Gözaltılar protesto edildi

Iğdır’da polisler tarafından sabahın erken saatlerinde evlere yapılan baskınlar sonucu gözaltına alınan ve aralarında DBP, HDP il eş başkanları, BDP Iğdır Eski Belediye başkanının bulunduğu toplam 9 yurttaş için DBP, HDP Iğdır İl Örgütleri, KJA bileşenleri ve DEM-GENÇ öncülüğünde basın açıklaması gerçekleştirdi. 
    DBP Iğdır İl binası önünde yapılan basın açıklamasına HDP Iğdır Milletvekilleri M.Emin Adıyaman, Kıznaz Türkeli, Iğdır Belediye Eş Başkanları 
Murat Yikit, Şaziye Önder, Tuzluca Belediye eş başkanları Mehmet Gültekin, Neşegül Can, Hoşhaber Belde Belediye Başkanı Ali Çam, Digor Belediye Eş Başkanı Şengül Erkmen, Iğdır İl Genel Meclis eş başkanları A.Kadir Özsular, Dilek Yanardağ’ın yanı sıra DBP, HDP Iğdır il ilçe ve belde yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. Basın açıklamasında üzerinde “ Faşist baskılar bizi yıldıramaz. Hükümet aklını başına alsın” pankartı dikkat çekti.
    ‘HDP’nin güçlü başarısı yıldırılmak isteniyor’
    Basın metnini okuyan HDP Iğdır İl Yöneticilerinden Vedat Yılmaz, yapılan operasyonlarla HDP’nin güçlü başarısı yıldırılmak istendiğine dikkat çekerek ”Akp hükümetinin yapılan MGK toplantısından sonra yapmış olduğu bu siyasi soykırımları lanetleyip bu tür baskıların bizi yıldıramayacağını da buradan belirtmek istiyoruz. Toplam 13 ilde yapılan bu operasyonlarının amaçlarının demokrasiye ve özgürlüğe yapıldığını belirtmek isteriz. Halkımız bilmelidir ki bizler bu operasyonlara karşı kararlı duruşumuzla ve güçlü örgütlülüğümüzle boşa çıkaracağız. Aynı şekilde bu tür operasyonlar da devrimci güçleri yıldırmak ve bastırmak için yapılmıştır. HDP’nin güçlü başarısını yıldırmak için il ve ilçe yöneticilerine karşı yapılan bu baskınlar faşist AKP hükümetinin halk üzerine erken seçim politikalarını gerçekleştirme çabalarıdır. Seçim süreci boyunca devlet, bütün kurum ve kuruluşları HDP’nin baraj altında kalması için seferber etmiştir” dedi.
    ‘AKP IŞİD faşizminin en büyük destekçisidir’ 
    Yılmaz AKP’nin IŞİD’ın en büyük destekçisi olduğuna belirterek “AKP Hükümeti destekleyip besleyerek IŞİD’i hem Ortadoğu politikasında bir siyasi enstrüman olarak kullanmak istemiş, hem de bu faşist çete eliyle Rojava Devriminin tasfiyesini hedeflemiştir. Bunun sonucu Türkiye-Suriye sınırı IŞİD için cennet haline getirilmiştir. Dünyanın her tarafından gelen çeteleri bu sınırdan Suriye’ye taşıdığı gibi, sınır hatlarını IŞİD’in eğitim-örgütlenme kampları ve lojistik merkezleri olarak kullanmasına açmıştır. Eğer bugün Ortadoğu'da bir IŞİD faşizmi varsa bunun en büyük destekçisi ve yaratıcısı AKP Hükümetidir. Bunu tüm dünya da bilmektedir. . AKP'nin Kürt düşmanlığı temelinde IŞİD’le kurduğu ilişkiler ve ittifak bu katliamı ortaya çıkarmıştır. AKP’nin mutlaka bu katliamın hesabını verecektir” dedi.
    ‘Suruç katliamı MİT’in bilgisi dahilinde yapılmıştır’
    Yılmaz “Suruç’ta Amara Kültür Merkezine yapılan bombalı saldırı sonucu onlarca devrimci sosyalist genç ve sivil halk katledilmiştir. Bu katliamda şehit düşenleri saygıyla anıyor, mücadelelerini yükselteceğimizin sözünü yineliyoruz. Bu açıdan Suruç’ta yapılan bombalı saldırı doğrudan AKP Hükümeti saldırısıdır. Bu saldırı MİT’in bilgisi dahilinde Rojava Devrimini ve bu devrimle dayanışma içinde olanları yıldırmak için yapılmıştır” dedi.
    ‘Kürt halkı bu sürece sessiz kalmayacaktır’
    Yılmaz son olarak Kürt halkının bu sürece sessiz kalmayacağını belirterek ”Son iki buçuk yıldır süren çatışmasızlık süreci Özgürlük Hareketin tüm çabalarına rağmen AKP hükümeti kişisel çıkarlara heba etmiş durumdadır. Seçim öncesi ve sonrası yapılan anti demokratik tutumları AKP’nin tahakkümcü ve baskıcı zihniyetini ortaya koymaktadır. 
    Yapılan provokasyon  ve katliam girişimleri bize şunu göstermiştir ki faşist AKP  hükümetinin demokrasi ve barıştan ne kadar korktuğunu ortaya koymuştur. Katliam ve provokasyonlarla yapamadığını kamu güvenliği adı altında bütün demokrasi güçlerine tutuklama furyalarıyla yapmak istemektedir. Aslında AKP hükümeti 2009 da yaptığı KCK adı altında siyasi soykırımı bu günde yapmak istemektedir. Ama bilmelidir ki bu süreç farklı bir süreçtir. Başta Kürt halkı ve bütün halklar olmak üzere bu süreçte sessiz kalmayacağımızı devlet ve hükümet iyi bilmelidir” dedi.