Türkiye ve Türk milleti aleyhinde, görev yaparken, bu egoistçe söylem
ve eylemlerini bir meziyet sanarak, Türk düşmanlığının avukatlığını da
üstlenmeyi görev kabul etmektedirler. Bazı mihrakların, kimi zaman
aydın, kimi zamanda vicdan kisvesi altında içlerindeki kini değişik
şekilde kusanların yanı sıra, Ermeni, Kürt ve Kıbns(Rum)meselesi diye
bilinen üç konu iç ve dış düşmanlar tarafından Türkiye’nin önüne
getirilmektedir.
Değerli basın temsilcileri,
Osmanlı İmparatorluğunu parçalayarak, bundan, bir Ermeni ve Kürt devleti çıkarmayı başaramayan Sevr zihniyeti, bugün Azerbaycan topraklan üzerinde “Erivan ve Karabağ” adıyla iki Ermeni devletinin ve Kuzey Irak’ta sun-i bir Kürt Devleti oluşturmayı da yeterli görmemektedirler.
Batılı Türk düşmaniarın yapamadığım, bu gün, sözde aydın, uygar, demokrat gömleği giyerek gerçekleştirmeye çalışanlar, bu tür girişim ve düşünceler içinde kin taşıyanların ve bu topraklara kastı olanların işine yarayacağını görmekten acizdirler.
1.91.5’de, Ermenilerin maruz kaldıkları ve adına; “Büyük Felaket” diyenler, hangi tarihi belgelerle Ermeni kardeşlerinin acısını vicdanlarında paylaşarak özür dilemektedirler.
Sanki,özür diledikleri Ermeni kardeşlerinin elleri, hiç Türk kanına bulaşmamış, hiç bir Türk’ü katletmemiştir. Anlaşılan o ki; yüz binlerce Türk’ü katleden Ermenileri destekleyerek, özür dileyen sözde ‘aydınlar” Türklere karşı yapılan bu katliamları önemsemiyorlar, hatta haklı buluyorlar. Bu düşüncelerin sahibi olmasalardı, Ermenilere karşı besledikleri insani duyguların bir parçasını da Türkler için duyar, Ermenilerin de Türklerden özür dilemesini dile getirirlerdi.
Ermeni Devrimci Federasyonu Yüksek Kurulu’nun karar ve hedefleri ise şöyledir, “Bizimde dahi! olduğumuz Ermenistan Hükümeti ve ülkeyi idare edenler, Türkiye’den Toprak talep etmekten, onların Ermenileri bilerek katletmelerinden dolayı soykırımın
tanınmasından asla vazgeçmeyeceklerdir. Hiçbir hükümet bu siyasetin dışına çıkamaz. Çünkü Diaspora, Ermeni Vakıfları,
Ermeni halkı böyle bir hükümetin iktidarda kalmasına müsaade etmez. Türklerin, kadetrikjtri Ermenilerden dolayı soykırımı kabullenmeleri yeterli değildir. Bunun yamada işgal altında tutukları toprakların iadesi ve tazminat ödenmesi gerekmektedir.
Bunlar gerçekleşmediği takdirde diğer hususlar hiçbir şeyi ifade etmez.” Gördüğü gibi özür dileyenlerle, Ermeni diasporasımn görüş ve düşünceleri paralellik arz etmektedir.
Devleti’nin sınırlarım tanımadığını her fırsatta dile getiren Ermenilerin,23 Ağustos 1920 tarihli Bağımsızlık Bildirgesinin 11. Maddesi; Batı Ermenistan olarak tarif ettiği Doğu anadolu’yu Ermenistan’ın bir parçası olarak ifade etmektedir.
Ermenistan anayasası da bu milli hedefleri temel gaye olarak esas aldığı bilinirken, İyi niyetli iki komşu ülke olan Türkiye ve Ermenistan’ın birbirlerinin toprak bütünlüğünü tanıyan bir belgenin gündeme getirmemize rağmen, Ermeniler bu öneriyi devamlı redetmişleddir.
