Bu sözü tam bir yıl önce 05.02.2008 tarihinde Iğdır'ın Geleceği İçin 'Biz' Olalım başlıklı yazımızda söylemişiz. Korktuğumuz başımıza geldi.
Iğdır (Azeri) Türkleri farklı iki partiden yine iki adayla karşı karşıya kaldılar. Kürtler ise her zaman olduğu gibi topyekün tek parti (DTP) çatısı altına girdiler. Iğdır'ın seçmen sayısı belli, tarafların seçmen sayısı belli, kimin kime oy vereceği de belli. Birazcık toplama çıkarma yapabilen herkes mevcut oyun nasıl dağılabileceğini çok iyi hesaplayabilir. Bu üçlüden Azeri adayların çekişmesiyle oylar en az ikiye bölünmekte, DTP adayı aradan sıyrılarak seçimi kazanmaktadır.
Sanki gizli eller, zaten böyle olsun diye uğraşmakta ve başarmaktadır.
Iğdır'ın siyasal, sosyal, ekonomik ve etnik durumunu Türkiye'nin genelinden hatta Ortadoğu-Kafkasya-Ön Asya genel politikalarından ayrı düşünmek mümkün değildir. İflas etti denilen BOP Projesi prematüre de olsa sonuçlar doğurmaktadır. Iğdır, Mersin'den Kırım'a çizilen hatta, etnik ve siyasal erkin dönüşüm politikaları uygulamasının tam odağında kalmaktadır. Bu politikaların başarısı büyük oranda Iğdır'ın dönüşümüne bağlıdır. Çıkın eski dağ köylerimize bakın. Eski halinden eser kalmış mı? Eski diyorum çünkü yeni sosyoetnik yapı şimdi tamamen farklı olmuştur, dengeler tamamen değişmiştir. Sıra Iğdır Ovası'na gelmiştir.
İdari yapılanma, sermaye ve ekonomi araçlarının dönüşümü, tarım ve sanayi arazilerinin mülkiyet değişimleri, ticari faaliyetlerin kimler lehine artış kaydettiği dikkatle incelenirse ne demek istediğimiz daha açık görülür. Iğdır halkına seçme şansı bırakılmamıştır. Ya varlığını koruyacak ya da 30 Mart günü bavulunu hazırlayacaktır.
Iğdır halkının bir kez daha gaflete düşme şansı da yoktur. Aksi takdirde 22 Temmuz genel seçimlerinde konan 'mim' keskin, net bir 'nokta' ile tamamlanacaktır. Bu 'nokta'nın telafisi yoktur.
Bırakın geçici kişisel menfaatleri. Bırakın ruhsat çıkacak, imar verecek, oğlum-kızım işe girecek beklentisiyle oy kullanmayı, siyaset yapmayı. Nasıl 'BİR' oluruz, 'DİRİ' oluruz ona kafa yorun. Nasıl bu topraklardan silinmeyiz onu düşünün. Dönüp bakın Revan'a, Musul'a, Kerkük'e… Bir izimiz kaldı mı atalarımızın doğduğu topraklarda? Emin olun yarın mezarlarımız bile kalmaz Iğdır'da! 'Birleşin' dememizin bir etkisi olur mu? herkesin cevabı belli. O halde iş Iğdır halkına düşüyor. Bu seçim hiçbir seçime benzemez. Bu seçim bir seçim değil 'var olma' kararlılığıdır. Iğdırlı bu kararlılığı göstermeli, topyekün BİR TEK adaya yönelmelidir. Dosta düşmana, tüm dünyaya ders vermelidir. Iğdırlının damarlarında akan kanda bu inancın fazlasıyla olduğuna hiç tereddüdüm yok.
Av.Sinan KILIÇ
Iğdır (Azeri) Türkleri farklı iki partiden yine iki adayla karşı karşıya kaldılar. Kürtler ise her zaman olduğu gibi topyekün tek parti (DTP) çatısı altına girdiler. Iğdır'ın seçmen sayısı belli, tarafların seçmen sayısı belli, kimin kime oy vereceği de belli. Birazcık toplama çıkarma yapabilen herkes mevcut oyun nasıl dağılabileceğini çok iyi hesaplayabilir. Bu üçlüden Azeri adayların çekişmesiyle oylar en az ikiye bölünmekte, DTP adayı aradan sıyrılarak seçimi kazanmaktadır.
Sanki gizli eller, zaten böyle olsun diye uğraşmakta ve başarmaktadır.
Iğdır'ın siyasal, sosyal, ekonomik ve etnik durumunu Türkiye'nin genelinden hatta Ortadoğu-Kafkasya-Ön Asya genel politikalarından ayrı düşünmek mümkün değildir. İflas etti denilen BOP Projesi prematüre de olsa sonuçlar doğurmaktadır. Iğdır, Mersin'den Kırım'a çizilen hatta, etnik ve siyasal erkin dönüşüm politikaları uygulamasının tam odağında kalmaktadır. Bu politikaların başarısı büyük oranda Iğdır'ın dönüşümüne bağlıdır. Çıkın eski dağ köylerimize bakın. Eski halinden eser kalmış mı? Eski diyorum çünkü yeni sosyoetnik yapı şimdi tamamen farklı olmuştur, dengeler tamamen değişmiştir. Sıra Iğdır Ovası'na gelmiştir.
İdari yapılanma, sermaye ve ekonomi araçlarının dönüşümü, tarım ve sanayi arazilerinin mülkiyet değişimleri, ticari faaliyetlerin kimler lehine artış kaydettiği dikkatle incelenirse ne demek istediğimiz daha açık görülür. Iğdır halkına seçme şansı bırakılmamıştır. Ya varlığını koruyacak ya da 30 Mart günü bavulunu hazırlayacaktır.
Iğdır halkının bir kez daha gaflete düşme şansı da yoktur. Aksi takdirde 22 Temmuz genel seçimlerinde konan 'mim' keskin, net bir 'nokta' ile tamamlanacaktır. Bu 'nokta'nın telafisi yoktur.
Bırakın geçici kişisel menfaatleri. Bırakın ruhsat çıkacak, imar verecek, oğlum-kızım işe girecek beklentisiyle oy kullanmayı, siyaset yapmayı. Nasıl 'BİR' oluruz, 'DİRİ' oluruz ona kafa yorun. Nasıl bu topraklardan silinmeyiz onu düşünün. Dönüp bakın Revan'a, Musul'a, Kerkük'e… Bir izimiz kaldı mı atalarımızın doğduğu topraklarda? Emin olun yarın mezarlarımız bile kalmaz Iğdır'da! 'Birleşin' dememizin bir etkisi olur mu? herkesin cevabı belli. O halde iş Iğdır halkına düşüyor. Bu seçim hiçbir seçime benzemez. Bu seçim bir seçim değil 'var olma' kararlılığıdır. Iğdırlı bu kararlılığı göstermeli, topyekün BİR TEK adaya yönelmelidir. Dosta düşmana, tüm dünyaya ders vermelidir. Iğdırlının damarlarında akan kanda bu inancın fazlasıyla olduğuna hiç tereddüdüm yok.
Av.Sinan KILIÇ