Anma toplantısının oturum başkanlığını ise, Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür yaptı. İstiklal Marşı ve Azerbaycan Milli Marşı’nın okunmasıyla başlayan toplantıda, Elçibey'in hayatını anlatan bir sinevizyon gösterisi sunuldu. Aybike Tekgül ise “Elçibey’e Sözdür” adlı bir şiir okudu.
Toplantıya, Azerbaycan Büyükelçiliği Baş Müsteşarı Ceyhun Mehmedov, Tarım eski Bakanı Sami Güçlü, Çorum eski Milletvekili Dr. Melek Denli Karaca, merhum Alparslan Türkeş’in kızı Çağrı ve Türk dünyası derneklerinin başkanlarıyla, üniversitelerden akademisyenler katıldı.
Elçibey'i 1991 yılında şahsen tanıdığını belirten Yazıcıoğlu, Elçibey'in Azerbaycan'ın bağımsızlığına kavuşmasındaki mücadelesinin kimse tarafından yadsınamayacağını söyledi.
Elçibey Devlet adamı, Türk milliyetçisi, büyük bir insan (Muhsin Yazıcıoğlu)
Elçibey'in, Azebaycan'ın birliği için fedakarlık yaptığını belirten Yazıcıoğlu, ''Haydar Aliyev zamanında da bu birlik sağlandı ve şimdi Azerbaycan ekonomisi hızla büyümektedir. SSCB dağılınca Çeçenistan ve Azerbaycan bağımsız devletler topluluğuna katılmamıştı. Bu sindirilemeyince Azerbaycan ve Çeçenistan doğrudan hedef seçildi. Azerbaycan parmak ısırtacak büyük bir direniş yaptı. Bu direnişte Azerbaycan kadınlarının mücadelesini de hayranlıkla hatırlıyorum'' dedi. Yazıcıoğlu, şunları kaydetti:''Türkiye ile Türk cumhuriyetleri arasında yollar açılmıştır. Biz bütün Türk devletleri tek bir bayrak altında toplansın demiyoruz ama dayanışmamızı üst seviyeye çıkarmalıyız. Nasıl Avrupa Birliği, ABD birlik olmuşlarsa biz de üst birlikler kuralım. Biz de Hazar Ortak Birliği kurabiliriz ve adına kısaca HOB diyebiliriz.''
Azerbaycan'ın Türkiye için ''dürbün'' olduğunu ve bu dürbünden bakınca Çin Seddi'ne kadar görüldüğünü ifade eden Yazıcıoğlu, Türkiye'nin, Karabağ sorunu konusunda Azerbaycan ne derse onu yapmak durumunda olduğunu kaydetti. Hocalı Katliamı’nın ardından Azerbaycan’a gittiğinde Elçibey’le bir araya geldiklerini anlatan Yazıcıoğlu, “Daha sonra iletişim eksikliğinden kaynaklanan bir kopukluk üzerine bir araya gelemedik. Hemen Dışişleri yetkilileri aracılığıyla bize haber gönderdi ve üzerinde kamuflaj elbiseleri, helikopterle cepheden yanımıza geldi. Kucaklaştık, savaşın gidişi ile bilgiler verdi, bizden de bazı istekleri olduğunu ve Türkiye’ye ulaştırmamızı rica etti” şeklinde bir anısını paylaştı.