Burun nedeni de, Ermeni Devleti’nin, Doğu Anadolu’yu bir Ermeni Toprağı olarak sayma iddiasıdır. “Ermeniler’den Özür Diliyorum.” Diyenlere sormak gerekir.
-Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, bu hususlar sizin vicdanlarınızı hiç mi etkilemiyor.? Yoksa bu iddialar sizleri mutlumu kılmaktadır.
özür dileme hareketi olsa olsa, insanlarımızı bölmek, karşı karşıya getirmek, yabancı bir ideolojiye hizmet, etmek değilmidir.?
-1915 olaylarında taraf yalnız Türkler midir.? Osmanlının karşısında, başta Ermeniler, onlara destek veren ve kullanan İngilizler, Fransızlar, Ruslar yokmudur.?
-Yüz binlerce insanımızın öldürülmesi, çoluk çocuğun camilere toplanıp yakılması, toplu katliamlara ait belgeler sizleri hiç mi ilgilendirmiyor.?
-Var olduğunu söylediğiniz “vicdanlarınızı hiç mi incitmiyor.? Yoksa Türk Milletine yapılanlardan hazmı duyuyorsunuz. ?
-Ermenilerin, soykırım günü olarak kabul ettiği 24 Nisan tarihi yaklaşırken, acaba Ermenilerle beraber 24 Nisanı soykırım günü olarak dünya kamuoyu gündemine getirme hazırlığını mı yapmaktasınız.?
-Azerbaycan’ın Karabağ Bölgesinin işgal altında olması, Hocalı’da yapılan katliam ve insanlık dışı uygulamalar, Türk Diplomatlarının katledilmesi, Ermenilerin, Türkiye’den toprak talepleri, sınırlarımızı tanımamasını ne çabuk unuttunuz. ?
Geçmişi bilmezlikten geien sözde aydınlar hiç olmazsa dün yaşanan olaylar karşısında yüzleri kızarmah, k’imin kimden Özür dilemesi gerektiğini, varsa vicdanlarına sormalıdırlar.
Değerli basın temsilcileri,
Mart 1918Me,Bakü ve civarında 35.000 bin Azerbaycan Türk’ünü katleden Ermeniler, Tüfkıye ve Türk Dünyası üzerine Asala Terör örgütü ile yürüttükleri saldırılarda Türk Diplomatlarını katlederken, yakın geçmişte Karabağ’da ve Hocah’da ki katliamlarda on binlerce Azerbaycan Türk’ünü katledenler, Azerbaycan topraklarının yüzde yirmisini işgal ederek.bir milyon insanı topraklarının dan sürmesi, ne yazık ki, özür dileyici gurubun insani duygularını harekete geçirmeye yetmemiştir.
Değerli basın temsilciler,
Bu gün, 1915 olaylarının üzerinden doksan üç yıl geçmiştir. Bu 2aman dilimi içinde Ermeniler dahi, özür dilemeyi sevenler kadar Türk Milletinin geçmişine kin duymamış, iftira etmemişlerdir. Gönül isterdi ki bu zevat hiç olmasa Ermeniler kadar dürüst ve samimi olabilseler.Bu ifademizi destekleyen bir gerçeği sizlerle paylaşmak için,1918’de kumlan Ermenistan Devleti’nin ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni,1923 yılında Bükreş’te yapılan Taşnak Partisi Toplantısında şöyle diyor du;
“Biz barışı sabote etmek için savaştık. İtilaf devletlerinin bize vadettiği “Büyük Ermenistan” hayaliyle Türklere karşı bu devletlerin safına geçtik. Tehcir doğruydu ve Osmanlı’nın tek çaresiydi.”
