Ben ilkokul sonlardaydım. Ya kulak misafiri olurdum sohbetlere ders çalışırken, yada bana kitap okutur dinlerlerdi. Sigarayı yarı bölerek içmeyi yaşadığı dönemde çektikleri yokluğun sonucu alışkanlık olarak açıklayan amcazademiz Hacı Tahar sigarasından bir yudum alır sonra geçmişi tane tane özetlerdi. Yaşadıkları GAÇAGAÇ’ı güçlü hafızasıyla. Ayrıca Şıktaş Ailesi soy kütüğünde yine güçlü hafızası ile rahmetli Babamı yönlendiren ve bilgi kaynağı yine rahmetli H. Tahar Şıktaş'tır. Şöyle naklederler di;
Kurtuluş savaşı yılları.
Iğdır düşman işgali altında, bölgede yaşayan Türkler “Gaçagaç” hayatı yaşamakta, sürekli İrevan, Nahçivan, İran, Osmanlı (Türkiye) sınırında gidip gelmekte, Iğdır sakinleştiği vakitlerde geri dönmekteler.
Ova da çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşan ve Ağrı dağına sırtını vermiş Karakoyunlu köyü dışında ova köylerinde ikamet eden kalmamış, herkes göç ediyor, bizdeki kıskanç zihniyet devreye giriyor, başlıyorlar ihbarlara, iftiralara “Karakoyunlu düşmanla işbirliği yapıyor, bu nedenle Gaçagaç’ta köyden ayrılmıyor” diye.
Tabi Karakoyunlu Muhtarı İbişoğlu Meşedi Ali Ekber (Taşbağ) yönetiminde eli silah tutanlar sabahlara kadar köyün her tarafında silahlı nöbet tutmaktalar, bunu sezen silahlı çeteler köye saldıramamakta, köylü de köyünden ayrılmamakta. Ayrıca birkaç kilometre ilerimizde Taşburun köyümüzde askeri birlik olduğundan güven duymakta, köyü terk etmemekte.
Ama Muhtar Meşedi Ali Ekber yiğit adam, gözü pek ve sürekli haber alabilen gözcülere sahip. Öyle bir Muhtar ki yakın akrabasına ajan şüphesiyle 40 gün akar suya bağlama cezası verebilmekte, cezasını çekerken şahıs suda can verdiği anlatılmakta. Karakoyunlu Muhtarı Meşedi Ali Ekber (köyün teleffuzuyla İbişoğlu Meşedelehber) haber alır ki, yakındaki Taşburun askeri birliği İsyancı çetelerce etrafı sarılmış ve askeri birlik bir makinalı tüfek dışında tüm silahlar askerleriyle birlikte esir edilmiş.
Haberi duyan rahmetli Muhtar Meşedi Ali Ekber, eli silah tutan Karakoyunlu’yu (Melekli köyümüzden de gelenler olduğu anlatılmakta) acilen toplamış ve geceyle Taşbur'un askeri birliğini sarıp rehin alan silahlı isyancı çeteleri arkadan Ağrı dağının Korhan yaylası dağ tarafından sarmış. Dağ tarafının tutulduğu anlaşılınca kaçacak yeri kalmayan çeteler paniklemeye başlamışlar.
Muhtar, isyancılara haber göndermiş “etrafınız sarıldı, bir askerin burnunu kanatırsanız sizi sağ bırakmayız, hemen askerleri serbest bırakıp çekilin” diye. Haberi duyan ve Askeri birliğin etrafını sarmış çeteler önce çatışmaya girmiş, liderlerinden biri gözünden kurşunu yeyince ve bir diğeri de yaralanınca mecbur kalarak askeri birliği serbest bırakmış ve orayı terk etmişler.
Bu gelişmelerden sonra rahmetli Mustafa Kemal Atatürk’e, Askeri birliğin kurtuluş haberini ve Karakoyunlu’nun kahramanlığını bir telgrafla iletir komutanlar.
Ulu Önder Atatürk, Karakoyunlu'yu kasıtlı şikayet edenlerin planın bir parçası olduğunu ve bazılarının kıskançlığını anlar ve Karakoyunlu’ya hediye olarak bir ilkokul yapılmasını emreder.
Ayrıca bir Bayrak hediye eder.
Yaklaşık 100 yıllık okul binasında bütün çevre köylerden gelen öğrencilerde dahil binlerce öğrenci yetişti.
Ben de ilkokulu aynı binada okudum. Bu okul sayesinde eğitimimizi sağlayan Atamıza minnet borçluyuz.
Allah rahmet etsin Atatürk’ü ve aziz şehitlerimizi.
Bina, şimdilerde İlçe Halk Eğitim Müdürlüğünce hizmet ve eğitim yeri olarak kullanılmaktadır.
Bu binanın Atatürk müzesi gibi bir yere dönüştürülmesi çok uygun olur bence.
Anlatanlar: H T. Şıktaş, H. S. Şıktaş, (rahmetli olmuşlar) H. N. Karasu. Faydalanılan kyn. N. Onk (Iğdır tarihi)
Araştırmacı Şaiir Yazar
Emir ŞIKTAŞ
