Aptal ol – beni aptal yerine koy
Gence’nin köşesi, yani Gence,
Yazar, sayfa, bilge adam
Denize, suya, denize lanete den Nizami...
Şiiriniz ona bir vahiydir – göksel,
Peygamber ahir zamandır.
Hamidzade Celili, Şeyh Nizami’nin mirasına o kadar hayrandı ki, onu Hz. Muhammed’e (s.a.v.) benzetiyordu.
Türkmenistan Halk Yazarı Ata Ataçanov, Şeyh Nizami Gencevi’nin doğup öldüğü şehir olan Gence’ye, Nizami Gencevi’nin 850. Ölüm yıldönümü etkinliklerine katılmak üzere geldiğinde, Gence istasyonunda trendenin erinmez eğilip toprağı öptü. Sonra dedi ki: “Düzen getiren bu toprağı öpmek, dünyanın bütün şairlerinin kutsal görevidir” (Tofig Mutallibov “Sözcüklerin Zirvesi, Zirvenin Sözü”)
“Azerbaycan Gençlik Gazetesi”1 Türkmen halkının büyük yeteneği, şair, yazar ve tiyatro yazarı Ata Ataçanov’un bu kırılgan jesti, aynı zamanda büyük bir âlim olduğunu da ortaya koymaktadır. Ünlü Balkar şairi Gaysin Guliyev sonsuz bir coşkuyla şöyle diyor:
Ebedî güneştir bence Nizami, Nizami Gence’dir, Gence Nizami’dir.
Büyük şairimizin, sınırsız saygıdan doğan sevgisini dile getirme geleneği, bugün de devam etmektedir.
Ortaçağ’da yaratılan edebi örneklerin, bu bilimlerin birliğinden habersiz olanlar tarafından tam olarak anlaşılması zordur. Divan edebiyatında takım yıldızlarını oluşturan El-Aburdur, yani Khaza’ah topluluğunun liderlerinden biri olan ABU KABSHAH adlı bir adam onlar için hadisler rivayet etti. Tüm Arap topluluğu put perestti. ABU KABSHAH onlardan ayrıldı ve SHIRA yıldızına taptı. Kureyşliler Allah Resulünü (Hz. Muhammed (s.a.v.)) getirdiklerinde ona İBN EBU KABŞ (Ebu Kebşe’nin oğlu) dediler” (s.536). Türk astronomları ona KURUG adını verdiler. Bu yıldızın görünmesiyle El’de yaz mevsiminin orta noktasını belirlediler. Buradan KURUG kelimesi bozularak “Kuyruk doğdu” veya hatta “Kuyruk dondu” ifadesi doğmuştur.Bu yıldız sabah şafak vakti güneşin önünde belirmeye başlar. Yıldız çok parlak olduğundan tüylü bir topa benzer. Bu yüzden ona ŞİRA (Arapçada “tüylü” anlamına gelir) adını verdiler.
“Azerbaycan Gazetesi” 1922’den 1989’a kadarfaaliyetgösterdi.
SHIRA yıldızına Latincede SIRIUS denir. Kelimenin kökeni Yunanca “çok sıcak, şiddetli, yakıcı” anlamına gelen “serios” kelimesidir.
19. yüzyıl Azerbaycan edebiyatının tanınmış temsilcisi Hasanali Ağa Han Karadağski “Yaz” şiirinde şöyle yazmıştır:gezegen ve sabit yıldızların her birinin kendine özgü sembolik bir anlamı vardır. Şiirlerde en çok rastlanan yıldızların arasında “SHIRA” karakteri öne çıkıyor.
Kur’an-ı Kerim’de “ŞİRA” yıldızından başka hiç bir yıldızın adı geçmediği için divan edebiyatında bu kadar ilgi ve alaka gören yıldızdır.
53. sure Necm Suresi’nin 49. Ayetinde şöyle buyrulmaktadır: (VeRabseninle olsun – Şira)Çeviri:Ve Şira yıldızını yaratan da O’dur!
Muhammed kerim Alevi Baku viayetin tefsirinde şöyle diyor; “SHIRA yıldızı JÖVZA (İkizler) takım yıldızın da doğmuştur. SHIRA’nın dışında Kalbul-Jabbar (ZalimKöpek) olarak da adlandırılır. Shira’nın iki yıldızı vardır; biri Al-Ghamisa, diğeri Azərbaycan Türk Yaydan bir az qalmış el dağdan enər,QURUQ doğar,onda havalar sınar.
Dünya ədəbiyyatının korifeyi olan Şeyx Nizami Gəncəvinin ilk dastanı olan “Məxzən əl - əsrar” (Sirlər xəzinəsi ) poemasında Şira ulduzuna eyhamla yüksək bədii deyim nümunəsi yaratmışdı.
