• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • Genel Haber
  • Kültür & Sanat
  • Gündem
  • Siyaset
  • Sağlık
  • Spor
  • Eğitim
  • Resmi İlanlar
  • Duyurular Haberler
  • Ara
SON DAKİKA:
14:25
Vali Çiftçi: "Annelerin hakkı, hiçbir şekilde ödenmez"
14:20
Kars ve Iğdır’da Kuvvetli Yağış Uyarısı: Ani Sel ve Su Baskınlarına Dikkat!
10:59
Hesabına gelen para yüzünden askere gidemeyecek
10:51
Iğdır'da "Orman Benim" etkinliği düzenlendi
10:50
Iğdır'da feci kaza: Otomobilin çarptığı motosikletli hayatını kaybetti
09:24
AK Parti İl Başkanı Ali Kemal Ayaz, Iğdır Kitap Fuarı’nda
09:23
İl Özel İdaresi, Köy Yollarında Onarım Çalışmalarına Hız Verdi
09:23
Eski Milletvekili Ali Güner’den Nezaket Ziyareti
09:20
Iğdır İl Sağlık Müdürlüğü Ek Binasında Yangın Tatbikatı Gerçekleştirildi
09:19
2. Iğdır Kitap Fuarı Her Gün Yeni Bir Yazarı Ağırlıyor
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Haberler
  2. Genel Haber
  3. Gücümüz bir arada
Genel Haber
Yayınlanma: 25 Eylül 2020 - 00:00

Gücümüz bir arada

Cavanşir Feyziyev, Azerbaycan Milli Meclisi Milletvekili, Felsefe Doktoru  Bugün dünyanın siyasi haritasında altı bağımsız Türk devleti ve düzinelerce Türk topluluğu ve diğer devletler içinde farklı siyasi, ekonomik ve kültürel özerklik statülerine sahip yerel özyönetim organları bulunmaktadır. Aynı zamanda, bazı ülkelerde hala temel haklarını kullanamayan birçok Türk topluluğu bulunmaktadır. 1990'lı yıllarda SSCB'nin Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlığı Türk dünyası için büyük umutlar açtı ve bugün son Avrasya imparatorluğundan doğan Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan ulusal bağımsızlığın temellerini güçlendiriyor. Bu milletlerin her biri, devletlerini daha güçlü, daha modern bir yapıya getirmek için çabalıyor.

Genel Haber
25 Eylül 2020 - 00:00
Yorumlar
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Gücümüz bir arada
Elbette güçlü olmak gerekli ama modern dünyada sadece güçlü olmak her şeye bir çözüm bulmak anlamına gelmiyor. Aslında güçlü olmak, her zaman ön planda olmak, diğer rakip devletlerin engelleriyle yüzleşmek ve bu engelleri aşmaya zorlanmak demektir. Güçlü olmak, savaşların merkezinde olmak ve sürekli beklenmedik tehlikelerle yüzleşmek demektir. Dolayısıyla, sadece bağımsız ve güçlü olmak, ulusal özgürlük ideallerimizin tam bir zaferi olarak kabul edilemez. Burada eksik olan başka bir bileşen daha var. Bugün iktidarın birlikte tamamlanması, Türk dünyasının geleceğini belirleyen temel bir koşul haline geliyor. Bağımsız ve güçlü olmanın yanı sıra aynı zamanda birlikte olmak, hem bağımsızlığımızın hem de gücümüzün en güvenilir garantisidir. Bu paradigma, tüm bağımsız Türk devletlerinde zaten anlaşılmıştır. Şimdiye kadar bu yönde bazı adımlar atıldı, ancak daha kararlı adımlara ihtiyaç var.
Türk devletleri arasındaki ilişkilerle ilgili olarak bugün kabul edilen çok sayıda belge, siyasetten ekonomiye, kültüre, bilime ve eğitime her alanda ilişkilerimizin gerçek temelini oluşturmaktadır. Böylesi çok taraflı temellerde modern Türk cumhuriyetlerinin ortak bir siyasi platformu, ekonomik coğrafyası ve milli-kültürel kimliği oluşuyor. Bu genişleme giderek daha fazla siyasi, ekonomik, sosyo-kültürel içerik ve uluslararası önem kazanıyor. Ancak zaman hızla değişiyor ve küreselleşmenin derinleşmesi her gün yeni ikilemler ortaya koyma eğiliminde. Bu değişiklikler, egemen Türk ulus-devletlerinin daha yakın bir ittifakını gerektiren yeni bir jeopolitik durum yarattı. Türkiye ile Avrupa Birliği arasında onlarca yıllık müzakerelerin askıya alınması, 30 yıldan fazla bir süredir Azerbaycan'a karşı yabancı güçlerin hibrit savaşı ve Karabağ sorununun başımızın üzerinde bir "Domokl kılıcı" olarak tutulması, Orta Asya Türk cumhuriyetlerinin eski imparatorluktan tamamen kurtulamaması. ve doğru yönde - Türk devletleri arasındaki ittifakı derinleştirmek ve işleyen siyasi temellerini kurmak. Bu bizim için tarihi bir fırsat ve Avrasya'da barış ve istikrara katkıda bulunmak için dünya için büyük bir fırsat.
