ve bu gezi esnasında Dağlık Karabağ bölgesinde yayın yapan bir televizyon kanalına bir açıklama yaparak aynen şunları ifade etmiştir:
“Biz Türkiye’de yanlış yapmışız. Şimdi anlıyorum ki, Dağlık Karabağ yüzde yüz Ermeni toprağıdır ve siz bu toprakları vermemek için yeteri kadar kararlısınız” Kendisine sorulan 1915 yılında soykırım yapılmış mıdır? sorusuna da Alçı tarihçi olmadığını bu sebeple soykırım yapılıp yapılmadığını söyleyemeyeceğini ancak, 1915 yılında üzücü hadiseler yaşandığını belirtmiştir.
Açıklama Ermenistan, Azerbaycan ve Rusya basınında geniş yer almıştır. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı konuyu araştırdıkları açıklaması yapmıştır.
Eğer doğruysa diyoruz zira gazetecilik bilgisine, görgüsüne ve tarafsızlığına inandığım, güvendiğim İsmail Küçükkaya’nın Genel Yayın Yönetmenliği’ne getirilmesinden sonra daha sorumlu bir gazetecilik yapacağını düşündüğümüz bir gazetede böyle bir yanlışa izin verilmeyeceğini umuyoruz.
Hiçbir tarihi araştırma yapmadan, hiçbir tarihi belgeye istinad etmeden hele ki, bu denli hassas bir dönemde Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler sıkıntılı günler geçirirken böylesine talihsiz bir açıklamaya Akşam Gazetesi’nde yer vermeyeceğini ümit ediyoruz.
Biz, Türklere katil diyen profesörleri, şu kadar Ermeni, şu kadar Kürt kestik diyen Nobelli yazarları, Türk olarak adeta kendisini aşağılayan mazoşist aydınları ve yurt dışına her çıkışta, her yabancı heyeti karşısında görünce Türkiye’yi şikayet eden, adeta aşağılayan gazetecileri görmeye alışmıştık, ancak Azerbaycan’a ait olduğu şüphe götürmez tarihi belgelere ve hatta BM kararları ile sabit olan kararlara rağmen Dağlık Karabağ’ın Ermenilere ait olduğunu iddia etme cehaleti gösteren gazetecilere ilk defa rastlıyoruz.
Türkiye’nin yıllardır şikayet ettiği, mağdur olduğu konu peşin hüküm, yargısız infaz ve siyasi kararlardı. Batılı ülkelerin parlamentolarında, basınında çıkan Türkiye’nin “soykırım” yaptığına dair suçlamalarda bizim en çok şikayet ettiğimiz konu tarihçilerin arşivlerde bir araştırma yapmadan peşin hükümle karar vermeleriydi. Peşinen suçlamalarıydı. Nitekim Nagehan Alçı’da bu konuda kendisine sorulan bir soruya “tarihçi değilim” diye bir yanıt vermiştir. Ancak tarihçi olmadığını ifade eden Alçı bir tarihçi edasıyla boyundan büyük işlere kalkışmış ve bin yıldır Türk toprağı olan Dağlık Karabağ’ı bir gezi ile Ermeni toprağı ilan edivermiştir.
Eğer doğruysa diyoruz, çünkü bu açıklama önce Ermenistan basınında ortaya çıktı. Ardından Azerbaycan ve Rusya basınında da geniş yer aldı.
Bu ihtimali de göz ardı etmiyoruz ki, bu açıklamada bir tercüme hatası veya bilinçli/bilinçsiz maddi bir hata olsun.
Eğer bu açıklama Nagehan Alçı tarafından bilinçli bir şekilde yapılmışsa ortada ciddi bir sorun vardır demektir.
Bu sorunu çözmek ise birinci derecede Akşam Gazetesi yönetimine düşmektedir. http://turksam.org/tr/
“Biz Türkiye’de yanlış yapmışız. Şimdi anlıyorum ki, Dağlık Karabağ yüzde yüz Ermeni toprağıdır ve siz bu toprakları vermemek için yeteri kadar kararlısınız” Kendisine sorulan 1915 yılında soykırım yapılmış mıdır? sorusuna da Alçı tarihçi olmadığını bu sebeple soykırım yapılıp yapılmadığını söyleyemeyeceğini ancak, 1915 yılında üzücü hadiseler yaşandığını belirtmiştir.
Açıklama Ermenistan, Azerbaycan ve Rusya basınında geniş yer almıştır. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı konuyu araştırdıkları açıklaması yapmıştır.
Eğer doğruysa diyoruz zira gazetecilik bilgisine, görgüsüne ve tarafsızlığına inandığım, güvendiğim İsmail Küçükkaya’nın Genel Yayın Yönetmenliği’ne getirilmesinden sonra daha sorumlu bir gazetecilik yapacağını düşündüğümüz bir gazetede böyle bir yanlışa izin verilmeyeceğini umuyoruz.
Hiçbir tarihi araştırma yapmadan, hiçbir tarihi belgeye istinad etmeden hele ki, bu denli hassas bir dönemde Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler sıkıntılı günler geçirirken böylesine talihsiz bir açıklamaya Akşam Gazetesi’nde yer vermeyeceğini ümit ediyoruz.
Biz, Türklere katil diyen profesörleri, şu kadar Ermeni, şu kadar Kürt kestik diyen Nobelli yazarları, Türk olarak adeta kendisini aşağılayan mazoşist aydınları ve yurt dışına her çıkışta, her yabancı heyeti karşısında görünce Türkiye’yi şikayet eden, adeta aşağılayan gazetecileri görmeye alışmıştık, ancak Azerbaycan’a ait olduğu şüphe götürmez tarihi belgelere ve hatta BM kararları ile sabit olan kararlara rağmen Dağlık Karabağ’ın Ermenilere ait olduğunu iddia etme cehaleti gösteren gazetecilere ilk defa rastlıyoruz.
Türkiye’nin yıllardır şikayet ettiği, mağdur olduğu konu peşin hüküm, yargısız infaz ve siyasi kararlardı. Batılı ülkelerin parlamentolarında, basınında çıkan Türkiye’nin “soykırım” yaptığına dair suçlamalarda bizim en çok şikayet ettiğimiz konu tarihçilerin arşivlerde bir araştırma yapmadan peşin hükümle karar vermeleriydi. Peşinen suçlamalarıydı. Nitekim Nagehan Alçı’da bu konuda kendisine sorulan bir soruya “tarihçi değilim” diye bir yanıt vermiştir. Ancak tarihçi olmadığını ifade eden Alçı bir tarihçi edasıyla boyundan büyük işlere kalkışmış ve bin yıldır Türk toprağı olan Dağlık Karabağ’ı bir gezi ile Ermeni toprağı ilan edivermiştir.
Eğer doğruysa diyoruz, çünkü bu açıklama önce Ermenistan basınında ortaya çıktı. Ardından Azerbaycan ve Rusya basınında da geniş yer aldı.
Bu ihtimali de göz ardı etmiyoruz ki, bu açıklamada bir tercüme hatası veya bilinçli/bilinçsiz maddi bir hata olsun.
Eğer bu açıklama Nagehan Alçı tarafından bilinçli bir şekilde yapılmışsa ortada ciddi bir sorun vardır demektir.
Bu sorunu çözmek ise birinci derecede Akşam Gazetesi yönetimine düşmektedir. http://turksam.org/tr/