Erzincan hakimi Fəxrəddin Bahram şaha müraciəti ilə Şeyx onu niyə fələklə bir süfrədə göstərir ?.Fələk nə deməkdir ?.Cavab verirəm ki ,müasir astranomiyanın
Da qəbul etdiyi göyün 9 sferası ;9 fələk,yəni “ noh fələk “dir.Söhbət burada hücum elmindən gedir.7 fələkdə bürclər və ulduzlar yerləşir, 2 fələkdə səma cisimləri yoxdur.Onagörə,talesizliyini göstərmək üçün indi də “yeddi fələklə bir ulduzum yoxdur “ – deyirlər.Erzincan hakiminin ismi Bəhram (pəhləvicaVahram )Mars səyyarəsinin adıdır.Səyyarlar fələkdə ,zodiak bürclərlə bir sferadayerləşir.Günəş sisteminin planetlərlə,o cümlədən Bəhramın (Marsın ) da kecdiyi 12 zodiak bürclərindən süfrə ücün material verir ;QOC (Həməl – quzu ),Buğa (Sur – buzov)Oğlaq (Sədi – cəpiş )ətindən kabab hazırlayıb “fələk süfrəsində məclis qurmağı “1.073 / 5.000 Yaza az kala, el dağdan iner,DRY şafakvakti hava değişir. Dünya edebiyatınınöndegelenisimlerindenŞeyh Nizami Gencevi, ilk destanı olan “Mahzenü’l-Esrar” (SırlarHazinesi) adlı şiirinde Şira yıldızından söz ederek yüksek bir sanatlı anlatım örneği ortaya koymuştur. Erzincan hükümdarı Fakhreddin Bahram Şah’a hitaben yaptığı bir çağrıda, Şeyhneden onu falekile aynı masada gösteriyor? Falekne anlama geliyor? Ben buna cevap veriyorum, modern astronomiye göre ,Kabul ettiği 9 gök küresi; 9 felak, yani “nohfelak”. Buradaki tartışma saldırı bilimi ileilgilidir. 7 felakta takım yıldızlar ve yıldızlar vardır ve 2 felakta gök cismi yoktur. Bu nedenle talihsizliklerini göstermek için hala “Yedi felakta yıldızım yok” derler. Erzincan hükümdarı Bahram’ın (Pehlevi Vahram) adı, Mars gezegeninin adıdır. Gezegenler falakta, burç takım yıldızlarıyla aynı kürede yer alır. Güneş sistemi ve Bahram (Mars) dahil gezegenler, Bahram’ın (Mars) geçtiği 12 burç takım yıldızından tabloya malzeme sağlar; QOC (Hamel – kuzu), Taurus (Sur – buzağı) Keçi etinden kebap yapmak (Sadi – cepiş) ve “keçi sofrasında ziyafet vermek” Haber Merkezi
Gence’nin köşesi, yani Gence,
Yazar, sayfa, bilge adam
Denize, suya, denize lanete den Nizami...
Şiiriniz ona bir vahiydir – göksel,
Peygamber ahir zamandır.
Hamidzade Celili, Şeyh Nizami’nin mirasına o kadar hayrandı ki, onu Hz. Muhammed’e (s.a.v.) benzetiyordu.

Türkmenistan Halk Yazarı Ata Ataçanov, Şeyh Nizami Gencevi’nin doğup öldüğü şehir olan Gence’ye, Nizami Gencevi’nin 850. Ölüm yıldönümü etkinliklerine katılmak üzere geldiğinde, Gence istasyonunda trendenin erinmez eğilip toprağı öptü. Sonra dedi ki: “Düzen getiren bu toprağı öpmek, dünyanın bütün şairlerinin kutsal görevidir” (Tofig Mutallibov “Sözcüklerin Zirvesi, Zirvenin Sözü”)
“Azerbaycan Gençlik Gazetesi”1 Türkmen halkının büyük yeteneği, şair, yazar ve tiyatro yazarı Ata Ataçanov’un bu kırılgan jesti, aynı zamanda büyük bir âlim olduğunu da ortaya koymaktadır. Ünlü Balkar şairi Gaysin Guliyev sonsuz bir coşkuyla şöyle diyor:
Ebedî güneştir bence Nizami, Nizami Gence’dir, Gence Nizami’dir.
Büyük şairimizin, sınırsız saygıdan doğan sevgisini dile getirme geleneği, bugün de devam etmektedir.
Ortaçağ’da yaratılan edebi örneklerin, bu bilimlerin birliğinden habersiz olanlar tarafından tam olarak anlaşılması zordur. Divan edebiyatında takım yıldızlarını oluşturan El-Aburdur, yani Khaza’ah topluluğunun liderlerinden biri olan ABU KABSHAH adlı bir adam onlar için hadisler rivayet etti. Tüm Arap topluluğu put perestti. ABU KABSHAH onlardan ayrıldı ve SHIRA yıldızına taptı. Kureyşliler Allah Resulünü (Hz. Muhammed (s.a.v.)) getirdiklerinde ona İBN EBU KABŞ (Ebu Kebşe’nin oğlu) dediler” (s.536). Türk astronomları ona KURUG adını verdiler. Bu yıldızın görünmesiyle El’de yaz mevsiminin orta noktasını belirlediler. Buradan KURUG kelimesi bozularak “Kuyruk doğdu” veya hatta “Kuyruk dondu” ifadesi doğmuştur.Bu yıldız sabah şafak vakti güneşin önünde belirmeye başlar. Yıldız çok parlak olduğundan tüylü bir topa benzer. Bu yüzden ona ŞİRA (Arapçada “tüylü” anlamına gelir) adını verdiler.
