Onlarla olan bağlarımız dünyaya gözlerimizi ilk açtığımızda başlar.
Hiçbir karşılığı olmayan bir sevgiyle ayağımız, elimiz, sesimiz olur
onlar. Hep sevgisiyle büyütür bizleri. Birçok sırrı saklasak bile
kalpleriyle bizi gözler ve duyarlar, hüznümüzü, kederimizi,
mutluluğumuzu bizden önce hissederler.
Sevgisi, bencil duyguların en üstünüdür. Bir canlının vücut bulduğu ve onu canından daha üstün tutarak dokuz ay besleyip büyüten her şeyden sakınan yumuşacık bir kalbi sıcacık yatağıdır.
Honore de Balzac; “hiç kimse kollarında bir çocuk tutan bir anne kadar çekici ve birkaç çocuk arasındaki bir anne kadar saygıdeğer olamaz” diyerek annenin toplum içindeki değerini ve sosyal önemini vurgulamıştır.
Anne karşılıksız sevginin ete kemiğe bürünmüş halidir. Ne kadar üzsen de on dakika sonra seni affeden sevginin güçlerini birleştiren, uzakta dursa da yakın hissedilen, hep istenen asla vazgeçilemeyen bir varlıktır.
Önce onların dizlerinde insanlaşırız. En güzel tebessümleri onlar yerleştirir dudağımıza. Kulaklarımızın duyduğu en güzel sözleri onlar söyler. Kalplerimizi onlar yumuşatır. Öfkemizi onlar dizginler.
Anne kalbi eğitildiğimiz en güzel okul girebileceğimiz en temiz sığınaktır. Anne doğru düşüncenin, sağlam yaşamın, yeniden doğan umudun, sıcacık bir elin, gül gibi nefesin yumuşacık bir kalbin tek adresidir. Bizi hayata hazırlayan en güvenilir okuldur.
Andre Maurois adlı bir yazar şöyle demiş. “başarısızlık ve felaketlere rağmen hayata karşı güvenlerini sonuna kadar saklayabilen iyimser insanlar daha çok iyi bir anne tarafından büyütülmüş olanlardır.”
Hayatta kendimizi savunurken sevgisiyle destek aldığımız, uzakta olsa da varlığının güveni bizi yaşama bağlayan tek insandır anne.
Onlar sevilmeye övülmeye ve saygıya değer en önemli varlıklarımızdır.
Peygamber efendimiz “kadınlar, âkıller ve gönül sahipleri üzerine galiptir.” Diyerek kadını yüceltmiştir.
Yüce Allah dünyadaki sevgilerin en yücesi olan evlat sevgisini anneye vermiştir. Bu sevginin hiçbir menfaati ve kuralı yoktur. Bu sevgi zengin-fakir, eğitimli-eğitimsiz ayrımı olmaksızın her anne için geçerlidir.
Başka bir ayette:“Sizin için hayvanlarda da elbette ibretler vardır.” (nahl suresi 66) denmiştir.
Evlat sevgisi doğada yaşayan en vahşi hayvanlar için bile aynıdır. Çünkü Allah yeryüzündeki tüm canlıları bu içgüdüyle yaratmış ve bilinçaltımıza bu koşulsuz anne sevgisini kodlamıştır.
Mevlana ise erkeği suya kadını ateşe benzeterek der ki; “her ne kadar su ateşe galip ve baskın ise de bir kabın içindeyken ateş o suyu kaynatır. Ne vakit bir kap ikisinin arasına girse (ateş) o suyu havaya çevirip yok eder.” Zahiren su ateşe galip olduğu gibi sen de kadına hakim isen de bâtınen kadına hem mağlup hem de tâlipsin.
Mevlana bu sözüyle kadının yaşamdaki önemini belirtirken, erkeğin yanında denge unsuru olarak tanımlamıştır.
Bir şiir de de;
Anne ızdırabın adresi mahsum yüzün
Anne baharda mazlum haziran da güzün
Anne çilemde dolmuş ağlar gözün
Anne bahtımda yazılı merhamet sözün
Anne ayağı altında cennet dizilmiş
Anne yavruya hasret ekilmiş
Anne gül gözlerin yine üzülmüş
Anne hasretine dağlar çözülmüş
Anne biliyorum saysam bitmez zahmetin şevkatin
Gücüm yetmez satsam dünyayı olmaz bedeli
Alsam seni taşısam yüreğimde liğme liğme
Hakkın ödenmez tek kelime anne.
