Bu 4 temel sorun şunlardı: “Iğdır’a Serbest Bölge kurulması, Ağrı Dağı’nın turizme açılması, Hava kirliliğinin önlenmesi ve Iğdır’a Havaalanı yapılması” idi.
Artık Iğdır Havaalanı’ndan uçmanın keyif ve heyecanını hep birlikte yaşayacağımız günlerin yaklaştığını hissetmekteyiz. İsteklerimizden biri böylece gerçekleşmek üzere, gün sayıyor…
Ancak; Iğdır’ımızı büyütecek, geleceğe taşıyacak, çekim merkezi yapacak diğer üç talebimiz henüz gerçekleşmedi, geleceğe devretti, duruyor. Ancak; bu sorunlar ilgi alanımızdan, taleplerimiz arasından çıkmadı, çıkmayacak, çıkmamalı da…
Iğdır, Nahçivan ve İran’ın kesişme noktasında kurulacak “Serbest Ticaret-Sanayi Bölgesi” ile Iğdır’ın Kafkaslara açılımı ayrıca; Dünyanın en özel ve görkemli dağı olan; “Ağrı Dağı’nın turizme açılması” gibi haklı taleplerimizin İl’imizi ziyaret eden Sayın Cumhurbaşkanı tarafından da dile getirilmesi haklılığımızı en üst seviyede teyit etmiştir.
Bu nedenle, her iki konuya ilişkin düşüncelerimi bir kez daha paylaşma ihtiyacı duymuş oldum.
IĞDIR SERBEST BÖLGESİ KURULMASI VE KAFKASLARA AÇILMA
“Iğdır’a serbest bölge kurulmayısyla, Türkiye Iğdır üzerinden KAFKASLARA açılmış olacak; Bölgemizde alt yapı, üst yapı yatırımları gerçekleşecek, hizmetler söktörü canlanacak, işsizlik düşecek, bölgede yaşam standardı hızla yükselecektir. Tüm bu gelişmelerle artık Iğdır, “göç veren” il olmaktan çıkıp “göç alan” il konumuna gelecektir… Böyle bir Iğdır’ı kim istemez, kimler istemez? Bunu genel olarak +1'lediniz. Geri al
Iğdır’a serbest bölge kurulmasıyla, yurdumuzun en doğusundan büyük bir kalkınma atağı başlayacak. Sadece güneş değil, kalkınma da doğudan başlamış olacak (Yeşil Iğdır Gazetesi, 2009 yılı).
AĞRI DAĞI’NIN TURİZME AÇILMASI
“Turizm Haftası” diye, Iğdır’da olmayan bir şeyi kutlamaktayız. Var diyen beri gelsin. Iğdır’ın yıllık turizm geliri konulsun ortaya. Türkiye ortalaması ile kıyaslayalım bakalım, turizmin neresindeyiz? Üstelik de sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın en yüksek, tarihi ve kültürel yönden zengin dağı olan; AĞRI DAĞI’NA sahipken… Biraz abartılı gelebilir ama yurtdışı gözlemim; “Türkiye Ağrı Dağı’nı değil; Ağrı Dağı Türkiye’yi tanıtıyor.” Yönündedir.
Ne yazık ki bu muhteşem Dağ’ımız, “BOMBOŞ”, çatışma ortamında, bakımsız ve her gün biraz daha kirlenmekte, yorulmakta, yaşlanmaktadır. Dağ’ın bu haline de alışıldı, fazlaca dillendirilmiyor artık. Iğdır’da Ağrı Dağı Turizmde yoksa, turizmin varlığından nasıl söz edebiliriz ki? Ağrı Dağı’nın tanıtımı, turizme açılması ulusal bir sorumluluktur, ulusal bir çaba, katkı gerektirmektedir. Dağ’ın turizme açılması, yerel yönetimin olanaklarını aşan bir kaynak ve planlama gerektirmektedir (Yeşil Iğdır Gazetesi, 2012).
HAYDİ, IĞDIR, SORUNLARINA SAHİP ÇIK!
Aklın yolu bir. Bu sorunların Sayın Cumhurbaşkanı tarafından dile getirilmiş olunması, tabi ki çok büyük bir fırsat yaratmış, umutlarımızı yeşertmiştir. Bu olumlu ortam ve destekten de yararlanarak; sorunlarımızı ilk başta bizler dillendirmeli, takipçisi olmalıyız.
“Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e Açık Mektup” yazısıyla Iğdır’ımızın yukarıda belirtilen iki temel sorunu dahil, tüm hayati sorunlarını açık ve net bir anlatımla, maddeler halinde dile getiren; Cabbar ŞIKTAŞ yine çok güzel bir iş yapmış, takipçiliğini, kararlılığını Iğdır’lı olmanın gereğini yerine getirmiş oldu.
