Tuzluca ilçesi Düğün salonunda yapılan paneli Atatürk Üniversitesi İktisadi ve idari bilimler fakültesi öğretim görevlisi Prof.Uğur Güllülü yönetti. Açılış konuşmasını yapan Güllülü,Tuzluca ilçesi Doğu Anadolu bölgesinde en çok köyü olan bir yer buna rağmen nüfusu her geçen gün azalan bir ilçe bu ilçenin gelişmesi lazım. İlk etapta açılan Iğdır üniveristesi Iğdır ve ilçeleri için bir şanstır. İleride bunun faydasını göreceksiniz” dedi.
Daha sonra panele katılan Öğretmen Dr. Oğuz Şimşek, Tuzluca’nın genel coğrafyası üzerinde durarak, Tuzluca ve Iğdır bir deprem bölgesidir. Tuzluca’nın komşusu olan Ermenistan’da deprem bölgesindedir. Burada bulunan ve çevre için büyük tehlike oluşturan medzomor nükleer santralı da fay hattı üzerinde kurulmuştur. Bir deprem anında bu santral bölgenin felaketi olabilir. Şimdiden civar köylerde radyasyondan dolayı sakat felçli hayvan doğumları oluyor. En büyük sıkıntıda Tuzluca ilçesinin nüfusunun gün geçtikçe azalması köyleri boşaltılmasıdır. Göç eden insanların tek nedeni işsizlikti. 1970 yılında 3 bin nüfusu olan Gaziler bucağı şimdi 800 nüfusa düşmüştür bu rakam bile göçün boyutunu ortaya koyuyor” dedi.
Araştırmacı Arkoloğ Hasan Buyruk, ise Tarihi eserler konusuna değinerek Iğdır ve Tuzluca’da iki kalenin bilindiğini bunların Korhan ve Karakale olduğunu belirterek şunları söyledi: ”Bu iki tarihi kale Türk milletine yıllarca ev sahipliği yapmıştır. Çok eski tarihi vardır Oğuzlara kadar dayanır. Maalesef Karakale’den kalıntılar duruyor ama Ağrı dağı eteklerindeki Korhan kalesi ise yok olmuş durumda en son kalıntılarda dozerlerle düm düz edildi.
Atatürk üniversitesi Edebiyat fakültesinden Yasin Topaloğlu da Tuzluca ilçesinde bulunan irili ufaklı kalelerden bahsederek Iğdır’ın köklü bir tarihi vardır. 29 arkeolojik merkez tespit ettik 18 kale de incelemede bulunduk. Iğdır stratejik bir bölge başka guruplarda bu bölgede çalışma yapıyor. Bulunan tarihi kalıntıları kendilerine mal etmek istiyor. Ama bir gerçek var ki bu kalıntılar Türklere aittir.” dedi.
Atatürk üniversitesi Edebiyat fakültesinden Doç Dr. Haldun Özkan ise Ani harabelerinden bahsederek buranın farklı medeniyetleri bünyesinde barındırdığını, Ermeni Rus, Türk Bizans gibi kültürleri bağrında barındırdığını farklı kültürlerin kaynaşıp bir arada yaşadığı yer olmuştur. Farklı dil ve dinlerin yaşadığı bir ticaret merkezi ve serbest bölge olmuştur. Burada yapılan restorasyon Türk devletini zor durumda bırakmıştır. Çünkü müteahitlerin yaptığı çalışma ile tarihi özellik yok edilmiştir” dedi.
Iğdır Üniversitesi Öğretim Görevlisi Tarihçi Arslantürk Akyıldız’da Ermenilerin bölgede yaptığı katliama değinerek en çok Tuzluca’nın köylerinde Ermenilerin katliam yaptıklarını ifade etti.Akyıldız, “Ermenilerin Türk milletine yaptığı katliamları, vahşilikleri ne dış dünyaya nede kendi milletimize anlatamamışız. Fakat Ermeniler her fırsatta yalanlarını kendi milletlerine hem de ABD, AB ülkelerine anlatmışlar bunda da başarılı olmuşlardır. Bu devletler Ermeni yalanlarına inanarak Türk devletini her alanda zor duruma düşürmeye çalışmışlardır. Türkiye ve Azerbaycan Ermeni yalanlarına karşı ortak hareket ederek gerçekleri dünya kamuoyuna anlatmalıdır. Yaptığım araştırmada Ermenilerin bir Türk çocuğu anne ve babasının gözü önünde Kurban bayramında başını keserek etini anne babasına yedirmeye çalıştıkları gerçeğini ortaya koymuştur.“ dedi.