Yine, bir Ermeni tarihçi olan LEO, “Mazi” adlı kitabında 1915 olaylarında Ermeni hareketlerini dile getirirken;
“Rus Ordusu Van’a yaklaştıkça Muş havalisinde hazır bekleyen Ermeniler isyan etmek için fırsat bekliyorlardı. Bir tarafta kendi halinde Türkler, diğer tarafta Emeni Taşnaklar, Rus süngülerine dayanarak isyanlar çıkarırken, Osmanlı devleti kendi varlığını savunma hakkını kullanıyordu. Bu öyle bir hakti, ki. en medeni devlet bile Türklerin kullandıkları bu hakkı kullanmaktan feragat edemez.”
Değerli basın temsilcileri,
“’Ermenilerden özür Diliyorum” kampanyası, bize göre belirli bir politikanın geleceğe dönük Ermeni yanlısı bir siyasetin işareti olup. Türk düşmanlığı üzerine devam eden, Ermeni tezlerine hizmet etmektedir.
Türkiye, topraklarında soykırım işlendiğini üstlenen sözde aydınların Ermeniler lehine alenen şahit olacaklardır. Çünkü, belirli bir hedefe yönelik başlatılan bu eylem, dünya kamuoyunda, Ermeni yalanına da destek olacaktır. Ermeni lobisinin, Türkiye aleyhine devam ettirdiği faaliyetlere doksan üç yıldan beri bulamadıkları desteği sağlarken; soykırım yalanıyla yüzleşmenin, bundan böyle Türklerle Ermeniler arasında değil, Türk Milleti ile Türkiye deki Ermeni Lobisi arasında olacağını işaret etmektedir. Değerli basın temsilcileri,
Dünyanın çeşitli bölgelerine dağılmış olan Ermeniler ellerinden geldiği kadar Türk Devletini soykırım suçuyla mahkum ettirmenin gayreti içindedir. Bu yalana en büyük destek, Türk vatandaşı olan ve kendilerini aydın olarak adlandıranlar tarafından verilmesi bizleri daha sağlıklı düşünmeye sevk etmelidir.
İnsanı duygular bahane edilerek, kendi ülkelerini neyin karşılığında mahkum etmek istediklerini, her Türk vatandaşının anlaması gerekmektedir, özür kampanyasını başlatanların ortaya koydukları hedef, Ermenilerin ulaşmak istedikleri hedeftir.
Değerli basın temsilcileri,
Osmanlı İmparatorluğunu parçalayarak, bundan, bir Ermeni ve Kürt devleti çıkarmayı başaramayan Sevr zihniyeti, bugün Azerbaycan topraklan üzerinde “Erivan ve Karabağ” adıyla iki Ermeni devletinin ve Kuzey Irak’ta sun-i bir Kürt Devleti oluşturmayı da yeterli görmemektedirler.
Batılı Türk düşmaniarın yapamadığım, bu gün, sözde aydın, uygar, demokrat gömleği giyerek gerçekleştirmeye çalışanlar, bu tür girişim ve düşünceler içinde kin taşıyanların ve bu topraklara kastı olanların işine yarayacağını görmekten acizdirler.
1.91.5’de, Ermenilerin maruz kaldıkları ve adına; “Büyük Felaket” diyenler, hangi tarihi belgelerle Ermeni kardeşlerinin acısını vicdanlarında paylaşarak özür dilemektedirler.
Sanki,özür diledikleri Ermeni kardeşlerinin elleri, hiç Türk kanına bulaşmamış, hiç bir Türk’ü katletmemiştir. Anlaşılan o ki; yüz binlerce Türk’ü katleden Ermenileri destekleyerek, özür dileyen sözde ‘aydınlar” Türklere karşı yapılan bu katliamları önemsemiyorlar, hatta haklı buluyorlar. Bu düşüncelerin sahibi olmasalardı, Ermenilere karşı besledikleri insani duyguların bir parçasını da Türkler için duyar, Ermenilerin de Türklerden özür dilemesini dile getirirlerdi.
Ermeni Devrimci Federasyonu Yüksek Kurulu’nun karar ve hedefleri ise şöyledir, “Bizimde dahi! olduğumuz Ermenistan Hükümeti ve ülkeyi idare edenler, Türkiye’den Toprak talep etmekten, onların Ermenileri bilerek katletmelerinden dolayı soykırımın
tanınmasından asla vazgeçmeyeceklerdir. Hiçbir hükümet bu siyasetin dışına çıkamaz. Çünkü Diaspora, Ermeni Vakıfları,
Ermeni halkı böyle bir hükümetin iktidarda kalmasına müsaade etmez. Türklerin, kadetrikjtri Ermenilerden dolayı soykırımı kabullenmeleri yeterli değildir. Bunun yamada işgal altında tutukları toprakların iadesi ve tazminat ödenmesi gerekmektedir.
Bunlar gerçekleşmediği takdirde diğer hususlar hiçbir şeyi ifade etmez.” Gördüğü gibi özür dileyenlerle, Ermeni diasporasımn görüş ve düşünceleri paralellik arz etmektedir.
Devleti’nin sınırlarım tanımadığını her fırsatta dile getiren Ermenilerin,23 Ağustos 1920 tarihli Bağımsızlık Bildirgesinin 11. Maddesi; Batı Ermenistan olarak tarif ettiği Doğu anadolu’yu Ermenistan’ın bir parçası olarak ifade etmektedir.
Ermenistan anayasası da bu milli hedefleri temel gaye olarak esas aldığı bilinirken, İyi niyetli iki komşu ülke olan Türkiye ve Ermenistan’ın birbirlerinin toprak bütünlüğünü tanıyan bir belgenin gündeme getirmemize rağmen, Ermeniler bu öneriyi devamlı redetmişleddir.
Burun nedeni de, Ermeni Devleti’nin, Doğu Anadolu’yu bir Ermeni Toprağı olarak sayma iddiasıdır. “Ermeniler’den Özür Diliyorum.” Diyenlere sormak gerekir.
-Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, bu hususlar sizin vicdanlarınızı hiç mi etkilemiyor.? Yoksa bu iddialar sizleri mutlumu kılmaktadır.
özür dileme hareketi olsa olsa, insanlarımızı bölmek, karşı karşıya getirmek, yabancı bir ideolojiye hizmet, etmek değilmidir.?
-1915 olaylarında taraf yalnız Türkler midir.? Osmanlının karşısında, başta Ermeniler, onlara destek veren ve kullanan İngilizler, Fransızlar, Ruslar yokmudur.?
-Yüz binlerce insanımızın öldürülmesi, çoluk çocuğun camilere toplanıp yakılması, toplu katliamlara ait belgeler sizleri hiç mi ilgilendirmiyor.?
-Var olduğunu söylediğiniz “vicdanlarınızı hiç mi incitmiyor.? Yoksa Türk Milletine yapılanlardan hazmı duyuyorsunuz. ?
-Ermenilerin, soykırım günü olarak kabul ettiği 24 Nisan tarihi yaklaşırken, acaba Ermenilerle beraber 24 Nisanı soykırım günü olarak dünya kamuoyu gündemine getirme hazırlığını mı yapmaktasınız.?
-Azerbaycan’ın Karabağ Bölgesinin işgal altında olması, Hocalı’da yapılan katliam ve insanlık dışı uygulamalar, Türk Diplomatlarının katledilmesi, Ermenilerin, Türkiye’den toprak talepleri, sınırlarımızı tanımamasını ne çabuk unuttunuz. ?
Geçmişi bilmezlikten geien sözde aydınlar hiç olmazsa dün yaşanan olaylar karşısında yüzleri kızarmah, k’imin kimden Özür dilemesi gerektiğini, varsa vicdanlarına sormalıdırlar.
