Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi (KOSTÜ) Diş Hekimliği Fakültesi, yapay zeka destekli tanılama sistemleri ve modern klinik uygulamalarıyla dikkat çekiyor. Fakülte, 60 ünite kapasiteli hastanesi ve uygulamalı eğitim modeliyle geleceğin hekimlerini hem teoride hem pratikte donatarak yetiştiriyor.
Yapay zekanın her alana girdiği günümüzde, eğitimde de teknolojinin tüm imkanlarından yararlanan üniversiteler dikkat çekiyor. Modern altyapısı ve uygulamalı eğitim modeliyle öğrencilerini mesleğe adım adım Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi de özellikle yapay zeka ve uygulama destekli eğitim ile öne çıkıyor. KOSTÜ Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülhan Ünal, teorik ve pratik eğitimin nasıl bütünleştiğini, öğrencilerin yaşadığı zorlukları ve fakültenin sunduğu avantajları anlattı. Ünal, "Biz yalnızca tedavi başarısına değil, hasta memnuniyeti ve etik değerlere odaklanıyoruz. Diş hekimliği teknik bir meslek değil, insana dokunan bir meslektir" dedi.
"Teoriden kliniğe, öğrenciler birebir eğitimle yetişiyor"
60 üniteli modern hastanesi ve birebir akademisyen desteğiyle öğrencilere teoriden kliniğe uzanan prestijli bir eğitim sunduklarını aktaran Doç. Dr. Gülhan Ünal, "Hastanemiz, 60 ünite kapasitesine sahip olup bir genel anestezi ameliyathanesi bulunan, bölgenin en prestijli ve ileri teknolojiyle eğitim veren kurumlarından bir tanesidir. İlk olarak birinci, ikinci ve üçüncü sınıflarda öncelikli olarak teorik eğitim veririz. Bunun üzerine simülasyon eğitimleriyle teknik uygulamaları sağlarız. Ancak öğrencilerimizin manipülasyon ve el yeteneklerini geliştirmelerine rağmen gerçek hastayla henüz temas edemedikleri için mesleki açıdan teorik ve pratiğin birleşmesi ancak staj ve klinik eğitimlerde mümkün olmaktadır. Klinik eğitimlerimiz dördüncü sınıf itibarıyla başlar. Dördüncü ve beşinci sınıflarda sadece araştırma görevlilerimiz değil, anabilim dallarında görev yapan profesör, doçent ve doktor öğretim üyelerinin birebir katılımıyla stajlar ve klinik eğitimler devam etmektedir" diye konuştu.
"Geniş imkanlarla desteklenen eğitim"
Geniş bir eğitim ekipmanı ve imkan skalasıyla öğrencilerin güvenli ortamda bilgi ve tecrübeye ulaşabileceğini ifade eden Ünal, "Türkiye’de eğitim iki kısma ayrılmaktadır. Birincisi, afiliye hastane üzerinden yürütülen diş hekimliği eğitimleri, ikincisi ise kendi özel üniversite hastanesi bünyesinde eğitim veren diş hekimliği fakülteleridir. Sağlık Bakanlığı’yla afiliye olarak çalışıldığı zaman, eğitim ve araştırma imkânları bakanlığın sunduğu ölçülerle sınırlı kalmaktadır. Ancak kendi üniversite hastanesi bulunan kurumlarda, üniversitelerin desteklediği bilimsel araştırma projeleri sayesinde daha geniş bir eğitim ekipmanı ve imkan skalasıyla eğitim verilebilmektedir. Hastanemizin en büyük avantajı, stajlarda araştırma görevlilerinin değil, anabilim dalında görev yapan profesör, doçent ve doktor öğretim üyelerinin birebir öğrencilerle temas ediyor olmasıdır. Bu sayede öğrencilerimiz çok daha güvenli bir ortamda bilgi ve tecrübeye ulaşabilmektedir. Bu süreçlerin her birinde öğrencilerimizin yanlarında oluyoruz" şeklinde konuştu.
"Diş hekimliği insana dokunan bir meslektir"
Sadece tedavi başarısı değil, hasta memnuniyeti odaklı ve etik değerlere sahip hekimler yetiştirmeyi amaçladıklarını vurgulayan Doç. Dr. Gülhan Ünal, "Diş hekimliği teknik bir meslek değildir; insana dokunan bir meslektir. Bu sebeple hastayı yalnızca bir materyal olarak değil, duyuları ve hisleri olan bir canlı olarak algılamak önemlidir. Öğrencilerimiz, yalnızca tedavi uygulamayı değil, hastanın kliniğe ilk girdiği andan itibaren temas kurmayı, korkularını yönetebilmeyi, anlamayı ve buna uygun tedavi alternatifleri geliştirmeyi öğrenmektedir. Eğitimimizde sadece tedavi başarısı değil, hasta memnuniyeti odaklı ve etik değerlere sahip hekimler yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Bunun için empati ve iletişim yeteneklerinin yanı sıra liderlik, grup yönetimi ve ekip çalışmasını vurgulayan seçmeli derslerle öğrencilerimize bu donanımı kazandırıyoruz. Klinik uygulamalarımızda ise teorik bilgileri pratiğe dönüştürmelerini sağlıyoruz" ifadelerini kullandı.
"Sunduğumuz hizmet, makine ya da eşya üretmek değil"
Son olarak öğrencilerin insan sevgisiyle yola çıkmaları gerektiğini belirten Gülhan Ünal, "Biz insana dokunan bir meslek icra ediyoruz. Dolayısıyla diş hekimliğini seçmek isteyen öğrencilerimizin insan sevgisiyle bu yola çıkmaları gerekir. Çünkü sunduğumuz hizmet bir makine ya da eşya üretmek değil, doğrudan insanın sağlığına dokunmaktır. Diş hekimliğinin üç önemli avantajı vardır: Çiğneme fonksiyonuna, estetiğe ve konuşmaya doğrudan etki eder. Eğer öğrencinin estetik algısı yüksekse, şifa dağıtma ve iyileştirme üzerine hekimlik yeteneği olduğunu hissediyorsa ve insan ilişkilerinde güçlü ise diş hekimliği doğru tercihtir. Birçok kurumda görev yapmış bir hekim olarak tavsiyem, kendi üniversite hastanesi olan diş hekimliği fakültelerinin tercih edilmesidir. Bunun yanında akademik kadronun yeterliliği, hasta imkanlarının varlığı, kampüs şartları, eğitim içerikleri ve teknolojik altyapı da önemlidir. Hastanemizde yapay zeka teknolojileriyle tanılama sistemlerini, RVG teknolojilerini ve dijital diş hekimliği uygulamalarını rutin olarak kullanıyoruz. Modern eğitim sistemini benimsemiş sağlık kurumlarının tercih edilmesini özellikle öneriyorum" dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: