DTP İl Başkanı Ahmet Balbaros “Türkiye Dün sabah 12 Eylül darbesinin yıl dönümüne bir gün kala bir kez daha o darbe günlerini andıran ev baskınları ve gözaltı operasyonlarıyla uyandı.
Demokratik açılım tartışmalarının yaşandığı, her şeye rağmen çözüme dair umut ve beklentilerin güncelliğini koruduğu bir süreçte partimiz Demokratik Toplum Partisi'ni siyaset dışına itmeye yönelik baskı ve gözaltı operasyonları yeniden hız kazandı. Partimize yönelik 14 Nisan'da başlatılan operasyonun bir parçası olarak bu sabah Diyarbakır'daki yerel yönetim birimlerimize dönük haksız, hukuksuz ve hiçbir demokratik anlayışa sığmayan gözaltı operasyonu başlatıldı.
Sabaha karşı 05:40 sıralarında Diyarbakır ve Van'da yapılan ev baskınlarında il Genel Meclis Başkanı Şehmus Bayhan, Diyarbakır eski İl Genel Meclisi Başkanı Kerem Duruk, Şırnak eski belediye Başkanı Ahmet Ertak, Yenişehir Belediye Başkan Yardımcısı İhsan Uğur, Kayapınar Belediye Başkan Yardımcısı Sabahattin Dinç. Bağlar Belediyesi Başkan Yardımcısı Hacı Erdemir, Bismil eski Belediye Başkanı Şükran Aydın, Bağlar eski Belediye Başkanı Yurdusev Özsökmenler, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Bayrak ve yerel yönetim komisyonu üyelerimizin de aralarında bulunduğu 15 kişi gözaltına alındı. Ayrıca eş zamanlı olarak Van'da başlatılan operasyon kapsamında Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Demir Çelik de gözaltına alındı.
Kürt sorununun çözümüne yönelik arayışların ve beklentilerin hız kazandığı, partimizin de bu süreçte olumlu bir rol oynamaya çalıştığı bir dönemde gerçekleştirilen bu operasyonlarla demokratik siyaset kanalları tıkatılmaya, Kürt halkının umut ve beklentileri boşa çıkartılmaya çalışılmaktadır.
Hepimiz silahların susması ve ölümlerin durmasını isterken bunun ancak halkın demokratik yol ve yöntemlerle, hak arama imkanına kavuştuğu sistemlerde mümkün olacağının da bilincindeyiz. Oysa bu operasyonlar demokratik siyaset kanallarını kapatan, halkın demokratik yol ve yöntemlerle örgütlü mücadele etmesinin önüne geçmeyi amaçlayan demokrasi dışı bir uygulamadır.
Yürütülen bu operasyonlarla aynı zamanda yerel yönetimlerin baskı altına alınması ve sindirilmesi hedeflenmektedir. Oysa bütün dünyada yerel ve yerinden yönetim demokrasilerin mihenk taşı haline getirilmiştir. Halkımızın oylarıyla seçilen yerel yöneticilerimizin, hukuk dışı bu baskılarla halka hizmet etmesi önlenmek istenmektedir. Bu açıdan bakıldığında da bu operasyon bir demokrasi ve hukuk ayıbıdır.
Gözaltına alınanlar arasında bulunan İl Genel Meclisi Başkanı Şeyhmus Bayhan Valiyle eş değer yetkiye sahiptir ve halkın oylarıyla seçildiği için temsil yetkisi en yüksek olan bir kişidir. Diyarbakır'da şuanda gözaltına alınanlar Diyarbakır halkının oylarıyla göreve gelmiş temsilcilerdir. Savcılığa çağrılıp ifadelerine başvurulma yolu açıkken polis marifetiyle evinin basılıp, gözaltına alınması halkın iradesine karşı saygısızlıktır, halk iradesini hiçe saymaktır. Bu ne siyasi nezakete ne de hukuka sığar. Hukuksuzdur, çünkü kimlikleri, yerleri, görevleri belli olan insanların sabaha karşı evleri basılarak gözaltına alınmasının yasal, hukuksal dayanağı yoktur. Bu nedenle 14 Nisan'dan buyana tutuklanan yöneticilerimiz ve bugün gözaltına alınan arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.
"DTP muhatap olmalıdır, rol oynamalıdır" diyenlerin, bizi bu noktada eleştirenlerin muhatap olması istenen bir partinin bütün yöneticilerinin gözaltına alınmasına, tutuklanmasına ve sindirilmeye çalışılmasına da yanıt vermesi gerekiyor. Unutulmamalıdır ki; bu yaklaşım kitlelerde demokratik siyasete olan güveni zedeler ve umutlan kırar. Umutların kırılması ise ülkemizin yararına değildir.
Şu iyi bilinmelidir ki; biz karşılaştığımız bunca baskıya rağmen demokratik siyaset kanallarının açılması, bu sürecin barış sürecine evrilebilmesi için mücadelemizi kararlı bir biçimde sürdüreceğiz.
Hiçbir baskı, gözdağı ve sindirme operasyonu bize asla geri adım attıramayacaktır. DTP bu ülkenin onurlu bir barışa kavuşabilmesi için üzerine düşen fedakarlığı yerine getirmeye her zamankinden daha fazla hazırdır.
Buradan hükümete seslenmek istiyoruz: Çatışmalı ortam yeniden hız kazanmaktadır. Eğer bu sürecin önüne geçilemez, ölümler durdurulamaz ise, Kürt sorununa sivil demokratik çözüm arayışları bundan büyük darbe alır. Bu nedenle hem askeri hem de siyasi operasyonların derhal son bulması gerekir. Bu noktada hükümeti sorumlu davranmaya çağırıyoruz.”
