Seminerde “Türkiye, biyolojik çeşitlilik bakımından Avrupa ve Ortadoğu’nun en zengin ülkelerinden birisidir. Türkiye biyolojik çeşitlilik açısından küçük bir kıta özelliği göstermekte, Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İran-Turan olmak üzere üç farklı biyocoğrafik bölgeye, 7 coğrafi bölgesinin her biri ayrı iklim, flora ve fauna çeşitliliğine sahiptir. ülkemizin sahip olduğu kaynak değerleri, doğadan yabani canlıların ve onlara ait parçaların yetkili makamların izni olmadan toplanması ve yurt dışına çıkartılması biyokaçakçılık veya diğer adıyla biyokorsanlıktır. Ülkemizin, yabancı araştırmacılar için bir çekim merkezi, geniş bir malzeme deposu olma özelliğine sahiptir. Biyokaçakçılık nedeniyle tür sayısı ve bu türlere ait bireylere ilişkin kaybımız her geçen gün artmaktadır.
Örneğin kelebeklerin, arıların doğadan toplanması, çiçeklerin polenlerinin taşınamamasına ve böylece bitkilerin tohum verememesine ve çoğalamamasına sebep olmaktadır. Bitkilerin çoğalamaması, bitkilerle
beslenen veya barınması ve üremesi bitkilere bağımlı olan diğer türlerin yaşamını tehlikeye atmakla birlikte tarımsal verimi düşürmektedir.” denildi. Seminerde 4915 Sayılı Kara Avcılık Kanunu hakkında da bilgi verildi.
Örneğin kelebeklerin, arıların doğadan toplanması, çiçeklerin polenlerinin taşınamamasına ve böylece bitkilerin tohum verememesine ve çoğalamamasına sebep olmaktadır. Bitkilerin çoğalamaması, bitkilerle
beslenen veya barınması ve üremesi bitkilere bağımlı olan diğer türlerin yaşamını tehlikeye atmakla birlikte tarımsal verimi düşürmektedir.” denildi. Seminerde 4915 Sayılı Kara Avcılık Kanunu hakkında da bilgi verildi.