“O’nun peygamberleri arasında ayrım yapmayız” (dediler.) Ve dediler ki:
Duyduk ve itaat ettik. Ey rabbimiz! Senin bağışlamanı diliyoruz ve
dönüş (ümüz) sanadır. Bakara 285 Allah’ın elçi ve resülleri arasında fark koyulmaz, Eğer tüm
peygamberler aynı zamanda yaşamış olsalardı aralarında hiçbir ihtilaf
olmazdı. Çünkü dinlerin ana temeli Tevhit, Nübüvvet ve Mead’ dır. Bütün
peygamberler de buna davet etmişlerdir. Bu gün dünyamızda yaşanan
dinler arasındaki ihtilaf o yüce dinleri getiren peygamberleri takip
etmeme ve sözlerini dinlememeden kaynaklanmaktadır. Biz Müslümanların
bu ihtilaftaki payı çok azdır çünkü Kur’an-ı kendisine baş tacı yapan
Müslümanlar Kur’an-a göre peygamberler arasında fark koymuyorlar. Kendi
peygamberleri olan Hz. Muhammed Mustafa’yı masum bildikleri gibi
Hıristiyanların peygamberi olan Hz. İsa a.s ve Yahudilerin Peygamberi
olan Hz. Musa’yı a.s da masum bilmektedirler. Ancak Beş büyük dinin beş
büyük peygamberleri sırasıyla birbirlerini tamamlamışlardır. Zira her
zamanın kendine has kanunları vardır. Hz. Âdem’le a.s başlayan nübüvvet
Hz. Muhammed s.a.v ile sona ermiştir. Kıyamete kadar insanların dünya
ve ahiret ihtiyaçlarını karşılayacak olan tüm dinlerin tamamlayıcısı
yüce İslam dinidir. Artık ben bu konunun detaylarına inemeyeceğim çünkü
makalenin kapasitesi yetmez. Yılbaşı olduğu için, Hz. İsa’nın a.s doğum
günün 2010ncu yılı münasebetiyle değerli hemşerilerimizi bilgilendirmek
istiyorum.
Zahmet çekip araştırma yapmayan, kendi kimliğini tanımayan (İnsan bilmediklerinin düşmanıdır) ve tanımadığı için de kendisini başkalarının karşısında hakir görenler, miladi takviminin medeni ve ilmi bir takvim olduğunu zannederler. Hâlbuki adı üzerinde milad Arapça bir kelime olup doğum günü manasına gelmektedir. Yani Hz. İsa Peygamberin doğum günü demektir. Hıristiyanlar kendi peygamberlerinin doğum gününü kendileri için tarihte bir başlangıç olarak ilan etmişlerdir. Eğer ilme ve teknolojiye dayanan bir takvim istiyorsak evvelden beri özellikle biz Azerilerin bayram olarak kutladığı Mart ayının 21nci gününden başlar. Tamı tamına üç ay bahar üç ay yaz üç ay sonbahar ve üç ayda kışa denk gelmektedir ki yılın tazelenmesi gerçek olarak yere cemrenin düşmesiyle ve her şeyin yeniden hayat bulmasıyladır. Hatta bahar geldiğinde kışlık elbiselerin çıkarılıp yaz elbiselerin giyilmesi ve bahar havasının bedene ulaşmasının sağlanması tavsiye olmuştur. Ayrıca Müslümanlara has bir de dini takvim vardır ki: Başlangıcı Hz. Muhammed s.a.v Peygamberin Mekke’den Medine’ye hicret ettiği tarihtir. Bu takvim de ay hesabıyla 356 günde tamamlanır. Gökteki ayın ufukta görünmesiyle başlar. Tamamen kaybolmasıyla bir ay tamamlanır. Bu takvimin ilk ayı Muharrem sonuncusu ise Zil-Hacce ayıdır. Müslümanlar ibadetlerini bu aylara göre yaptığı için bu ayları bilmede fayda vardır. Sırasıyla şöyledir: 1- Muharrem 2- Sefer 3-Rabi-ül evvel 4- Rabi-ül ahir 5-Cemad-ül evvel 6-Cemad-üs sani 7-Recep 8- Şaban 9- Ramazan 10-Şevval 11-Zil-Kade 12-Zil-Hacce.
