Aziz kardeşlerim, değerli vatandaşlarım,
Bugün burada, kalplerimizde tarifsiz bir huzur, gözlerimizde umut ve dilimizde şükür ile buluştuk. Çünkü yıllardır nice ocağı söndüren, yürekleri yakan, kardeşi kardeşe düşman eden bir silah nihayet susmuştur.Bu memleketin dağlarında yankılanan kurşun sesleri artık yerini kuş seslerine, çocuk kahkahalarına, ezanlara, dualara bırakmıştır. Bu büyük gelişmeyi sadece bir siyasi adım değil; İslam’ın emrettiği kardeşliğin, insanlık onurunun ve vicdanın zaferi olarak görüyoruz.Bu meselelerle yıllarca dertlenmiş büyük bir âlim yıllar önce şöyle diyordu:
“Eğer unsur lazımsa, bizim için İslamiyet kafidir. Ve eğer kardeşlik istiyorsan; imanımız bir, kıblemiz bir, peygamberimiz bir, Allah’ımız bir.”İşte bugün bu sözler fiili dua oldu. Bugün Kürt kardeşlerimizle Türk kardeşlerimiz bir kez daha omuz omuza durdu. Aradaki mesafeler kalktı, kalpler birleşti.Silah bırakmak sadece bir eylem değil; hakkı teslim, masumu koruma, kardeşliğe dönüşün adıdır. Biz bu kararı memnuniyetle, iftiharla karşılıyoruz. Çünkü artık analar ağlamasın, gençler dağlarda değil üniversitelerde yürüsün, barut kokusu değil bahar kokusu yayılsın istiyoruz.Silahın sustuğu bu andan itibaren bize düşen daha büyük bir sorumluluk başlıyor. Artık yaraları sarmak, birbirimizi anlamak, ayrılıkları değil ortak noktaları konuşmak zamanı. Şimdi tevhid zamanıdır, şimdi millet olma zamanıdır.Unutmayalım ki, düşmanlarımız dışarıda çok. Ama en büyük tehlike, içerideki ayrılıklardır.
“Harici düşmanların tehacümünde dâhili adavetler unutulmalı.”Biz artık bu düşmanlığa kapılarımızı kapatıyoruz. Biz hep birlikte Allah’ın kullarıyız ve bu vatanda omuz omuza yaşamaya mecbur değil, mesulüz!Barış sadece çatışmanın bitmesi değil, gönüllerin birleşmesidir. Ve işte bugün, gönüller birleşiyor.Bu gelişme, sadece Kürt ve Türk halkı için değil, tüm İslam âlemi için bir örnek olmalı. Çünkü biz kavga eden değil, barış kuran bir ümmetiz.
Biz kardeşine kurşun değil, dua gönderen bir medeniyetin evlatlarıyız.Silah bırakan tüm kardeşlerimize çağrımız şudur: Hoş geldiniz.
Gönüllerimiz açıktır. Bu topraklar hepimizindir. Artık ilim, ahlak, fazilet ve hizmet yarışında yer alma zamanıdır.Allah’a hamd ediyoruz ki, ihtilaflar son bulacak ve geleceğimiz için bir umut doğacak.
Dualarımız, bu barışın daim olması, bu kardeşliğin kalıcı olması içindir.Rabbim, bizi bu barışı koruyanlardan, bu milleti birliğe taşıyanlardan eylesin.”Allahverdi Şıktaş
Bugün burada, kalplerimizde tarifsiz bir huzur, gözlerimizde umut ve dilimizde şükür ile buluştuk. Çünkü yıllardır nice ocağı söndüren, yürekleri yakan, kardeşi kardeşe düşman eden bir silah nihayet susmuştur.Bu memleketin dağlarında yankılanan kurşun sesleri artık yerini kuş seslerine, çocuk kahkahalarına, ezanlara, dualara bırakmıştır. Bu büyük gelişmeyi sadece bir siyasi adım değil; İslam’ın emrettiği kardeşliğin, insanlık onurunun ve vicdanın zaferi olarak görüyoruz.Bu meselelerle yıllarca dertlenmiş büyük bir âlim yıllar önce şöyle diyordu:
“Eğer unsur lazımsa, bizim için İslamiyet kafidir. Ve eğer kardeşlik istiyorsan; imanımız bir, kıblemiz bir, peygamberimiz bir, Allah’ımız bir.”İşte bugün bu sözler fiili dua oldu. Bugün Kürt kardeşlerimizle Türk kardeşlerimiz bir kez daha omuz omuza durdu. Aradaki mesafeler kalktı, kalpler birleşti.Silah bırakmak sadece bir eylem değil; hakkı teslim, masumu koruma, kardeşliğe dönüşün adıdır. Biz bu kararı memnuniyetle, iftiharla karşılıyoruz. Çünkü artık analar ağlamasın, gençler dağlarda değil üniversitelerde yürüsün, barut kokusu değil bahar kokusu yayılsın istiyoruz.Silahın sustuğu bu andan itibaren bize düşen daha büyük bir sorumluluk başlıyor. Artık yaraları sarmak, birbirimizi anlamak, ayrılıkları değil ortak noktaları konuşmak zamanı. Şimdi tevhid zamanıdır, şimdi millet olma zamanıdır.Unutmayalım ki, düşmanlarımız dışarıda çok. Ama en büyük tehlike, içerideki ayrılıklardır.
“Harici düşmanların tehacümünde dâhili adavetler unutulmalı.”Biz artık bu düşmanlığa kapılarımızı kapatıyoruz. Biz hep birlikte Allah’ın kullarıyız ve bu vatanda omuz omuza yaşamaya mecbur değil, mesulüz!Barış sadece çatışmanın bitmesi değil, gönüllerin birleşmesidir. Ve işte bugün, gönüller birleşiyor.Bu gelişme, sadece Kürt ve Türk halkı için değil, tüm İslam âlemi için bir örnek olmalı. Çünkü biz kavga eden değil, barış kuran bir ümmetiz.
Biz kardeşine kurşun değil, dua gönderen bir medeniyetin evlatlarıyız.Silah bırakan tüm kardeşlerimize çağrımız şudur: Hoş geldiniz.
Gönüllerimiz açıktır. Bu topraklar hepimizindir. Artık ilim, ahlak, fazilet ve hizmet yarışında yer alma zamanıdır.Allah’a hamd ediyoruz ki, ihtilaflar son bulacak ve geleceğimiz için bir umut doğacak.
Dualarımız, bu barışın daim olması, bu kardeşliğin kalıcı olması içindir.Rabbim, bizi bu barışı koruyanlardan, bu milleti birliğe taşıyanlardan eylesin.”Allahverdi Şıktaş