Sıra bizlerde, çünkü, sorun hepimizin! Iğdır’da yaşayanlar, Iğdır dışında olanlar olarak sorun hepimizindir. tıpkı havaalanında olduğu gibi bu sorunları gündemimize alıp, topyekun sahip çıktığımızda, bunların da çözülme sürecine girdiğini göreceğiz…
Bir sorunun çözülebilmesi için önce o soruna sahip çıkan tarafın/tarafların olması; inançlı ve kararlı bir şekilde haklılıklarını savunulmaları gerekir. İşte bunun için diyorum ki:
Haydi Iğdır, Iğdır’ımızı büyütecek, geleceğe taşıyacak, çekim merkezi yapacak bu projelere sahip çıkalım! Iğdır coğrafyasının kazandığı önemi dillendirelim, çözüm yolları arayalım, koşulları zorlayalım. Coğrafyamızın hakkını alalım… İslam ÇANKAYA
Artık Iğdır Havaalanı’ndan uçmanın keyif ve heyecanını hep birlikte yaşayacağımız günlerin yaklaştığını hissetmekteyiz. İsteklerimizden biri böylece gerçekleşmek üzere, gün sayıyor…
Ancak; Iğdır’ımızı büyütecek, geleceğe taşıyacak, çekim merkezi yapacak diğer üç talebimiz henüz gerçekleşmedi, geleceğe devretti, duruyor. Ancak; bu sorunlar ilgi alanımızdan, taleplerimiz arasından çıkmadı, çıkmayacak, çıkmamalı da…
Iğdır, Nahçivan ve İran’ın kesişme noktasında kurulacak “Serbest Ticaret-Sanayi Bölgesi” ile Iğdır’ın Kafkaslara açılımı ayrıca; Dünyanın en özel ve görkemli dağı olan; “Ağrı Dağı’nın turizme açılması” gibi haklı taleplerimizin İl’imizi ziyaret eden Sayın Cumhurbaşkanı tarafından da dile getirilmesi haklılığımızı en üst seviyede teyit etmiştir.
Bu nedenle, her iki konuya ilişkin düşüncelerimi bir kez daha paylaşma ihtiyacı duymuş oldum.
IĞDIR SERBEST BÖLGESİ KURULMASI VE KAFKASLARA AÇILMA
“Iğdır’a serbest bölge kurulmayısyla, Türkiye Iğdır üzerinden KAFKASLARA açılmış olacak; Bölgemizde alt yapı, üst yapı yatırımları gerçekleşecek, hizmetler söktörü canlanacak, işsizlik düşecek, bölgede yaşam standardı hızla yükselecektir. Tüm bu gelişmelerle artık Iğdır, “göç veren” il olmaktan çıkıp “göç alan” il konumuna gelecektir… Böyle bir Iğdır’ı kim istemez, kimler istemez? Bunu genel olarak +1'lediniz. Geri al
Iğdır’a serbest bölge kurulmasıyla, yurdumuzun en doğusundan büyük bir kalkınma atağı başlayacak. Sadece güneş değil, kalkınma da doğudan başlamış olacak (Yeşil Iğdır Gazetesi, 2009 yılı).
AĞRI DAĞI’NIN TURİZME AÇILMASI
“Turizm Haftası” diye, Iğdır’da olmayan bir şeyi kutlamaktayız. Var diyen beri gelsin. Iğdır’ın yıllık turizm geliri konulsun ortaya. Türkiye ortalaması ile kıyaslayalım bakalım, turizmin neresindeyiz? Üstelik de sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın en yüksek, tarihi ve kültürel yönden zengin dağı olan; AĞRI DAĞI’NA sahipken… Biraz abartılı gelebilir ama yurtdışı gözlemim; “Türkiye Ağrı Dağı’nı değil; Ağrı Dağı Türkiye’yi tanıtıyor.” Yönündedir.
Ne yazık ki bu muhteşem Dağ’ımız, “BOMBOŞ”, çatışma ortamında, bakımsız ve her gün biraz daha kirlenmekte, yorulmakta, yaşlanmaktadır. Dağ’ın bu haline de alışıldı, fazlaca dillendirilmiyor artık. Iğdır’da Ağrı Dağı Turizmde yoksa, turizmin varlığından nasıl söz edebiliriz ki? Ağrı Dağı’nın tanıtımı, turizme açılması ulusal bir sorumluluktur, ulusal bir çaba, katkı gerektirmektedir. Dağ’ın turizme açılması, yerel yönetimin olanaklarını aşan bir kaynak ve planlama gerektirmektedir (Yeşil Iğdır Gazetesi, 2012).
HAYDİ, IĞDIR, SORUNLARINA SAHİP ÇIK!
Aklın yolu bir. Bu sorunların Sayın Cumhurbaşkanı tarafından dile getirilmiş olunması, tabi ki çok büyük bir fırsat yaratmış, umutlarımızı yeşertmiştir. Bu olumlu ortam ve destekten de yararlanarak; sorunlarımızı ilk başta bizler dillendirmeli, takipçisi olmalıyız.
“Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e Açık Mektup” yazısıyla Iğdır’ımızın yukarıda belirtilen iki temel sorunu dahil, tüm hayati sorunlarını açık ve net bir anlatımla, maddeler halinde dile getiren; Cabbar ŞIKTAŞ yine çok güzel bir iş yapmış, takipçiliğini, kararlılığını Iğdır’lı olmanın gereğini yerine getirmiş oldu.
Sıra bizlerde, çünkü, sorun hepimizin! Iğdır’da yaşayanlar, Iğdır dışında olanlar olarak sorun hepimizindir. tıpkı havaalanında olduğu gibi bu sorunları gündemimize alıp, topyekun sahip çıktığımızda, bunların da çözülme sürecine girdiğini göreceğiz…
Bir sorunun çözülebilmesi için önce o soruna sahip çıkan tarafın/tarafların olması; inançlı ve kararlı bir şekilde haklılıklarını savunulmaları gerekir. İşte bunun için diyorum ki:
Haydi Iğdır, Iğdır’ımızı büyütecek, geleceğe taşıyacak, çekim merkezi yapacak bu projelere sahip çıkalım! Iğdır coğrafyasının kazandığı önemi dillendirelim, çözüm yolları arayalım, koşulları zorlayalım. Coğrafyamızın hakkını alalım… İslam ÇANKAYA