Annelerimize olan borcumuzu ödeyemeyiz elbette. Bizler anne olana kadar karşılıksız sevginin ne olduğunu asla bilemeyiz.Bu duygularla bütün annelerin anneler gününü kutlar. Saygı ve sevgiyle ellerinden öperim…Öğr.Gör.Suzan ÖCAL MOÇ Iğdır Universitesi
Sevgisi, bencil duyguların en üstünüdür. Bir canlının vücut bulduğu ve onu canından daha üstün tutarak dokuz ay besleyip büyüten her şeyden sakınan yumuşacık bir kalbi sıcacık yatağıdır.
Honore de Balzac; “hiç kimse kollarında bir çocuk tutan bir anne kadar çekici ve birkaç çocuk arasındaki bir anne kadar saygıdeğer olamaz” diyerek annenin toplum içindeki değerini ve sosyal önemini vurgulamıştır.
Anne karşılıksız sevginin ete kemiğe bürünmüş halidir. Ne kadar üzsen de on dakika sonra seni affeden sevginin güçlerini birleştiren, uzakta dursa da yakın hissedilen, hep istenen asla vazgeçilemeyen bir varlıktır.
Önce onların dizlerinde insanlaşırız. En güzel tebessümleri onlar yerleştirir dudağımıza. Kulaklarımızın duyduğu en güzel sözleri onlar söyler. Kalplerimizi onlar yumuşatır. Öfkemizi onlar dizginler.
Anne kalbi eğitildiğimiz en güzel okul girebileceğimiz en temiz sığınaktır. Anne doğru düşüncenin, sağlam yaşamın, yeniden doğan umudun, sıcacık bir elin, gül gibi nefesin yumuşacık bir kalbin tek adresidir. Bizi hayata hazırlayan en güvenilir okuldur.
Andre Maurois adlı bir yazar şöyle demiş. “başarısızlık ve felaketlere rağmen hayata karşı güvenlerini sonuna kadar saklayabilen iyimser insanlar daha çok iyi bir anne tarafından büyütülmüş olanlardır.”
Hayatta kendimizi savunurken sevgisiyle destek aldığımız, uzakta olsa da varlığının güveni bizi yaşama bağlayan tek insandır anne.
Onlar sevilmeye övülmeye ve saygıya değer en önemli varlıklarımızdır.
Peygamber efendimiz “kadınlar, âkıller ve gönül sahipleri üzerine galiptir.” Diyerek kadını yüceltmiştir.
Yüce Allah dünyadaki sevgilerin en yücesi olan evlat sevgisini anneye vermiştir. Bu sevginin hiçbir menfaati ve kuralı yoktur. Bu sevgi zengin-fakir, eğitimli-eğitimsiz ayrımı olmaksızın her anne için geçerlidir.
Başka bir ayette:“Sizin için hayvanlarda da elbette ibretler vardır.” (nahl suresi 66) denmiştir.
Evlat sevgisi doğada yaşayan en vahşi hayvanlar için bile aynıdır. Çünkü Allah yeryüzündeki tüm canlıları bu içgüdüyle yaratmış ve bilinçaltımıza bu koşulsuz anne sevgisini kodlamıştır.
Mevlana ise erkeği suya kadını ateşe benzeterek der ki; “her ne kadar su ateşe galip ve baskın ise de bir kabın içindeyken ateş o suyu kaynatır. Ne vakit bir kap ikisinin arasına girse (ateş) o suyu havaya çevirip yok eder.” Zahiren su ateşe galip olduğu gibi sen de kadına hakim isen de bâtınen kadına hem mağlup hem de tâlipsin.
Mevlana bu sözüyle kadının yaşamdaki önemini belirtirken, erkeğin yanında denge unsuru olarak tanımlamıştır.
Bir şiir de de;
Anne ızdırabın adresi mahsum yüzün
Anne baharda mazlum haziran da güzün
Anne çilemde dolmuş ağlar gözün
Anne bahtımda yazılı merhamet sözün
Anne ayağı altında cennet dizilmiş
Anne yavruya hasret ekilmiş
Anne gül gözlerin yine üzülmüş
Anne hasretine dağlar çözülmüş
Anne biliyorum saysam bitmez zahmetin şevkatin
Gücüm yetmez satsam dünyayı olmaz bedeli
Alsam seni taşısam yüreğimde liğme liğme
Hakkın ödenmez tek kelime anne.
Annelerimize olan borcumuzu ödeyemeyiz elbette. Bizler anne olana kadar karşılıksız sevginin ne olduğunu asla bilemeyiz.Bu duygularla bütün annelerin anneler gününü kutlar. Saygı ve sevgiyle ellerinden öperim…Öğr.Gör.Suzan ÖCAL MOÇ Iğdır Universitesi