Türk birliğini mümkün ve gerekli kılan ilk temeller tarihsel olarak var olmuş ve bugün de geçerliliğini korumuştur. Aynı medeniyet, dilsel, dinsel ve kültürel kimliğin yanı sıra bağımsız Türk ulus-devletleri arasındaki doğrudan coğrafi bağlantıya ve en önemlisi tüm Türk devletlerindeki insanların karşılıklı çekiciliğine ait olan tüm bunlar, uluslararası birliğin ön koşuludur. Bugün dünyada yaşanan küreselleşme süreçleri Türk toplumunun siyasi temelini oluşturmaktadır. Avrupa ülkelerinin AB biçiminde bir siyasi birlik düzeyine gelme kabiliyeti, Türk devletleri arasındaki ilişkilerin benzer bir vektör üzerinde siyasi ittifak statüsüne yükselmesine örnek ve deneyim oluşturmuştur. Bu deneyimin olumlu ve olumsuz yönlerini dikkate alarak, Türk devletleri kendi aralarında daha mükemmel bir siyasi birlik kurabilirler. Türk Devletleri Topluluğu'nun (BDT) kurulması, sadece ulusal bağımsızlığı kaybetme pahasına değil, aynı zamanda uluslar üstü siyasi yapı pahasına, ulusal devleti daha da güçlendirmek ve her Türk devletinin dış baskılara karşı direncini artırmak için hizmet etmelidir.
Eyaletler arası siyasi birliğin bir diğer önemli koşulu, ortak bir ekonomik pazarın varlığıdır. Bu açıdan bakıldığında, Türk devletlerinin mevcut ekonomik potansiyeli, benzer birliklerin ekonomik potansiyelini bireysel olarak kümülatif olarak aşmaktadır. Halihazırda yaklaşık 250 milyon Türk nüfuslu Avrasya Türkleri bölgesinde ispatlanmış doğal kaynak miktarı, 500 milyon nüfusa sahip AB'nin toplam doğal kaynaklarının iki katıdır. Yani Türkiye coğrafyasında kişi başına düşen doğal kaynaklar 
4815/5000
Avrupa'dakinden 4 kat fazla. Bu kadar zengin ekonomik potansiyele sahip bir bölgede aynı etnik kökene sahip halklar arasında yeni bir temelde, yani bir ittifak temelinde karşılıklı siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal ilişkilerin kurulması, dünya birliğinin en başarılı örneği olabilir.
Olayların şimdiye kadarki gelişimi, Türk devletleri arasında siyasi birliğin tesis edilmesinin temel aşamasının çoktan geçtiğini göstermektedir. Artık tüm Türk devletlerinin sorunlarının birlikte tartışıldığı ve tek platformdan, ortak bir Türk konumundan dünya siyasetinde ilan edildiği bir devletler arası ilişkiler aşamasına geçmek gerekiyor. Bu aşamaya geçişin ilk adımları Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin dinamiklerine bağlıdır. Şu anda bu iki devlet iç ve dış politikalarını "tek ulus, iki devlet" paradigması temelinde başarıyla koordine ediyor. Bu yaklaşım, her iki ülkenin uluslararası arenadaki konumunu güçlendiren en etkili yaklaşımdır. Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin son 30 yılda kardeşlik ilişkilerine yükselmesi, onlara uluslararası siyasette ortak bir platform sağlamıştır ve her iki ülkenin milli güvenlik meseleleri en önemli ortak mesele olarak kabul edilmektedir. Türkiye'nin Dağlık Karabağ sorununun çözümü konusundaki tutumu ve Azerbaycan devletinin Türkiye'ye yönelik tecrit politikasına tepkisi bu ilişkilerin bariz yönleridir. Bölgedeki askeri-politik durum daha karmaşık hale gelirse, bu karşılıklı desteğin açıklamalardan uygulamaya geçeceği bir sır değil. Ancak Türk devletlerinin sorunları sadece Karabağ ve Kıbrıs çatışmalarıyla ve Türkiye'nin bölgedeki baskısıyla bitmiyor. Orta Asya Türk cumhuriyetleri de topraklarını ve ekonomik potansiyellerini halklarının çıkarları doğrultusunda kullanmakta büyük zorluklarla karşılaşmaktadır. Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan, kendi başlarına bağımsız politikalar izleme konusunda sınırlı fırsatlara sahip. Ne kadar bağımsız bir politika izlemeye çalışırlarsa çalışsınlar, büyük güçlerin baskısı karşısında, bazen uluslararası siyasetin konjonktürü uyarınca ulusal çıkarlarından taviz vermek zorunda kalıyorlar. Tüm bu faktörler, Türk devletleri arasında daha optimal entegrasyon ihtiyacını, yani ittifak ihtiyacını doğuruyor. Her türlü tehdide karşı seferberlik, birleşme ve güçlenme ihtiyacı, Türk dünyasının bugün ve gelecekte var olmasının koşullarını içerir. Azerbaycan bu süreçte Türk dünyasının batısı ile doğusu arasındaki en önemli bağ rolünü oynamaktadır. Hazar Denizi kıyısında, Avrasya için yeri doldurulamaz stratejik öneme sahip bir bölgede bulunan Azerbaycan, geniş Türkiye coğrafyasında yaşayan insanların, malların ve malların etkileşimini sağlayan bir uluslararası ulaşım iletişim merkezi oluşturmuştur. Batı ve Doğu Azerbaycan üzerinden ilişkiler kurar, ticaret yapar, bilimsel ve teknik deneyim alışverişinde bulunur ve kültürel değerler verir. Bu açıdan Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin ittifak düzeyine yükseltilmesi, tüm Türk dünyasını birbirine bağlayan bir çekim merkezi görevi de görebilir. Bu misyonun başarılı bir şekilde uygulanması, tüm Türk devletlerinde Türk birliğine yönelik atılacak adımların kararlılığına ve tutarlılığına bağlıdır. Günümüzde her Türk devletinin kendi topraklarında milli hegemonyasını sürdürebilmesi, tüm Türk coğrafyasında Türk hegemonyasının sağlanmasına bağlıdır. Bunu sağlamak için tüm Türk devletlerinin siyasi, ekonomik, kültürel, sosyal, sosyo-insani politikaları ve faaliyetleri ortak bir bakış açısıyla ve ortak çıkarlar temelinde yönlendirilmelidir. Böyle ortak bir faaliyetin merkezinde "Türk Devletleri Birliği" adlı bir siyasi birlik olabilir.
Türk Devletleri Birliğinin kurulması ve güçlendirilmesi diğer devletlere ve onların birliklerine karşı değildir. Böylesi bir ittifak, dünya toplumunu güçlendirir, uluslararası topluma yeni enerji verir ve küresel siyasette eşitsizliği, egemenliği, abluka, ayrılıkçılığı, izolasyonu vb. Teşvik eder. gibi olumsuz eğilimlere karşı direnci artıran bir süreçtir. Avrupa Birliği'nin yirminci yüzyılda insanlığın tarihi ve siyasi yaşamında uluslararası barışın sağlanmasında rol oynaması gibi, 21. yüzyılda Türk Devletleri Birliği de aynı işlevi, ancak daha büyük siyasi deneyim ve potansiyele sahip olarak yerine getirebilir.
Günümüzde birlik, küresel ve bölgesel siyasetin yönelimini belirleyen temel faktördür. Eğer birlik imkânları rasyonel olarak kullanılmazsa, egemen Türk ulus-devletleri kaçınılmaz olarak bir süper güç veya güç merkezinin "koruması" altına girebilir.
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x
İlginizi Çekebilir
Kars ve Iğdır’da Kuvvetli Yağış Uyarısı: Ani Sel ve Su Baskınlarına Dikkat!
Kars ve Iğdır’da Kuvvetli Yağış Uyarısı: Ani Sel ve Su Baskınlarına Dikkat!
Iğdır'da "Orman Benim" etkinliği düzenlendi
Iğdır'da "Orman Benim" etkinliği düzenlendi
Iğdır'da feci kaza: Otomobilin çarptığı motosikletli hayatını kaybetti
Iğdır'da feci kaza: Otomobilin çarptığı motosikletli hayatını kaybetti
AK Parti İl Başkanı Ali Kemal Ayaz, Iğdır Kitap Fuarı’nda
AK Parti İl Başkanı Ali Kemal Ayaz, Iğdır Kitap Fuarı’nda
Son Haberler
"Kargapazarı değil Kargıpazarı"
"Kargapazarı değil Kargıpazarı"
Vali Çiftçi: "Annelerin hakkı, hiçbir şekilde ödenmez"
Vali Çiftçi: "Annelerin hakkı, hiçbir şekilde ödenmez"
Gürbulak Sınır Kapısı'nda 69 kilo eroin ele geçirildi
Gürbulak Sınır Kapısı'nda 69 kilo eroin ele geçirildi
Ağrı'da Arapça Bilgi ve Etkinlik Yarışmaları il finali gerçekleştirildi
Ağrı'da Arapça Bilgi ve Etkinlik Yarışmaları il finali gerçekleştirildi
Samsatlı anneler kültür gezisinde eğlendi
Samsatlı anneler kültür gezisinde eğlendi
TRAFİK KAZASI
TRAFİK KAZASI

Ana Sayfa
Genel Haber
Kültür & Sanat
Gündem
Siyaset
Sağlık
Spor
Eğitim
Resmi İlanlar
Duyurular
Haberler
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Duyurular
  • Eğitim
  • Genel Haber
  • Gündem
  • Haberler
  • Kültür & Sanat
  • Resmi İlanlar
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.