Son yıllarda sık sık gündeme gelen turizmin tanımını yapmadan önce, bu sözcüğün kökenine baktığımızda turizm, etimolojik yani köken bilimsel olarak gezip görmek ve dönmek anlamına gelen Latince "Tornus" sözcüğünden gelmektedir.
Bu bağlamda turizm, insanların kâr amacı gütmeden devamlı oturdukları yerlerin dışına gezme, görme, eğlenme, dinsel ve sağlık nedenleri ile gitmeleri, bu etkinlikleri tamamladıktan sonra yine eski yerlerine dönmeleri olayına turizm, bu etkinliklere katılan kişilere de turist diyoruz. Özellikle son yıllarda, turizmin çok kazançlı gelir kaynağı haline dönüşmesi sonucu, ülkeler de dünya turizm pastasından en fazla payı alabilmek için turizme yönelmiş ve bu alana çok büyük bütçeler ayırmışlardır. Ancak, bazı ülkeler tarihi, turistik ve coğrafi konumları itibariyle turizm için gerekli altyapı ve doğal ortama sahiptir. Bu ülkelerden birisi, belki en şanslısı ülkemizdir. Ülkemiz, 8300 km.lik bir kıyı bandı yanında, turizme elverişli iklimi, doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel değerleri ile turizmin altyapısını oluşturan bu özelliklere fazlasıyla sahiptir. Ancak, buna rağmen turizmden yeterince payı aldığımız söylenemez. Az önce saydığımız değerleri ilimiz bazında ele alırsak;
Prehistorik Çağ olarak bilinen tarih öncesi çağlardan bu yana, önemli bir yerleşim merkezi olmuş Iğdır ve çevresindeki yerleşmelerin ne zaman başladığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, yapılan bilimsel kazı ve araştırmaların büyük çoğunluğu Orta Asya'dan geldikleri kabul edilen Hurriler'in bölgenin ilk sakinleri olduklarını göstermektedir.
M.Ö. 5000 - 4000 yıllarında bugünkü Azerbaycan, Sürmeli Çukuru ve Doğu Anadolu'da yerleşen Hurriler'den sonra M.Ö.3000 - 2000 yıllarında Mittaniler Etiler, Asurlular, Kimmerler, Medler, Persler, Sümerler ve Subailer gibi uygarlıkların Orta Asya'dan gelerek Ağrı Dağı yamaçları, Aras Havzası ve Doğu Anadolu'da ikamet ettikleri sanılmaktadır. Bunların dışında, Urartular, İskit-Saka Türkleri, Arsaklılar, Sasaniler, Araplar, Bizanslılar, Moğollar, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Selçuklular ve Osmanlılar gibi adını sayamayacağımız birçok uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır.
Iğdır günümüzde de ülkemizin çok önemli tarihi, turistik ve köklü kültürel değerleri olan bir ilimizdir. Bu ortak kültürel miras yanında, Ağrı Dağı ile, yamaç paraşütü, dağ bisikleti, trekking (doğa yürüyüşü) ve dağ koşusu gibi turizm amaçlı sportif faaliyetler içinde önemli bir potansiyele sahiptir.
İşte bu potansiyeli önce tanıtıp sonra pazarlayabildiğimiz zaman, ilimizin turizm pastasındaki payı da artmış olacak.
Tuncer ERDEM
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
Şube Müdürü
Bu bağlamda turizm, insanların kâr amacı gütmeden devamlı oturdukları yerlerin dışına gezme, görme, eğlenme, dinsel ve sağlık nedenleri ile gitmeleri, bu etkinlikleri tamamladıktan sonra yine eski yerlerine dönmeleri olayına turizm, bu etkinliklere katılan kişilere de turist diyoruz. Özellikle son yıllarda, turizmin çok kazançlı gelir kaynağı haline dönüşmesi sonucu, ülkeler de dünya turizm pastasından en fazla payı alabilmek için turizme yönelmiş ve bu alana çok büyük bütçeler ayırmışlardır. Ancak, bazı ülkeler tarihi, turistik ve coğrafi konumları itibariyle turizm için gerekli altyapı ve doğal ortama sahiptir. Bu ülkelerden birisi, belki en şanslısı ülkemizdir. Ülkemiz, 8300 km.lik bir kıyı bandı yanında, turizme elverişli iklimi, doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel değerleri ile turizmin altyapısını oluşturan bu özelliklere fazlasıyla sahiptir. Ancak, buna rağmen turizmden yeterince payı aldığımız söylenemez. Az önce saydığımız değerleri ilimiz bazında ele alırsak;
Prehistorik Çağ olarak bilinen tarih öncesi çağlardan bu yana, önemli bir yerleşim merkezi olmuş Iğdır ve çevresindeki yerleşmelerin ne zaman başladığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, yapılan bilimsel kazı ve araştırmaların büyük çoğunluğu Orta Asya'dan geldikleri kabul edilen Hurriler'in bölgenin ilk sakinleri olduklarını göstermektedir.
M.Ö. 5000 - 4000 yıllarında bugünkü Azerbaycan, Sürmeli Çukuru ve Doğu Anadolu'da yerleşen Hurriler'den sonra M.Ö.3000 - 2000 yıllarında Mittaniler Etiler, Asurlular, Kimmerler, Medler, Persler, Sümerler ve Subailer gibi uygarlıkların Orta Asya'dan gelerek Ağrı Dağı yamaçları, Aras Havzası ve Doğu Anadolu'da ikamet ettikleri sanılmaktadır. Bunların dışında, Urartular, İskit-Saka Türkleri, Arsaklılar, Sasaniler, Araplar, Bizanslılar, Moğollar, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Selçuklular ve Osmanlılar gibi adını sayamayacağımız birçok uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır.
Iğdır günümüzde de ülkemizin çok önemli tarihi, turistik ve köklü kültürel değerleri olan bir ilimizdir. Bu ortak kültürel miras yanında, Ağrı Dağı ile, yamaç paraşütü, dağ bisikleti, trekking (doğa yürüyüşü) ve dağ koşusu gibi turizm amaçlı sportif faaliyetler içinde önemli bir potansiyele sahiptir.
İşte bu potansiyeli önce tanıtıp sonra pazarlayabildiğimiz zaman, ilimizin turizm pastasındaki payı da artmış olacak.
Tuncer ERDEM
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
Şube Müdürü