Önceden ihtimamın odağında olan öğretmenlerimiz, eğitim çalışanlarımız artık hakaretin, tehditin, şiddetin ve itibarsızlaştırma sarmalının içine düşürülmüştür. Bu bir mesleğin yıpranması değil, bir milletin geleceğinin yok edilmesidir.
Eğitimcilere yönelik hakaret, tehdit ve şiddet her geçen gün artmaktadır. Bu tür saldırılar, gerekli tedbirler alınmadığı için devam etmektedir.
Yakın zamanda bir velimizin İnönü Ortaokulunda yaşanan bir olayla ilgili elini kolunu sallayarak okula, sınıflara ve öğretmenler odasına girerek öğrencilerin gözleri önünde okuldaki tüm öğretmenleri hedef alarak tehdit ve hakaretlerde bulunmasını şiddetle kınıyoruz.
Okullarda yaşanan sorunlarla ile ilgili haklarını aramaları her velinin en doğal hakkıdır.Ancak hak aramak adı altında öğretmenleri ve eğitim çalışanlarını tehdit etmeye, eğitimcilere hakaretler savurmaya ve okulda terör estirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.
Hak aramanın yolu idari ve adli olarak yetkililere başvurmaktır.
Okulumuzda iddia edilen öğrenci ile okul müdür yardımcısı arasında geçen olay adli ve idari makamlara intikal etmiştir. Gerğini adli ve idari yetkililer yapacaktır.
Okullarımızda eğitimcilerimize yönelik saldırılar gereken tedbirler alınmadığı için devam etmektedir.
Mesleğimizin manevi karşılığı olan saygının eğitimcilere çok görüldüğü, sözlü taciz, hakaret, saldırı ve darp gibi olayların sıradanlaştığı bir dönemi yaşıyoruz.
Bugün gelinen noktada öğretmene saygı sorunu en temel meselelerimizden biri haline gelmiştir.
Hz. Ali (Radiallahu anh) Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum diyerek alimlere ve ilme verdiği önemi dile getirmiştir.
Geleceğimiz olan çocuklarımıza bilgi, beceri ve değer kazandıran öğretmenlerimize reva görülen muamele ve gösterilen kayıtsızlık düşündürücü olduğu kadar vahimdirde.
Okulumuzda yaşana olayın üzerinden bir hafta geçmesine rağmen, öğretmenler odasında tehdide ve hakarete maruz kalan devlet memurları olduklarını unutan MEM yetkililerine sesleniyoruz. Seksene yakın eğitimcinin görev yaptığı okulda öğretmenlerin mahremi dediğimiz sınıflara öğretmenler odasına elini kolunu sallayarak giren vatandaşların eğitimcilerimize hakaret ve tehditler savunmasına rağmen eğitim çalışanlarımızın okulda ziyaret edilmemesine anlam verememekteyiz.
NEYİ BEKLİYORSUNUZ !
Bugün burada olmayacaksınız da ne zaman olacaksınız?
Bir eğitim şehidi daha verilince mi ziyaret edeceksiniz ?
Bu konuda sessiz kalan yetkililere buradan sorumluluklarını getirmeye davet ediyoruz.
Şu gerçeğin altını bir defa daha çizmekte fayda var. Eğitimcilerin şiddetin hedefinde olan bir toplumun geleceği karanlıktır.
Ciddi bir sorun olan şiddete çözüm bulunması için başta MEB olmak üzere herkes elini taşın altına koymalı, üzerine düşeni yapmalıdır. Bu saldırılar münferit eylemler olmaktan çıkmış, gittikçe yaygınlık kazanmış, artık toplumsal bir yara haline gelmiştir.Yakın zamanda okullarımıza verilecek olan güvenlik personelinin yetkileri ve sorumlulukları kendilerine hatırlatılmalı, gerekirse okula gelen sivil vatandaşların üst araması yapılmalı, eğitimcilerin eğitim öğretim hizmetlerini güvenilir bir ortamda verebilmesi için şartlar oluşturulmalıdır.
Eğitim Bir-Sen olarak daha önce düzenlediğimiz imza kampanyasında dikkat çektiğimiz şiddet olaylarına karşı caydırıcı nitelikte yasal düzenleme yapılması talebinizi yineliyor, İnönü Orta Okulunda öğretmenlerimize ve eğitimcilerimize yönelik sözlü saldırıyı kınıyor, eğitim camiamıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor bu ve benzeri hadiselerin tekrar yaşanmaması temennisinde bulunuyoruz.
Okulumuzda hakarete ve tehditlere maruz kalan eğitimcilerimiz, ilgili şahıs hakkında ayrı ayrı şikâyetçi ve davacı olmuştur. Sendika olarak avukatlarımız aracılığıyla davanın takipçisi olacağız.” şeklinde konuştu.
Yapılan basın açıklamasına Eğitim-bir-sen Iğdır şube başkanı Erkan Çiğdem, Sendika üyeleri ve Iğdır İnönü Ortaokulu öğretmenleri katıldı.