Elbette biz Müslümanların ne mildi takvimine ne İlmi takvime ne de Hicri takvimine karşı hiçbir hassasiyetimiz yoktur. Hepsini kullanıyoruz, ibadet ve bayramlarımızı ve diğer resmi işlerimizi her üç takvime göre yapıyoruz. Ben sadece halkımızın derin, geniş ve ilmi bilgileri olsun diye çok kısa açıklamada bulundum. Allah yeni yılımızı bizlere bereketli kılsın, Özellikle beş büyük peygamberden biri olan Hz. İsa a.s peygamberin doğumunu bizlere dinine mensup olanlara kutlu kılsın. Matem ayı olan Muharrem ayında Ehl-i Beyt için tuttuğumuz matemleri kabul etsin. Böyle barış ve hoşgörü içerisinde yaşamamızı daim kılsın. İnşaallah
Zahmet çekip araştırma yapmayan, kendi kimliğini tanımayan (İnsan bilmediklerinin düşmanıdır) ve tanımadığı için de kendisini başkalarının karşısında hakir görenler, miladi takviminin medeni ve ilmi bir takvim olduğunu zannederler. Hâlbuki adı üzerinde milad Arapça bir kelime olup doğum günü manasına gelmektedir. Yani Hz. İsa Peygamberin doğum günü demektir. Hıristiyanlar kendi peygamberlerinin doğum gününü kendileri için tarihte bir başlangıç olarak ilan etmişlerdir. Eğer ilme ve teknolojiye dayanan bir takvim istiyorsak evvelden beri özellikle biz Azerilerin bayram olarak kutladığı Mart ayının 21nci gününden başlar. Tamı tamına üç ay bahar üç ay yaz üç ay sonbahar ve üç ayda kışa denk gelmektedir ki yılın tazelenmesi gerçek olarak yere cemrenin düşmesiyle ve her şeyin yeniden hayat bulmasıyladır. Hatta bahar geldiğinde kışlık elbiselerin çıkarılıp yaz elbiselerin giyilmesi ve bahar havasının bedene ulaşmasının sağlanması tavsiye olmuştur. Ayrıca Müslümanlara has bir de dini takvim vardır ki: Başlangıcı Hz. Muhammed s.a.v Peygamberin Mekke’den Medine’ye hicret ettiği tarihtir. Bu takvim de ay hesabıyla 356 günde tamamlanır. Gökteki ayın ufukta görünmesiyle başlar. Tamamen kaybolmasıyla bir ay tamamlanır. Bu takvimin ilk ayı Muharrem sonuncusu ise Zil-Hacce ayıdır. Müslümanlar ibadetlerini bu aylara göre yaptığı için bu ayları bilmede fayda vardır. Sırasıyla şöyledir: 1- Muharrem 2- Sefer 3-Rabi-ül evvel 4- Rabi-ül ahir 5-Cemad-ül evvel 6-Cemad-üs sani 7-Recep 8- Şaban 9- Ramazan 10-Şevval 11-Zil-Kade 12-Zil-Hacce.
Elbette biz Müslümanların ne mildi takvimine ne İlmi takvime ne de Hicri takvimine karşı hiçbir hassasiyetimiz yoktur. Hepsini kullanıyoruz, ibadet ve bayramlarımızı ve diğer resmi işlerimizi her üç takvime göre yapıyoruz. Ben sadece halkımızın derin, geniş ve ilmi bilgileri olsun diye çok kısa açıklamada bulundum. Allah yeni yılımızı bizlere bereketli kılsın, Özellikle beş büyük peygamberden biri olan Hz. İsa a.s peygamberin doğumunu bizlere dinine mensup olanlara kutlu kılsın. Matem ayı olan Muharrem ayında Ehl-i Beyt için tuttuğumuz matemleri kabul etsin. Böyle barış ve hoşgörü içerisinde yaşamamızı daim kılsın. İnşaallah