Iğdırda Alias coşkusu

 

          Geleneksel olarak her yıl yapılmakta olan program bu yıl Atatürk Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Türkiye Şiilerinin çatı kuruluşu olan ve merkezi İstanbul’da bulunan EHLADER (Ehl-i BeytAlimleri Derneği) Genel Sekreteri Kadir Akaras’ın konuşmacı olduğu programa katılım oldukça yoğun oldu. Ev sahipliği adına açılış konuşması yapan Iğdır Ehl-BeytAlimleri Derneği Başkanı Veli Beder bu kutlu günde iki ağır emanetten biri olan Ehl-i Beyt sevgisiyle salonu dolduran halka teşekkür etti. Kadir Akaras ise konuşmasında İslam’ın “Sosyal Adalet” hassasiyetine vurgu yaparak “İmam Ali’nin bu özelliği onun üstün meziyetlerinden biridir ki; şu anda Müslümanların ve insanlığın en temel sorunu da budur. Ali(as) adaletin adıdır aslında...”dedi. “Peygamber(saa) dönemi sonrası Ali(as)’den başka “Kuran-ı Natık benim” demeye kimse cesaret edemedi, Müslümanlar Ali(as)’yi, anlamak  zorundadırlar. Bu ilahi dinin 124.000 peygamberden sonra başıboş kal(a)mayacağını anlamak durumunda olmalıdırlar” diyen Akaras daha sonra Ortadoğu’da yaşanmakta olan hadiselerin altında da İslam’ın cahil, bağnaz ve gerici yorumunun yattığından bunun Emperyalistler tarafından tepe tepe kullanıldığından bahsetti. Program Ehl-i BeytAlimi Ali Rıza Bozan’ın okuduğu methiye ve günün anısına yapılan ikramlarla sona erdi.

           Kısaca Gadir-i Hum Olayı:

            Gadir-i Hum olayı hicri 10. yılın Zilhicce ayının 18’i (miladi 16 Mart 632) Pazartesi günü Mekke ile Medine’yi birbirinden ayıran “Rabiğ Vadisi” üzerinde yer alan ve Mekke’ye 5 km mesafede bulunan “Gadir-i Hum” olarak adlandırılan mevkide gerçekleşmiştir.Hz. Peygamber (s.a.a) “Veda Haccı”nı tamamlamış ve ümmeti ile beraber Mekke’yi terk etmeye başlamışken, Cenab-ı Allah’ın: “Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan elçilik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. (Maide -67) emri üzerine kendisi ile beraber Mekke’den ayrılmış yaklaşık 114 bin Müslümana hitaben “Gadir-i Hum”dabir hutbe iradetmiştir.Hz. Peygamber (s.a.a), Gadir-i Hum’da Hz. Emirel Müminin Ali (a.s)’ı Allah’ın emri ile kendinden sonra Müslümanların “imam”ı (dini, siyasi, sosyal, ekonomik, hukuki, vs. tüm alanlarda “mutlak itaat edilmesi” gereken makam) olarak tayin etmiştir.Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdular: “Ben kimin mevlası isem Ali’de onun mevlasıdır.”Hz. Peygamber (s.a.a) hutbesini tamamlayıp, İmam Ali (a.s)’ı “hak vasisi, halifesi” olarak “imamet” makamına tayin etti. 114 bin Müslümandan İmam Ali (a.s)’a itaat edeceklerine dair biat aldı. Bugünü “Velayet Bayramı” olarak ilan edip, kutlamalar yaptırdı. Cenab-ı Allah bu olayın azametini kavramamız için Maide Suresi 3. Ayet-i Kerime’yi nazil ederek: “Bugün, inkâr edenler sizi dininizden etmekten umutlarını kesmişlerdir, onlardan korkmayın, Benden korkun. Bugün, size dininizi bütünledim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, din olarak sizin için İslam'ı beğendim” buyurdu.