21. yüzyıl, Türk asrı olacaktır. (Nuri Gürgür)
Toplantının oturum başkanlığını yapan, Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür, BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun söylediklerine katıldığını belirterek, dar günlerde milletlerin büyük önderler çıkardığını hatırlatarak, Mustafa Kemal’in de karanlık günlerde ortaya çıktığını belirtti. Azerbaycan’ın da buna benzer bir dönem yaşadığına dikkat çeken Gürgür, Elçibey’i de yine böyle karanlık günlerde ortaya çıkan bir dava adamı olarak niteledi. Azerbaycan’da SSCB’nin her türlü baskısına rağmen Elçibey ve dava arkadaşlarının ortaya koyduğu azmi öven Gürgür, “80’li yılların sonunda yaktıkları meşaleyi alev halinde dalgalandırdılar ve Azerbaycan’ın bağımsızlığını gerçekleştirdiler” şeklinde konuştu.Gürgür, şöyle devam etti: “Gecenin sabaha en yakın olduğu an en karanlık olduğu andır. Bu zamanı, aydınlanacak bir geleceğin bir habercisi olarak algılamalıyız. Gerçekleşebileceğine inanıyorsanız ve gücünüz varsa tüm hayaller gerçek olur. Nitekim bundan 20 yıl önce böyle bir salonda insanların bir araya gelerek, Türkiye ve Azerbaycan marşlarının birlikte söyleneceğini ve bayrakların birlikte dalgalanacağını söyleyenlere çıldırmış gözüyle bakılıyordu. Böyle söyleyen insanlara tabutluklarda eziyet ediliyordu. O yüzden, bugünün değerini bilmek ve hakkını vermek zorundayız. 7 bağımsız Türk Devleti’nin bayrağı dalgalanıyorsa, bunun siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel zeminlerini hazırlamak yeni neslin görevidir. İki devlet bir millet sloganı hepimizi heyecanlandırıyor, bunun gereğini yaparsak 21. yüzyıl, Türk asrı olacaktır.”Bu salonda bulunanlar vefalıdır (Hanım Halilova)
Azerbaycan Kadın Hukukları Müdafaa Cemiyeti Başkanı Doç. Dr. Hanım Halilova ise, 19 yaşından beri Elçibey’i tanıdığını belirterek, “Burada oturanların hepsi vefalı Türkler’dir. Ben sizin karşınızda baş eğerim. Çünkü Elçibey yaşarken herkes geliyordu. Onunla görüşmek için günlerce sıra bekleyen insanlar vardı. Nerede şimdi onlar? Bu salonda bulunanlar vefalıdır, beni nereye çağırırlarsa artık gelirim” dedi. Elçibey’in çok değerli bir Türk milliyetçisi olduğunu vurgulayan Halilova, Kıbrıs Barış Harekatı olduğunda çok sevindiklerini ifade ederek, Elçibey’in gözlerinden yaşlar akarak, “Hanım, Türk ordusu kardeşlerini kurtardı, yarın bizi de kurtaracak” dediğini anlattı.
Konuşmasının sonunda, Ortadoğu’da kan akıyor diyenlerin Karabağ’daki 17 yıldır kanayan yaraya sessiz kaldığını belirten Halilova, “Türkiye lider olursa tüm dünya ve özellikle İslam dünyası kurtulur” diye konuştu.
Elçibey, Türklüğe Bağlıydı (Mustafa Kafalı)Toplantıda konuşan Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kafalı, Elçibey’i kendi halinde ve az konuşan bir insan olarak tanımladı. Konuşmalarında kendisinin Elçibey’e “bey” Elçibey’in ise kendisine “hoca” diye hitap ettiğini anlattı. Kafalı, Elçibey’in Türklüğe bağlılığını vurguladığı konuşmasında, bir anısını anlattı: “Bir sohbet esnasında biri Elçibey’e gelerek, ‘Siz Şii’siniz biz Sünni’yiz’ dedi. Benim sinirimin zirvede olduğu bir andı. Elçibey’in verdiği cevap beni rahatlattı; ‘Olur mu hepimiz Müslümanız. Ama mezhebimden dolayı eğer Türklüğüme zarar geleceğini duysam, kalkar Şaman olurum.’ Ben de o kadar sinirlenmişim ki kendime hakim olamayarak ‘aldın mı cevabını’ dedim.”