Iğdır üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç Dr. Ahmet Metin Kumlay’da, Iğdır ve çevresindeki tarımsal ve hayvancılık konusuna değinerek tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi gerektiğini her geçen gün tarım ve hayvancılığın gerilediğini belirterek “açılan Ziraat fakültesi ile bunun canlanacağını, Tuzluca ilçesinin adeta bir kuş cenneti olduğunu, doğada bulunan bitkilerin başka bölgelerde az bulunduğunu bu kuş güzelliğinin ve bitki örtüsünün turizm alanında faydalanılması gerektiğini” söyledi.
Atatürk üniversitesi Edebiyat fakültesinden Prof. Dr. Hüseyin Yurttaş, ise “İshak paşa sarayını anlatarak bu saraydan her kesim faydalanmalı. İshak paşa sarayı Topkapı sarayının küçük bir örneğidir. Bizim tarihimizde Harem alemleri yoktur. Bu yabancıların uydurduğu bir yalandır” dedi.
En son konuşmacı olarak kürsüye gelen Tuzlucalı Atatürk üniversitesi İktisadi idari bilimler fakültesi öğretim görevlisi Doç.Dr. Kerem Karabulut ‘ta son çıkan teşvik yasası çok güzel imkanlar sunuyor sürenin 7 yıl olması biraz sıkıntılı süre 15-20 yıllık olsa idi bölgeye iş adamı gelir yatırımını yapardı.” dedi.Karabulut, Tuzluca’nın Kalkınma Stratejisi Nasıl Olmalıdır konulu sunumunda şunları söyledi: “Son yılların kalkınma politikaları, bölge, il, ilçe ve hatta köy merkezli yerel anlayışlara dayanmaktadır. Bu bağlamda, Avrupa Birliği gibi kuruluşlarda daha çok yerel kuruluşlar aracılığıyla bu amaçlara hizmet edecek kredi ve hibe programlarına önem vermektedir. Bu çerçevede ele alınan yerel bölgenin özelliklerinin iyi bilinerek mevcut avantaj ve dezavantajlarına uygun kalkınma stratejilerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Tuzluca ilçesi Türkiye genelinin aksine kadın nüfus erkek nüfustan daha azdır. Iğdır il merkezindeki göçün en temel sebepleri;
Sağlık hizmetlerinin yetersizliği, Eğitim hizmetlerinin yetersizliği, Sosyal faaliyetlerin azlığı’dır. Tuzluca’nın kalkınmasında ekonomik önlemlerden önce sosyal önlemlerin ve politikaların daha etkin olacağını belirtmek gerekir. Bu çerçevede aşağıdaki konularda düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Eğitim önlemleri: İlçe ve bölge insanı eğitime ve yeniliğe açık bir özelliğe sahiptir. Bu özellikler etkin kullanılarak uzun dönemde eğitimle kalkınmanın eş anlamlı olduğu sonucuna varılabilinir. Bu çerçevede, sırasıyla Okuyan İnsan-Düşünen İnsan-Tartışan İnsan-Üreten İnsan modeline uygun insan yetiştirecek bir eğitim modeli oluşturulmalıdır. “
Daha sonra Panelistlere Kaymakam Şuayip Gürsoy bir katılım belgesi verdi. Gürsoy yaptığı konuşmada, “Tuzluca ilçemizi böyle bir öğretim görevlisinin ağzından dinlemek çok faydalı oldu inşallah Tuzluca ilçesinin gelişmesi için ne gerekiyorsa yapacağız” dedi. Panele İl Milli Eğitim Müdürü Selahattin Şimşek, Iğdır Ziraat fakültesi Dekanı Prf. Dr. Hüseyin Zengin, Tuzluca Belediye Başkanı Ahmet Sait Sadrettin Türkan, İlçe Milli Eğitim Müdürü Turgay Otay ve davetliler katıldılar.
