Albay Hanifi Yıldırım Yarın Iğdırda

                  Yaklaşık 45 aydır Hadımköy Cezaevi’nde tutuklu olan Jandarma Kurmay Albay Hanifi Yıldırım, tahliyesinin ardından Iğdır’a gelerek hasret giderecek.                      Iğdır’ın yetiştirdiği değerli Subayımız, Kurmay Albay Hanifi Yıldırım, Çarşamba günü Ankara uçağı ile Iğdır’a gelecek.                       Hava alanından tüm halkımızın karşılamaya gelmesi ve akabinde Haydar Aliyev parkında bulunan Yaren Kafe’de Saat 17.00 civarında hemşerileri ile hasret gidereceği öğrenildi. Albay Hanifi Yıldırım tahliyesinin ardından Bursa’nın Mudanya ilçesinde coşkulu bir şekilde karşılanmış ve İstanbul’dan feribotla Mudanya’ya gelen Yıldırım’ı MHP ilçe teşkilatı davul zurnayla karşılamıştı. Daha sonra İskele Meydanı'na gelen Yıldırım ve beraberindekiler, burada CHP İl ve İlçe teşkilatı tarafından karşılanan Hanefi Yıldırım’a eşi Nejla ve 14 yaşındaki ikiz oğulları Mert ve Mehmet Yıldırım da eşlik etti. Yıldırım, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk nasıl Kurtuluş Savaşı’nda yedi düvele meydan okudu, düşmanı Mudanya ve İzmir’de denize döktü ise, biz de her zaman muvaffak olup bu ülkeyi böldürmeyeceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. 2010 yılının Şubat ayında toplanıp Balyoz’dan 45 ay tutuklu kaldım. Bir ay tutuklu kaldık, bize 1 Nisan şakası yapıp serbest bıraktılar ama 2 Nisan’da tekrar tutuklandım. İddianame diye tutuklama yaptılar ama bu ülkemize kurulan kumpasın bir iftiranamesidir. 2010 yılında bu iftiraname kabul edildiğinde 102 kişiyle birlikte hakkımda tekrar tutuklama kararı çıktı. O zamanki siyasi konjonktür ve Genelkurmay Başkanımız İlker Başbuğ’un dik duruşu sonucunda kumpasçılar geri adım atmak zorunda kaldılar ve bizi serbest bıraktılar. Akabinde 16 Aralık 2010 yılında iftiranamenin okunması ve devamında 11 Şubat’ta 963 iddianamenin bitmesiyle sözde Türk milleti adına yargıladıkları bizlerden, 11 Şubat 2011 günü 167 kişi ile birlikte ben de tutuklandım. Bilfiil 45 ay haksız ve hukuksuz, ailemden, sizlerden ve ülkemden ayrı kaldım” dedi. 45 aylık tutukluluk dönemini anlatan Yıldırım, “Ben içeri girdiğimde çocuklarım bu küçük kız kadardı, şimdi delikanlı oldular. Benim içeride kaybettiklerim bunlar. Haksız yere hapse girmek, vatanına bu kadar hizmet etmiş birine, 'Sen suçlusun' denmesi, bizleri ve ailemizi son derece rencide etti, moralimizi bozdu, gururumuzu incitti ama maalesef bu insanlar onu da geçip tüm gerçekleri ispatlamamıza rağmen, bizleri ailemizden, sevdiklerimizden mahrum bıraktı” diye konuştu. Bunun Türkiye üzerinde oynanan bir oyun olduğunu iddia eden Yıldırım, şunları söyledi: “Bu, ülkemiz üzerinde oynanan bir oyun. Aslında bizlerin üzerine oynanan değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmesi için herkesçe bilinen, Büyük Orta Doğu Projesi'nin adım adım uygulandığı bir projedir. Bu sürece baktığımızda, turuncu ve yeşil devrimlerin akabinde Arap Baharı, Libya, Mısır, Tunus’taki olaylar ve en son noktası Suriye’dir. Atatürk’ün söylediği gibi, düşman hançerini göğsümüze dayamıştır. Bugün düşman kapımıza geldi, Suriye sınırımıza dayandı. Büyük Orta Doğu Projelerinden biri Türkiye’dir. Bu süreci yaşıyoruz, bizlere oynanan bu kumpas başta Balyoz, Ergenekon ve diğer kumpaslar, Orta Doğu Projesi'nin birer parçasıdır. Dolayısıyla bizim üzerimizden güzel ülkemiz, bu ata yadigarımız parçalanmak isteniyor. Bizim mücadelemiz buna karşıdır.”