“Azerbaycan Gazetesi” 1922’den 1989’a kadarfaaliyetgösterdi.
SHIRA yıldızına Latincede SIRIUS denir. Kelimenin kökeni Yunanca “çok sıcak, şiddetli, yakıcı” anlamına gelen “serios” kelimesidir.
19. yüzyıl Azerbaycan edebiyatının tanınmış temsilcisi Hasanali Ağa Han Karadağski “Yaz” şiirinde şöyle yazmıştır:gezegen ve sabit yıldızların her birinin kendine özgü sembolik bir anlamı vardır. Şiirlerde en çok rastlanan yıldızların arasında “SHIRA” karakteri öne çıkıyor.
Kur’an-ı Kerim’de “ŞİRA” yıldızından başka hiç bir yıldızın adı geçmediği için divan edebiyatında bu kadar ilgi ve alaka gören yıldızdır.
53. sure Necm Suresi’nin 49. Ayetinde şöyle buyrulmaktadır: (VeRabseninle olsun – Şira)Çeviri:Ve Şira yıldızını yaratan da O’dur!
Muhammed kerim Alevi Baku viayetin tefsirinde şöyle diyor; “SHIRA yıldızı JÖVZA (İkizler) takım yıldızın da doğmuştur. SHIRA’nın dışında Kalbul-Jabbar (ZalimKöpek) olarak da adlandırılır. Shira’nın iki yıldızı vardır; biri Al-Ghamisa, diğeri Azərbaycan Türk Yaydan bir az qalmış el dağdan enər,QURUQ doğar,onda havalar sınar.
Dünya ədəbiyyatının korifeyi olan Şeyx Nizami Gəncəvinin ilk dastanı olan “Məxzən əl - əsrar” (Sirlər xəzinəsi ) poemasında Şira ulduzuna eyhamla yüksək bədii deyim nümunəsi yaratmışdı.
Erzincan hakimi Fəxrəddin Bahram şaha müraciəti ilə Şeyx onu niyə fələklə bir süfrədə göstərir ?.Fələk nə deməkdir ?.Cavab verirəm ki ,müasir astranomiyanın
Da qəbul etdiyi göyün 9 sferası ;9 fələk,yəni “ noh fələk “dir.Söhbət burada hücum elmindən gedir.7 fələkdə bürclər və ulduzlar yerləşir, 2 fələkdə səma cisimləri yoxdur.Onagörə,talesizliyini göstərmək üçün indi də “yeddi fələklə bir ulduzum yoxdur “ – deyirlər.Erzincan hakiminin ismi Bəhram (pəhləvicaVahram )Mars səyyarəsinin adıdır.Səyyarlar fələkdə ,zodiak bürclərlə bir sferadayerləşir.Günəş sisteminin planetlərlə,o cümlədən Bəhramın (Marsın ) da kecdiyi 12 zodiak bürclərindən süfrə ücün material verir ;QOC (Həməl – quzu ),Buğa (Sur – buzov)Oğlaq (Sədi – cəpiş )ətindən kabab hazırlayıb “fələk süfrəsində məclis qurmağı “1.073 / 5.000 Yaza az kala, el dağdan iner,DRY şafakvakti hava değişir. Dünya edebiyatınınöndegelenisimlerindenŞeyh Nizami Gencevi, ilk destanı olan “Mahzenü’l-Esrar” (SırlarHazinesi) adlı şiirinde Şira yıldızından söz ederek yüksek bir sanatlı anlatım örneği ortaya koymuştur. Erzincan hükümdarı Fakhreddin Bahram Şah’a hitaben yaptığı bir çağrıda, Şeyhneden onu falekile aynı masada gösteriyor? Falekne anlama geliyor? Ben buna cevap veriyorum, modern astronomiye göre ,Kabul ettiği 9 gök küresi; 9 felak, yani “nohfelak”. Buradaki tartışma saldırı bilimi ileilgilidir. 7 felakta takım yıldızlar ve yıldızlar vardır ve 2 felakta gök cismi yoktur. Bu nedenle talihsizliklerini göstermek için hala “Yedi felakta yıldızım yok” derler. Erzincan hükümdarı Bahram’ın (Pehlevi Vahram) adı, Mars gezegeninin adıdır. Gezegenler falakta, burç takım yıldızlarıyla aynı kürede yer alır. Güneş sistemi ve Bahram (Mars) dahil gezegenler, Bahram’ın (Mars) geçtiği 12 burç takım yıldızından tabloya malzeme sağlar; QOC (Hamel – kuzu), Taurus (Sur – buzağı) Keçi etinden kebap yapmak (Sadi – cepiş) ve “keçi sofrasında ziyafet vermek” Haber Merkezi