“( Maalesef Gerçek Bu ) Yazdıklarım biraz can acıtabilir, biraz kızdırabilir. Ama gördüklerimizi yazmak doğruları yazmak sorumluluk almak zorundayım. Kusurunu görmemek, daha büyük kusurdur, bu kusurlarımızı itiraf etmemek de büyük bir noksanlıktır.
Kusuru görürsen yol alırsın sözüne inancım tamdır. “Ne Demiş Hz. Ali haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” AK Parti’nin kurulduğu günlere şahit oldum. Parti’nin tüzüğü ve kurmayları idealizmle doluydu, teşkilatlar dava şuuruyla hareket ederdi, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve sahadakiler iktidara gelmek için gece gündüz çalışırdı. Aradan zaman geçtikçe idealizm ve davaya inancımız, ülkeye hizmete dönüştü. Türkiye siyasetine damga vuran Sayın Erdoğan'ın, Gül’ün, Arınç’ın, Çelik’in, Unakıtan’ın, Babacan’ın ve buradan isimlerini sayamadığım Ak Parti’li kurmayların kurduğu, büyüttüğü ve bugünlere getirdiği partinin en büyük zaferiydi. Fakat bir süredir ilk göz ağrımız partimizde keyifçiler peydahlandı. Onlar ben yaptım, sen yaptın, bütün oylar benim Iğdır’ın sahibi benim hikayeleri anlatıp dururlar. Onlara sorarsan bütün Havaalanlarını, duble yolları, viyadükleri, menfezleri, köprüleri, üniversiteleri, büyükşehir hastanelerini, marmarayı hatta bütün hizmetleri 17 yıldır onlar yapmış. Akşamları nargile içerken ülkeyi kurtarıyor, koltuk sevdasından kimseyi gözleri görmüyor, sanki Ak Parti’yi Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları kurmamış da onlar kurmuş. Hak yiyerek hakkı olana ihanet ediyor, programlarda toplantılarda, İl Başkanı, milletvekili, bakan, konuşma yaparken ön koltuklarda yer kaparak Reis'e ve kurmaylarına kendilerini gösteriyor, sosyal medyalarını selfilerle doldurup hiç bir zor görevi üstlenmeden her birisi kendisini bir İl Başkanı, bir Milletvekili bir bakan gibi görüp kendilerini çalışıyormuş gibi gösteriyorlar. Halkta karşılıkları olmadığı halde soldaki sıfırdan daha değersiz oldukları halde halkın onları çok seviyormuş gibi gösterip insanlara hava atıyor, şarlatanlık yapıyorlar. Sandık da perde arkasına geçince de Emin’im oylarını da ırkçılıktan yana kullanıyorlar. Teşkilat kartvizitiyle kibirleniyor, vatandaşa tepeden bakıyor, aday yapsan karşılık görmüyor, seçilseler de teşkilata ve halka tepeden bakıyorlar. İstedikleri olmayınca kıbleyi değiştiriyor. El altında başka partilere çalışıyorlar. Bunların ne dinle ne imanla hiçbir alakaları yoktur. Namaz kılarken bile gözleri fırıldak gibi dönüyor yetkililerin yanına oturmak için adeta yarışa giriyorlar. Bu sahtekarların bekaları ne dava, ne idealizm, ne iktidarda kalmak… Onlar Reis’in mirasını yiyor, partiyi yıpratıyor, davanın içini boşaltıyor, seçmeni küstürüyor. Halbuki, AK Parti'nin bu keyifçilere değil, dik duruşuyla, terbiyesiyle, samimiyetiyle, alçak gönüllülüğüyle davasının eri olan Yusuflara, Mehmetlere ihtiyacı var. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderin AK Parti'yi tekrardan davanın ön plana çıktığı, toplumla arasına sınır ören kişiliklerin temizlendiği, menfaat çatışmalarının yaşanmadığı bir yapıya kavuşturacağına inanıyorum. “Beyler Erdoğan gibi liderler her zaman gelmez kıymet bilmek lazım.”O yüzden de diyorum ki, 31 Mart AK Parti için yenilenmenin miladıdır…” dedi. Mahmut Yusufoğlu’nun sosyal medya hesabından yapmış olduğu bu paylaşım , Ak Parti Iğdır İl Teşkilatı ve ülke genelinin içinde bulunduğu durumu özetlemeye yetiyor şeklinde yorumlandı.