Elçibey’in dört ana hedefi (Hakkı Öznur) Toplantının açılış konuşmasını yapan BBP Genel Başkan Yardımcısı ve Birlik Akademisi Başkanı Hakkı Öznur, şöyle konuştu: “Ebulfeyz Milli Azatlık Hareketi’nin Lideri, Azerbaycan Devleti’nin ilk seçilmiş Devlet Başkanıdır. Türk dünyasının bilge şahsiyetlerinden, büyük liderlerindendir. Ebulfeyz Elçibey Mehmet Emin Resulzade’nin açtığı bayrağı yücelten bir idealistti. Rus Emperyalizme karşı çıkan yürekli bir lider, Moskova’nın mankurtlaştırma siyasetine karşı çıkan milli özgürlük savaşçısıydı. Büyük zulümler gördü, zindanlar gördü, hapisler gördü, toplama kampları gördü. Yüce Türklüğün davasından asla taviz vermedi. Eğilmedi, yenilmedi, teslim olmadı. O büyük bir dava adamı ve çağımızın Alpereniydi. O bir Türkiye sevdalısıydı. O bir Türk ülkücüsüydü. Kendisini dünya Türklüğü’ne adamıştı.
Elçibey’in dört ana hedefi vardı:
1. Azerbaycan’ın tam bağımsızlığı
2. Karabağ’ın kurtarılması
3. İran’daki Türklerle birleşme
4. Türkiye’yle bir konfederasyon kurulması ve buradan da Türk Birliği’ne geçiş
Elçibey, tam manasıyla Türk’tü, Türkçüydü.
Elçibey diyor ki; “Benim fikrim şu: Turan’ın yani büyük Türk dünyasının altın köprüsü Azerbaycan olmalıdır. Cinnubi ve şimali Azerbaycan birleşirse Türkiye medeniyet ve terakkiyattaki öncü rolünü Orta Asya’ya ulaştırır. Her bir Türk, bunu arzu eder. Bunun mimarı kim olursa Türk’ün tarihine hoş baht olarak geçecektir.” Türkçülük felsefesinde, Türk dünyasını görüyordu. Türkiye onun için kutup yıldızıydı. O bir Bilge Kağan’ın emanetçisi, Hoca Ahmet Yesevi’nin takipçisiydi. O çağımızın bir Horasan ereni, Türk beyleri için de bey oğlu beydi. Hayata gözlerini kapadığında 62 yaşındaydı. Ömrünü ülkesinin bağımsızlığına ve Türk Birliği’ne adadı. Milletine yol gösteren liderdi. Ebülfez Elçibey’in fikirlerini Türk dünyasının, Türk ülkücülerinin yolunu aydınlatmaya devam etmektedir.. Bu büyük Türk milliyetçisinin bilge lideri bir kez daha rahmetle anıyoruz. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.”
Toplantıya, Azerbaycan Büyükelçiliği Baş Müsteşarı Ceyhun Mehmedov, Tarım eski Bakanı Sami Güçlü, Çorum eski Milletvekili Dr. Melek Denli Karaca, merhum Alparslan Türkeş’in kızı Çağrı ve Türk dünyası derneklerinin başkanlarıyla, üniversitelerden akademisyenler katıldı.
Elçibey'i 1991 yılında şahsen tanıdığını belirten Yazıcıoğlu, Elçibey'in Azerbaycan'ın bağımsızlığına kavuşmasındaki mücadelesinin kimse tarafından yadsınamayacağını söyledi.
Elçibey Devlet adamı, Türk milliyetçisi, büyük bir insan (Muhsin Yazıcıoğlu)
Elçibey'in, Azebaycan'ın birliği için fedakarlık yaptığını belirten Yazıcıoğlu, ''Haydar Aliyev zamanında da bu birlik sağlandı ve şimdi Azerbaycan ekonomisi hızla büyümektedir. SSCB dağılınca Çeçenistan ve Azerbaycan bağımsız devletler topluluğuna katılmamıştı. Bu sindirilemeyince Azerbaycan ve Çeçenistan doğrudan hedef seçildi. Azerbaycan parmak ısırtacak büyük bir direniş yaptı. Bu direnişte Azerbaycan kadınlarının mücadelesini de hayranlıkla hatırlıyorum'' dedi. Yazıcıoğlu, şunları kaydetti:''Türkiye ile Türk cumhuriyetleri arasında yollar açılmıştır. Biz bütün Türk devletleri tek bir bayrak altında toplansın demiyoruz ama dayanışmamızı üst seviyeye çıkarmalıyız. Nasıl Avrupa Birliği, ABD birlik olmuşlarsa biz de üst birlikler kuralım. Biz de Hazar Ortak Birliği kurabiliriz ve adına kısaca HOB diyebiliriz.''