Daha sonra panele katılan Öğretmen Dr. Oğuz Şimşek, Tuzluca’nın genel coğrafyası üzerinde durarak, Tuzluca ve Iğdır bir deprem bölgesidir. Tuzluca’nın komşusu olan Ermenistan’da deprem bölgesindedir. Burada bulunan ve çevre için büyük tehlike oluşturan medzomor nükleer santralı da fay hattı üzerinde kurulmuştur. Bir deprem anında bu santral bölgenin felaketi olabilir. Şimdiden civar köylerde radyasyondan dolayı sakat felçli hayvan doğumları oluyor. En büyük sıkıntıda Tuzluca ilçesinin nüfusunun gün geçtikçe azalması köyleri boşaltılmasıdır. Göç eden insanların tek nedeni işsizlikti. 1970 yılında 3 bin nüfusu olan Gaziler bucağı şimdi 800 nüfusa düşmüştür bu rakam bile göçün boyutunu ortaya koyuyor” dedi.
Araştırmacı Arkoloğ Hasan Buyruk, ise Tarihi eserler konusuna değinerek Iğdır ve Tuzluca’da iki kalenin bilindiğini bunların Korhan ve Karakale olduğunu belirterek şunları söyledi: ”Bu iki tarihi kale Türk milletine yıllarca ev sahipliği yapmıştır. Çok eski tarihi vardır Oğuzlara kadar dayanır. Maalesef Karakale’den kalıntılar duruyor ama Ağrı dağı eteklerindeki Korhan kalesi ise yok olmuş durumda en son kalıntılarda dozerlerle düm düz edildi.
Atatürk üniversitesi Edebiyat fakültesinden Yasin Topaloğlu da Tuzluca ilçesinde bulunan irili ufaklı kalelerden bahsederek Iğdır’ın köklü bir tarihi vardır. 29 arkeolojik merkez tespit ettik 18 kale de incelemede bulunduk. Iğdır stratejik bir bölge başka guruplarda bu bölgede çalışma yapıyor. Bulunan tarihi kalıntıları kendilerine mal etmek istiyor. Ama bir gerçek var ki bu kalıntılar Türklere aittir.” dedi.
Atatürk üniversitesi Edebiyat fakültesinden Doç Dr. Haldun Özkan ise Ani harabelerinden bahsederek buranın farklı medeniyetleri bünyesinde barındırdığını, Ermeni Rus, Türk Bizans gibi kültürleri bağrında barındırdığını farklı kültürlerin kaynaşıp bir arada yaşadığı yer olmuştur. Farklı dil ve dinlerin yaşadığı bir ticaret merkezi ve serbest bölge olmuştur. Burada yapılan restorasyon Türk devletini zor durumda bırakmıştır. Çünkü müteahitlerin yaptığı çalışma ile tarihi özellik yok edilmiştir” dedi.
Iğdır Üniversitesi Öğretim Görevlisi Tarihçi Arslantürk Akyıldız’da Ermenilerin bölgede yaptığı katliama değinerek en çok Tuzluca’nın köylerinde Ermenilerin katliam yaptıklarını ifade etti.Akyıldız, “Ermenilerin Türk milletine yaptığı katliamları, vahşilikleri ne dış dünyaya nede kendi milletimize anlatamamışız. Fakat Ermeniler her fırsatta yalanlarını kendi milletlerine hem de ABD, AB ülkelerine anlatmışlar bunda da başarılı olmuşlardır. Bu devletler Ermeni yalanlarına inanarak Türk devletini her alanda zor duruma düşürmeye çalışmışlardır. Türkiye ve Azerbaycan Ermeni yalanlarına karşı ortak hareket ederek gerçekleri dünya kamuoyuna anlatmalıdır. Yaptığım araştırmada Ermenilerin bir Türk çocuğu anne ve babasının gözü önünde Kurban bayramında başını keserek etini anne babasına yedirmeye çalıştıkları gerçeğini ortaya koymuştur.“ dedi.