Demokratik açılım tartışmalarının yaşandığı, her şeye rağmen çözüme dair umut ve beklentilerin güncelliğini koruduğu bir süreçte partimiz Demokratik Toplum Partisi'ni siyaset dışına itmeye yönelik baskı ve gözaltı operasyonları yeniden hız kazandı. Partimize yönelik 14 Nisan'da başlatılan operasyonun bir parçası olarak bu sabah Diyarbakır'daki yerel yönetim birimlerimize dönük haksız, hukuksuz ve hiçbir demokratik anlayışa sığmayan gözaltı operasyonu başlatıldı.
Sabaha karşı 05:40 sıralarında Diyarbakır ve Van'da yapılan ev baskınlarında il Genel Meclis Başkanı Şehmus Bayhan, Diyarbakır eski İl Genel Meclisi Başkanı Kerem Duruk, Şırnak eski belediye Başkanı Ahmet Ertak, Yenişehir Belediye Başkan Yardımcısı İhsan Uğur, Kayapınar Belediye Başkan Yardımcısı Sabahattin Dinç. Bağlar Belediyesi Başkan Yardımcısı Hacı Erdemir, Bismil eski Belediye Başkanı Şükran Aydın, Bağlar eski Belediye Başkanı Yurdusev Özsökmenler, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Bayrak ve yerel yönetim komisyonu üyelerimizin de aralarında bulunduğu 15 kişi gözaltına alındı. Ayrıca eş zamanlı olarak Van'da başlatılan operasyon kapsamında Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Demir Çelik de gözaltına alındı.
Kürt sorununun çözümüne yönelik arayışların ve beklentilerin hız kazandığı, partimizin de bu süreçte olumlu bir rol oynamaya çalıştığı bir dönemde gerçekleştirilen bu operasyonlarla demokratik siyaset kanalları tıkatılmaya, Kürt halkının umut ve beklentileri boşa çıkartılmaya çalışılmaktadır.
Hepimiz silahların susması ve ölümlerin durmasını isterken bunun ancak halkın demokratik yol ve yöntemlerle, hak arama imkanına kavuştuğu sistemlerde mümkün olacağının da bilincindeyiz. Oysa bu operasyonlar demokratik siyaset kanallarını kapatan, halkın demokratik yol ve yöntemlerle örgütlü mücadele etmesinin önüne geçmeyi amaçlayan demokrasi dışı bir uygulamadır.
Yürütülen bu operasyonlarla aynı zamanda yerel yönetimlerin baskı altına alınması ve sindirilmesi hedeflenmektedir. Oysa bütün dünyada yerel ve yerinden yönetim demokrasilerin mihenk taşı haline getirilmiştir. Halkımızın oylarıyla seçilen yerel yöneticilerimizin, hukuk dışı bu baskılarla halka hizmet etmesi önlenmek istenmektedir. Bu açıdan bakıldığında da bu operasyon bir demokrasi ve hukuk ayıbıdır.
Gözaltına alınanlar arasında bulunan İl Genel Meclisi Başkanı Şeyhmus Bayhan Valiyle eş değer yetkiye sahiptir ve halkın oylarıyla seçildiği için temsil yetkisi en yüksek olan bir kişidir. Diyarbakır'da şuanda gözaltına alınanlar Diyarbakır halkının oylarıyla göreve gelmiş temsilcilerdir. Savcılığa çağrılıp ifadelerine başvurulma yolu açıkken polis marifetiyle evinin basılıp, gözaltına alınması halkın iradesine karşı saygısızlıktır, halk iradesini hiçe saymaktır. Bu ne siyasi nezakete ne de hukuka sığar. Hukuksuzdur, çünkü kimlikleri, yerleri, görevleri belli olan insanların sabaha karşı evleri basılarak gözaltına alınmasının yasal, hukuksal dayanağı yoktur. Bu nedenle 14 Nisan'dan buyana tutuklanan yöneticilerimiz ve bugün gözaltına alınan arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.
"DTP muhatap olmalıdır, rol oynamalıdır" diyenlerin, bizi bu noktada eleştirenlerin muhatap olması istenen bir partinin bütün yöneticilerinin gözaltına alınmasına, tutuklanmasına ve sindirilmeye çalışılmasına da yanıt vermesi gerekiyor. Unutulmamalıdır ki; bu yaklaşım kitlelerde demokratik siyasete olan güveni zedeler ve umutlan kırar. Umutların kırılması ise ülkemizin yararına değildir.
Şu iyi bilinmelidir ki; biz karşılaştığımız bunca baskıya rağmen demokratik siyaset kanallarının açılması, bu sürecin barış sürecine evrilebilmesi için mücadelemizi kararlı bir biçimde sürdüreceğiz.
Hiçbir baskı, gözdağı ve sindirme operasyonu bize asla geri adım attıramayacaktır. DTP bu ülkenin onurlu bir barışa kavuşabilmesi için üzerine düşen fedakarlığı yerine getirmeye her zamankinden daha fazla hazırdır.
Buradan hükümete seslenmek istiyoruz: Çatışmalı ortam yeniden hız kazanmaktadır. Eğer bu sürecin önüne geçilemez, ölümler durdurulamaz ise, Kürt sorununa sivil demokratik çözüm arayışları bundan büyük darbe alır. Bu nedenle hem askeri hem de siyasi operasyonların derhal son bulması gerekir. Bu noktada hükümeti sorumlu davranmaya çağırıyoruz.”