Azerbaycan'ın Türkiye için ''dürbün'' olduğunu ve bu dürbünden bakınca Çin Seddi'ne kadar görüldüğünü ifade eden Yazıcıoğlu, Türkiye'nin, Karabağ sorunu konusunda Azerbaycan ne derse onu yapmak durumunda olduğunu kaydetti. Hocalı Katliamı’nın ardından Azerbaycan’a gittiğinde Elçibey’le bir araya geldiklerini anlatan Yazıcıoğlu, “Daha sonra iletişim eksikliğinden kaynaklanan bir kopukluk üzerine bir araya gelemedik. Hemen Dışişleri yetkilileri aracılığıyla bize haber gönderdi ve üzerinde kamuflaj elbiseleri, helikopterle cepheden yanımıza geldi. Kucaklaştık, savaşın gidişi ile bilgiler verdi, bizden de bazı istekleri olduğunu ve Türkiye’ye ulaştırmamızı rica etti” şeklinde bir anısını paylaştı.
21. yüzyıl, Türk asrı olacaktır. (Nuri Gürgür)
Toplantının oturum başkanlığını yapan, Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür, BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun söylediklerine katıldığını belirterek, dar günlerde milletlerin büyük önderler çıkardığını hatırlatarak, Mustafa Kemal’in de karanlık günlerde ortaya çıktığını belirtti. Azerbaycan’ın da buna benzer bir dönem yaşadığına dikkat çeken Gürgür, Elçibey’i de yine böyle karanlık günlerde ortaya çıkan bir dava adamı olarak niteledi. Azerbaycan’da SSCB’nin her türlü baskısına rağmen Elçibey ve dava arkadaşlarının ortaya koyduğu azmi öven Gürgür, “80’li yılların sonunda yaktıkları meşaleyi alev halinde dalgalandırdılar ve Azerbaycan’ın bağımsızlığını gerçekleştirdiler” şeklinde konuştu.Gürgür, şöyle devam etti: “Gecenin sabaha en yakın olduğu an en karanlık olduğu andır. Bu zamanı, aydınlanacak bir geleceğin bir habercisi olarak algılamalıyız. Gerçekleşebileceğine inanıyorsanız ve gücünüz varsa tüm hayaller gerçek olur. Nitekim bundan 20 yıl önce böyle bir salonda insanların bir araya gelerek, Türkiye ve Azerbaycan marşlarının birlikte söyleneceğini ve bayrakların birlikte dalgalanacağını söyleyenlere çıldırmış gözüyle bakılıyordu. Böyle söyleyen insanlara tabutluklarda eziyet ediliyordu. O yüzden, bugünün değerini bilmek ve hakkını vermek zorundayız. 7 bağımsız Türk Devleti’nin bayrağı dalgalanıyorsa, bunun siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel zeminlerini hazırlamak yeni neslin görevidir. İki devlet bir millet sloganı hepimizi heyecanlandırıyor, bunun gereğini yaparsak 21. yüzyıl, Türk asrı olacaktır.”Bu salonda bulunanlar vefalıdır (Hanım Halilova)
Azerbaycan Kadın Hukukları Müdafaa Cemiyeti Başkanı Doç. Dr. Hanım Halilova ise, 19 yaşından beri Elçibey’i tanıdığını belirterek, “Burada oturanların hepsi vefalı Türkler’dir. Ben sizin karşınızda baş eğerim. Çünkü Elçibey yaşarken herkes geliyordu. Onunla görüşmek için günlerce sıra bekleyen insanlar vardı. Nerede şimdi onlar? Bu salonda bulunanlar vefalıdır, beni nereye çağırırlarsa artık gelirim” dedi. Elçibey’in çok değerli bir Türk milliyetçisi olduğunu vurgulayan Halilova, Kıbrıs Barış Harekatı olduğunda çok sevindiklerini ifade ederek, Elçibey’in gözlerinden yaşlar akarak, “Hanım, Türk ordusu kardeşlerini kurtardı, yarın bizi de kurtaracak” dediğini anlattı.