Kusuru görürsen yol alırsın sözüne inancım tamdır. “Ne Demiş Hz. Ali haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” AK Parti’nin kurulduğu günlere şahit oldum. Parti’nin tüzüğü ve kurmayları idealizmle doluydu, teşkilatlar dava şuuruyla hareket ederdi, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve sahadakiler iktidara gelmek için gece gündüz çalışırdı. Aradan zaman geçtikçe idealizm ve davaya inancımız, ülkeye hizmete dönüştü. Türkiye siyasetine damga vuran Sayın Erdoğan'ın, Gül’ün, Arınç’ın, Çelik’in, Unakıtan’ın, Babacan’ın ve buradan isimlerini sayamadığım Ak Parti’li kurmayların kurduğu, büyüttüğü ve bugünlere getirdiği partinin en büyük zaferiydi. Fakat bir süredir ilk göz ağrımız partimizde keyifçiler peydahlandı. Onlar ben yaptım, sen yaptın, bütün oylar benim Iğdır’ın sahibi benim hikayeleri anlatıp dururlar. Onlara sorarsan bütün Havaalanlarını, duble yolları, viyadükleri, menfezleri, köprüleri, üniversiteleri, büyükşehir hastanelerini, marmarayı hatta bütün hizmetleri 17 yıldır onlar yapmış. Akşamları nargile içerken ülkeyi kurtarıyor, koltuk sevdasından kimseyi gözleri görmüyor, sanki Ak Parti’yi Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları kurmamış da onlar kurmuş. Hak yiyerek hakkı olana ihanet ediyor, programlarda toplantılarda, İl Başkanı, milletvekili, bakan, konuşma yaparken ön koltuklarda yer kaparak Reis'e ve kurmaylarına kendilerini gösteriyor, sosyal medyalarını selfilerle doldurup hiç bir zor görevi üstlenmeden her birisi kendisini bir İl Başkanı, bir Milletvekili bir bakan gibi görüp kendilerini çalışıyormuş gibi gösteriyorlar. Halkta karşılıkları olmadığı halde soldaki sıfırdan daha değersiz oldukları halde halkın onları çok seviyormuş gibi gösterip insanlara hava atıyor, şarlatanlık yapıyorlar. Sandık da perde arkasına geçince de Emin’im oylarını da ırkçılıktan yana kullanıyorlar. Teşkilat kartvizitiyle kibirleniyor, vatandaşa tepeden bakıyor, aday yapsan karşılık görmüyor, seçilseler de teşkilata ve halka tepeden bakıyorlar. İstedikleri olmayınca kıbleyi değiştiriyor. El altında başka partilere çalışıyorlar. Bunların ne dinle ne imanla hiçbir alakaları yoktur. Namaz kılarken bile gözleri fırıldak gibi dönüyor yetkililerin yanına oturmak için adeta yarışa giriyorlar. Bu sahtekarların bekaları ne dava, ne idealizm, ne iktidarda kalmak… Onlar Reis’in mirasını yiyor, partiyi yıpratıyor, davanın içini boşaltıyor, seçmeni küstürüyor. Halbuki, AK Parti'nin bu keyifçilere değil, dik duruşuyla, terbiyesiyle, samimiyetiyle, alçak gönüllülüğüyle davasının eri olan Yusuflara, Mehmetlere ihtiyacı var. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderin AK Parti'yi tekrardan davanın ön plana çıktığı, toplumla arasına sınır ören kişiliklerin temizlendiği, menfaat çatışmalarının yaşanmadığı bir yapıya kavuşturacağına inanıyorum. “Beyler Erdoğan gibi liderler her zaman gelmez kıymet bilmek lazım.”O yüzden de diyorum ki, 31 Mart AK Parti için yenilenmenin miladıdır…” dedi. Mahmut Yusufoğlu’nun sosyal medya hesabından yapmış olduğu bu paylaşım , Ak Parti Iğdır İl Teşkilatı ve ülke genelinin içinde bulunduğu durumu özetlemeye yetiyor şeklinde yorumlandı.
