı pek çok hayvanı bu yanlış bilgiler nedeniyle yok etmektedirler. Çiftçi dostu olan tarlaları ve ürünü farelerden koruyan baykuşu uğursuz olduğu nedeniyle öldürülüyor. Leşleri yiyerek hastalık ve mikropların çoğalmasını engelleyen Akbabalar, kurt, karga, yılan, örümcek ve daha pek Çok tür, yanlış bilgiler nedeniyle öldürülüyor."dedi.

    Türkoğlu, İnsanların hayvanlarla olan ilişkileri, insanlığın var oluşu ile başlar, önceleri hayvanları sadece gıda ve yolculuk aracı olarak gören insanların, zamanla bakış açıları değişti. İnsanlar daha sonra hayvanlara şefkat göstermeye, evcilleştirmeye ve onlarla dostluklar kurmaya başladılar. İlk çağda kedi, köpek, at, koyun, sığır, keçi gibi evcilleşen hayvanlar, insanların yardımcısı oldu. İlk çağlarda insanların çizdikleri duvar resimleri bu ilişkinin kanıtıdır. Başlıca besinlerimiz olan et, süt, yumurta, yağ hayvanlardan sağlanır. Giyeceklerimizin bir bölümü de hayvanların derisinden, yün ve tüylerinden yapılır. İnsan sağlığı için gerekli olan aşı ve serumun yapılmasında da hayvanlardan yararlanılır. Yaşadığımız dünyada besin zincirinin halkası olan hayvanların yaşam alanlarını insan eliyle yok edilmekte dir. Kümes hayvanlarını kuşların popülâsyonlarındaki azalma kene, danaburnu gibi zararlıların, ya da fareler ortadan kalktığında bununla beslenen yılan, tilki, çakal, yırtıcı kuşlar, baykuş gibi hayvanlar açlıktan ölür. Veya tersi bir durumda, ortamdaki yılan, tilki, çakal, yırtıcı kuşlar, baykuş gibi hayvanlar ortamdan kaldırılırsa köyler ve kentler fare istilasına uğrar. Fare ve sıçanların çoğalmasıyla tarladaki sebzeye, meyveye verilen zarar arttığı gibi, veba, kuduz, beyin zarı iltihaplanması, kolera gibi birçok hastalıkların yayılmasına sebep olurlar bunların önüne geçmek için çevremizdeki hayvan dostlarımızın yaşam alanlarını düzeltmek ve onların yaşamlarına yardımcı olacak her türlü sorumluluğu paylaşmalıyız.

        Bunları dikkate alarak hayvan dostlarımızla ortak yaşamayı başarabiliriz. Ama dikkat etmemiz gereken en önemli şey hayvanları ürkütmeden yaşamlarını ikame etmelerini sağlamalıyız. Hayvan dostlarımızdan mümkün oldukça uzak durmalı yaklaşmamalıyız, çünkü veteriner kontrolünden yoksun olan sokak hayvanları bizlere istemeden hastalık bulaştırabilir.

            Sokaklara hayvanlar için bırakılan mama kaplarına atık yiyeceklerimizi ve su bırakalım, bu kapları yerinden alanları uyaralım ve yetkililere bildirelim. Zorlu geçen mevsim şartlarında hayvanlara yardımcı olmak, kurak geçen yaz mevsiminde su ihtiyaçlarını, kış aylarında yiyecek ihtiyaçlarını giderilmesine yardımcı olalım, evlerinizde çöpe atılan yemek artıkları ve bayat ekmekleri yakınlarında bulunan hayvanlara ya da kaplar içinde uygun bir yere bırakalım." şeklinde konuştu.

    Daha sonra Seminerde öğrencilere günün anlamını anlatan broşürler ve kalem verildi.