Konuşmasının sonunda, Ortadoğu’da kan akıyor diyenlerin Karabağ’daki 17 yıldır kanayan yaraya sessiz kaldığını belirten Halilova, “Türkiye lider olursa tüm dünya ve özellikle İslam dünyası kurtulur” diye konuştu.
Elçibey, Türklüğe Bağlıydı (Mustafa Kafalı)Toplantıda konuşan Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kafalı, Elçibey’i kendi halinde ve az konuşan bir insan olarak tanımladı. Konuşmalarında kendisinin Elçibey’e “bey” Elçibey’in ise kendisine “hoca” diye hitap ettiğini anlattı. Kafalı, Elçibey’in Türklüğe bağlılığını vurguladığı konuşmasında, bir anısını anlattı: “Bir sohbet esnasında biri Elçibey’e gelerek, ‘Siz Şii’siniz biz Sünni’yiz’ dedi. Benim sinirimin zirvede olduğu bir andı. Elçibey’in verdiği cevap beni rahatlattı; ‘Olur mu hepimiz Müslümanız. Ama mezhebimden dolayı eğer Türklüğüme zarar geleceğini duysam, kalkar Şaman olurum.’ Ben de o kadar sinirlenmişim ki kendime hakim olamayarak ‘aldın mı cevabını’ dedim.”
Elçibey’in dört ana hedefi (Hakkı Öznur) Toplantının açılış konuşmasını yapan BBP Genel Başkan Yardımcısı ve Birlik Akademisi Başkanı Hakkı Öznur, şöyle konuştu: “Ebulfeyz Milli Azatlık Hareketi’nin Lideri, Azerbaycan Devleti’nin ilk seçilmiş Devlet Başkanıdır. Türk dünyasının bilge şahsiyetlerinden, büyük liderlerindendir. Ebulfeyz Elçibey Mehmet Emin Resulzade’nin açtığı bayrağı yücelten bir idealistti. Rus Emperyalizme karşı çıkan yürekli bir lider, Moskova’nın mankurtlaştırma siyasetine karşı çıkan milli özgürlük savaşçısıydı. Büyük zulümler gördü, zindanlar gördü, hapisler gördü, toplama kampları gördü. Yüce Türklüğün davasından asla taviz vermedi. Eğilmedi, yenilmedi, teslim olmadı. O büyük bir dava adamı ve çağımızın Alpereniydi. O bir Türkiye sevdalısıydı. O bir Türk ülkücüsüydü. Kendisini dünya Türklüğü’ne adamıştı.
Elçibey’in dört ana hedefi vardı:
1. Azerbaycan’ın tam bağımsızlığı
2. Karabağ’ın kurtarılması
3. İran’daki Türklerle birleşme
4. Türkiye’yle bir konfederasyon kurulması ve buradan da Türk Birliği’ne geçiş
Elçibey, tam manasıyla Türk’tü, Türkçüydü.
Elçibey diyor ki; “Benim fikrim şu: Turan’ın yani büyük Türk dünyasının altın köprüsü Azerbaycan olmalıdır. Cinnubi ve şimali Azerbaycan birleşirse Türkiye medeniyet ve terakkiyattaki öncü rolünü Orta Asya’ya ulaştırır. Her bir Türk, bunu arzu eder. Bunun mimarı kim olursa Türk’ün tarihine hoş baht olarak geçecektir.” Türkçülük felsefesinde, Türk dünyasını görüyordu. Türkiye onun için kutup yıldızıydı. O bir Bilge Kağan’ın emanetçisi, Hoca Ahmet Yesevi’nin takipçisiydi. O çağımızın bir Horasan ereni, Türk beyleri için de bey oğlu beydi. Hayata gözlerini kapadığında 62 yaşındaydı. Ömrünü ülkesinin bağımsızlığına ve Türk Birliği’ne adadı. Milletine yol gösteren liderdi. Ebülfez Elçibey’in fikirlerini Türk dünyasının, Türk ülkücülerinin yolunu aydınlatmaya devam etmektedir.. Bu büyük Türk milliyetçisinin bilge lideri bir kez daha rahmetle anıyoruz. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.”