Iğdır üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç Dr. Ahmet Metin Kumlay’da, Iğdır ve çevresindeki tarımsal ve hayvancılık konusuna değinerek tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi gerektiğini her geçen gün tarım ve hayvancılığın gerilediğini belirterek “açılan Ziraat fakültesi ile bunun canlanacağını, Tuzluca ilçesinin adeta bir kuş cenneti olduğunu, doğada bulunan bitkilerin başka bölgelerde az bulunduğunu bu kuş güzelliğinin ve bitki örtüsünün turizm alanında faydalanılması gerektiğini” söyledi.
Atatürk üniversitesi Edebiyat fakültesinden Prof. Dr. Hüseyin Yurttaş, ise “İshak paşa sarayını anlatarak bu saraydan her kesim faydalanmalı. İshak paşa sarayı Topkapı sarayının küçük bir örneğidir. Bizim tarihimizde Harem alemleri yoktur. Bu yabancıların uydurduğu bir yalandır” dedi.
En son konuşmacı olarak kürsüye gelen Tuzlucalı Atatürk üniversitesi İktisadi idari bilimler fakültesi öğretim görevlisi Doç.Dr. Kerem Karabulut ‘ta son çıkan teşvik yasası çok güzel imkanlar sunuyor sürenin 7 yıl olması biraz sıkıntılı süre 15-20 yıllık olsa idi bölgeye iş adamı gelir yatırımını yapardı.” dedi.Karabulut, Tuzluca’nın Kalkınma Stratejisi Nasıl Olmalıdır konulu sunumunda şunları söyledi: “Son yılların kalkınma politikaları, bölge, il, ilçe ve hatta köy merkezli yerel anlayışlara dayanmaktadır. Bu bağlamda, Avrupa Birliği gibi kuruluşlarda daha çok yerel kuruluşlar aracılığıyla bu amaçlara hizmet edecek kredi ve hibe programlarına önem vermektedir. Bu çerçevede ele alınan yerel bölgenin özelliklerinin iyi bilinerek mevcut avantaj ve dezavantajlarına uygun kalkınma stratejilerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Tuzluca ilçesi Türkiye genelinin aksine kadın nüfus erkek nüfustan daha azdır. Iğdır il merkezindeki göçün en temel sebepleri;
Sağlık hizmetlerinin yetersizliği, Eğitim hizmetlerinin yetersizliği, Sosyal faaliyetlerin azlığı’dır. Tuzluca’nın kalkınmasında ekonomik önlemlerden önce sosyal önlemlerin ve politikaların daha etkin olacağını belirtmek gerekir. Bu çerçevede aşağıdaki konularda düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Eğitim önlemleri: İlçe ve bölge insanı eğitime ve yeniliğe açık bir özelliğe sahiptir. Bu özellikler etkin kullanılarak uzun dönemde eğitimle kalkınmanın eş anlamlı olduğu sonucuna varılabilinir. Bu çerçevede, sırasıyla Okuyan İnsan-Düşünen İnsan-Tartışan İnsan-Üreten İnsan modeline uygun insan yetiştirecek bir eğitim modeli oluşturulmalıdır. “
Daha sonra Panelistlere Kaymakam Şuayip Gürsoy bir katılım belgesi verdi. Gürsoy yaptığı konuşmada, “Tuzluca ilçemizi böyle bir öğretim görevlisinin ağzından dinlemek çok faydalı oldu inşallah Tuzluca ilçesinin gelişmesi için ne gerekiyorsa yapacağız” dedi. Panele İl Milli Eğitim Müdürü Selahattin Şimşek, Iğdır Ziraat fakültesi Dekanı Prf. Dr. Hüseyin Zengin, Tuzluca Belediye Başkanı Ahmet Sait Sadrettin Türkan, İlçe Milli Eğitim Müdürü Turgay Otay ve davetliler katıldılar.