2- Günler öncesinden gerek Valilik, gerekse de İl Müftülüğünün bilgisi dahilinde bu derneğin görüşlerini belirten bir konuşma yapılacağı iki taraf nezdinde karara bağlanmıştı.
3- Ancak toplantı süresince Vali, Müftü, Diyanet İşleri Başkanı, Müftülük personeli vs. konuşmalarını yapıp yerlerine oturduktan sonra "toplantımızın bu bölümü sona ermiştir" denilmiştir. "Bundan sonra Diyanet İşleri Başkanı Müftülük personelleriyle görüşeceği için diğer konuklarımızdan izin istiyoruz" sözü Iğdır'da Ehl-i Beyt mektebi mensuplarının oraya "konu mankeni" olarak çağrıldığını ve geçmişten beri yapılan hakaretlere yeni bir halka eklendiğini açık bir şekilde ortaya koymuştur.
4- Nitekim Sayın Veli BEDER, Iğdır'daki en büyük ve arkasında mutlak bir halk desteğine sahip bir kuruluş olan "Ehl-i Beyt Alimleri Derneği Başkanı" sıfatıyla, yapılanın kesinlikle hakaret olduğunu belirtip tepkisini medeni bir biçimde ortaya koymuş, diğer arkadaşları da aynı bilinçle hareket etmişlerdir.
5- Sn. Vali ve Sn. Diyanet İşleri Başkanının ısrar ve ricası karşılığında Sayın Veli BEDER'in bilahare yapmış olduğu, mahiyeti hakkında aşağıda ki maddelerde bilgi verilen konuşmada değindiği konular, bu skandalla birlikte ne denli vahim bir durumla da karşı karşıya olduğumuzu ortaya koymuştur.
6- "Diyanet İşleri Başkanlığının çıkarmış olduğu Hac ilmihalinde bizler yani Şiiler bidat (doğru yolda olmayan, dinin aslında olmayan, din namına uydurulmuş şeylere inananlar...) ehli olarak gösteriliyoruz" bilgisi ortaya konduktan sonra söz alan Ali BARDAKOĞLU, bu olayı yalanlamayıp doğru olduğunu ancak 6 ay önce ilmihalden çıkarıldığını belirtmiştir. Yani 6 ay öncesine kadar bizler bidat ehliymişiz. Zaten yapısı tartışma konusu olan bu teşkilat, bu tavrıyla ne denli içler acısı bir halinin olduğunu da ilan etmiştir.
7- "Malumun ilanı" olan bu olay bizleri bir kere daha derinden yaralamıştır. Kanımız, canımız, namusumuzla eşdeğer bildiğimiz bu topraklarda bizzat Diyanet tarafından bu denli yanlış ve her türlü yöne çekilebilecek bir şekilde tanıtılmak, İslam'ın ve bu toprakların asli unsuru olan bizlere yapılan çok yaralayıcı bir provokasyondur.
8- Bu şekliyle son dönemlerde Cemaatsel yapılanma adına toplumu dini yönden provoke etme gayretindeki art niyetli insanların ekmeğine yağ sürülmüştür. Bunların Iğdır'daki uzantılarının ilham kaynağının bizzat Diyanet'e kadar uzandığı da bu bilgiyle gün yüzüne çıkmıştır.
9- Yaşanan olaylar Iğdır'da yaşayan biz Ehl-i Beyt dostları kadar Ehl-i Sünnet kardeşlerimizi de derinden yaralamıştır. Bunu kaç gündür müşahede etmekteyiz. Geçmişten beri bu şirin bölgede kardeşçe huzur içinde yaşayan bu halk, acıdır ki birtakım art niyetli kişiler veya kurumlarca provoke edilmeye çalışılıyor.
10- Diyanet İşleri Başkanının Iğdır'a gelişi, toplantısı ve orada ortaya konan tavırlar tarafımızdan "keşke olmasaydı, keşke yaşanmasaydı" şeklinde değerlendirilmiş olup, bu kurumun yapısının yeniden tartışılması ve dini ihtiyaçların özerk bir yapıya kavuşturularak her mezhebin ayrı bir Diyanet yapılanması içerisinde karşılanması gerektiğini düşündüğümüzü kamuoyuna saygıyla arz ederiz.
Serdar ARAT
Iğdır Günışığı Kültür ve Yardımlaşma Dernek Başkanı
Yorumlar
Kalan Karakter: