Bu durumun hem olumlu hem de olumsuz yanlarını ayrı ayrı değerlendirebiliriz. İnsan vücudu tehlikeli bir durumla karşılaştığında savaş-kaç savunma mekanizması ortaya çıkar. Corona virüs için kaçma kısmı , bu virüsü araştırmak ne olduğunu öğrenmek ve neler yapabileceğini araştırma kısmıdır diyebiliriz. Kaç kısmı ise ikiye ayrılır: kaçma-kaçınma.Kaçma davranışı, Corona virüsü yok sayma, sürekli uyumak ,başka şeylerle ilgilenmek, bana bir şey olmaz düşüncesi ve kitlesel iletişim araçlarını kullanmama (Haberleri izlememe sosyal medyadan takip etmeme vb.leri) davranışlarıdır. Kaçınma davranışında ise Corona virüsünü kabul edip dikkat etmemiz gereken şeyleri kapsar. Markete gitmek istememek kaçma davranışına örnektir fakat markete giderken eldiven ve maske takmak kaçınma davranışına örnek gösterilebilir. Bir de duygular açısından inceleyelim. Mutluluk, sevinç gibi korku da bir duygudur. Öncelikle bu duygumuzu da kabul etmeliyiz. Korkunun yarattığı yan duygular var bir de bunlar da kaygı yani anksiyete dediğimiz şeydir. Anksiyete de ise temel sorun aşırı endişedir. Peki, neden endişeleniriz? Güvenliğimizi sarsacak bir durumla karşılaştığımız zaman endişelenmeye başlarız. Corona virüsündeki temel anksiyete şemasına bakacak olursak:" Dünya tehlikeli bir yer." şeması şu an hepimizde hakim olan şemadır. Bu gayet doğal bir şema şu an için. Biliyoruz ki çok fazla endişenin de olumsuz etkileri vardır. Bunlar:* Performansı azaltır.* Problem çözme,karar verme ve plan yapma becerisini azaltır.* Uykuyu bozar,gerginlik yaratır,yorgunluğa neden olur.* Felaketleştirmeye ve kötümserliğe neden olur. Her duyguda olduğu gibi endişenin de optimal düzeyde olması bizim için sağlıklıdır. Yani bizim bu sürede üretken endişeye ihtiyacımız vardır. Optimal düzeyde olan endişe , bizim eyleme geçmemiz için bir miktar gereklidir. Ve bu optimal düzeydeki endişe sorunları tahmin etme ,sorunu çözmeyi devreye sokmamıza yardımcı olur ve çözüme yönelik davranışın önünü açar . Sonuç olarak endişemizi üretken seviyede ve optimal seviyede tutmamız gerekir. Bunun için neler yapabiliriz? Mesela , haberleri gün içinde sürekli takip etmek yerine akşam 19.00 haberlerini izlemek yeterli olur. O an için iyi hissettiren şey neyse onu yapabilirsiniz. Meditasyon, yürüyüş, çizim yapma veya müzik dinleme... Her birimizin bu ve benzeri sakin kalabilme yolları için kendi içimizde sahip olduğu kaynaklarımız var, onları keşfedelim. Ayrıca endişe seviyeniz arttığı zaman kendinize telkinde bulunarak üretken endişeyi devreye sokmaya çalışabilirsiniz. Olumlu yanlarına bakacak olursak. Hepimiz evdeyiz ve üretmek için kendimizi keşfetmek için ne istediğimizi görmek için çok güzel bir süreç. Yoğun iş hayatından ya da okul hayatında çoğumuzun ailemize vakit ayırmakta zorlandığı anlar oluyordur. Bu durum aile ilişkilerimizi sağlamlaştırma ve daha iyi iletişim kurma fırsatı yakalamamıza fırsat oldu. Bolca araştırma yapıp yeni şeyler keşfetmemizi sağladı. Sosyal medyada görüyoruz herkes kendi ekmeğini yapmaya başladı, yemek yapmayı bilmeyen çoğu kadın yada erkek artık birer şef gibi oldu :) Başka bir açıdan öz şefkat dediğimiz kavramın ne kadar önemli olduğunu gördük bu süreçte . Çünkü çoğumuz karantinada yalnız ve kendimizle baş başayız. Öncelikle kendimizi sevmenin kendimizi olduğu gibi kabul etmenin ne kadar kıymetli olduğunu gördük . Başka kimseye bağımlı olmadan kendimizin ne kadar değerli ve özel olduğunu keşfettik . İnsanın içe dönüşünü öze dönüş için iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Umarım en yakın sürede hayatlarımıza kaldığımız yerden devam ederiz. Fakat bir çoğumuz farklı bakış açısıyla devam edecek eminim. Kurallara ve önerilere uyarak bu şekilde istikrarı yakaladığımızda hep beraber güzel günlere daha kısa zamanda tekrar döneceğiz
Sağlık
Yayınlanma: 06 Nisan 2020 - 00:00
COVİD-19la Farkındalık
Nazlıhilal ÜNSAL ( REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMAN- KLİNİK PSİKOLOG ) Değerli Okuyucular, Biraz COVİD-19 hakkında yazmak istedim. Evet çok zorlu bir süreç ve ilk defa karşılaştığımız bir durum. Bu sürecin psikolojik etkileri hakkında konuşalım istedim.
Sağlık
06 Nisan 2020 - 00:00