Değerli basın temsilcileri,
Mart 1918Me,Bakü ve civarında 35.000 bin Azerbaycan Türk’ünü katleden Ermeniler, Tüfkıye ve Türk Dünyası üzerine Asala Terör örgütü ile yürüttükleri saldırılarda Türk Diplomatlarını katlederken, yakın geçmişte Karabağ’da ve Hocah’da ki katliamlarda on binlerce Azerbaycan Türk’ünü katledenler, Azerbaycan topraklarının yüzde yirmisini işgal ederek.bir milyon insanı topraklarının dan sürmesi, ne yazık ki, özür dileyici gurubun insani duygularını harekete geçirmeye yetmemiştir.
Değerli basın temsilciler,
Bu gün, 1915 olaylarının üzerinden doksan üç yıl geçmiştir. Bu 2aman dilimi içinde Ermeniler dahi, özür dilemeyi sevenler kadar Türk Milletinin geçmişine kin duymamış, iftira etmemişlerdir. Gönül isterdi ki bu zevat hiç olmasa Ermeniler kadar dürüst ve samimi olabilseler.Bu ifademizi destekleyen bir gerçeği sizlerle paylaşmak için,1918’de kumlan Ermenistan Devleti’nin ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni,1923 yılında Bükreş’te yapılan Taşnak Partisi Toplantısında şöyle diyor du;
“Biz barışı sabote etmek için savaştık. İtilaf devletlerinin bize vadettiği “Büyük Ermenistan” hayaliyle Türklere karşı bu devletlerin safına geçtik. Tehcir doğruydu ve Osmanlı’nın tek çaresiydi.”
Yine, bir Ermeni tarihçi olan LEO, “Mazi” adlı kitabında 1915 olaylarında Ermeni hareketlerini dile getirirken;
“Rus Ordusu Van’a yaklaştıkça Muş havalisinde hazır bekleyen Ermeniler isyan etmek için fırsat bekliyorlardı. Bir tarafta kendi halinde Türkler, diğer tarafta Emeni Taşnaklar, Rus süngülerine dayanarak isyanlar çıkarırken, Osmanlı devleti kendi varlığını savunma hakkını kullanıyordu. Bu öyle bir hakti, ki. en medeni devlet bile Türklerin kullandıkları bu hakkı kullanmaktan feragat edemez.”
Değerli basın temsilcileri,
“’Ermenilerden özür Diliyorum” kampanyası, bize göre belirli bir politikanın geleceğe dönük Ermeni yanlısı bir siyasetin işareti olup. Türk düşmanlığı üzerine devam eden, Ermeni tezlerine hizmet etmektedir.
Türkiye, topraklarında soykırım işlendiğini üstlenen sözde aydınların Ermeniler lehine alenen şahit olacaklardır. Çünkü, belirli bir hedefe yönelik başlatılan bu eylem, dünya kamuoyunda, Ermeni yalanına da destek olacaktır. Ermeni lobisinin, Türkiye aleyhine devam ettirdiği faaliyetlere doksan üç yıldan beri bulamadıkları desteği sağlarken; soykırım yalanıyla yüzleşmenin, bundan böyle Türklerle Ermeniler arasında değil, Türk Milleti ile Türkiye deki Ermeni Lobisi arasında olacağını işaret etmektedir. Değerli basın temsilcileri,
Dünyanın çeşitli bölgelerine dağılmış olan Ermeniler ellerinden geldiği kadar Türk Devletini soykırım suçuyla mahkum ettirmenin gayreti içindedir. Bu yalana en büyük destek, Türk vatandaşı olan ve kendilerini aydın olarak adlandıranlar tarafından verilmesi bizleri daha sağlıklı düşünmeye sevk etmelidir.
İnsanı duygular bahane edilerek, kendi ülkelerini neyin karşılığında mahkum etmek istediklerini, her Türk vatandaşının anlaması gerekmektedir, özür kampanyasını başlatanların ortaya koydukları hedef, Ermenilerin ulaşmak istedikleri hedeftir.