Ermenilerin 1919-1920 yılında Iğdır ve çevresinde yaptıkları soykırım nedeniyle şehitler anısına dikilen Şehit Türkler anıt ve müzesinin önünde toplanan 30’a yakın sivil toplum kuruluşu ortak bir basın açıklaması yaptı.
Türkiye Azerbaycan Dostluk Dernekleri Federesyonu Iğdır Azerbaycan Evi Derneğinin de içinde olduğu 30 sivil toplum kuruluşu adına açıklamayı memur sen il başkanı Erkan Çiğdem yaptı.
Erkan Çiğdem konuşmasında şu görüşlere yer verdi:”SOYKIRIM; ABD’nin Hem Uzmanlık Alanı Hem de En Büyük Yalanıdır.ABD, Ermeni Diasporası ile Türkiye düşmanı diğer çevrelerin bir anlamda “kutsal mesaj günü” olarak gördükleri 24 Nisan’da bu yıl, kendisinden talep edilen “büyük yalanı”, başkanları Biden’ın dilinden deklare etti.
Milli İrade Platformu ve Sivil Toplum Kuruluşları olarak konuya; ABD’nin binlerce kilometre uzakta bir coğrafyada ve bir asrı aşan bir geçmişte 1915 yılında yaşananlara dair ilgisinin hukuken dayanaksız, bilgisinin ilmen yetersiz olduğu perspektifyle bakıyoruz.
Uzun yıllardır süregelen “bu yıl hangi ifadeyi kullanacak?”, “-sözde- soykırım ifadesini kullanacak mı?”, “ Radikal Ermenilerin beklentileri ve talepleri ne kadar karşılanacak?” soru ve sorgularıyla hem algı hem de ilgi yöneten ABD’nin bu yıl 24 Nisan’da –uzunca zamandır tercih ettiği- “büyük acı” ibaresi yerine “büyük yalan” tercihi kapsamında “soykırım” ifadesini kullanmasını; bilimsel, siyasi, diplomatik açıdan kabul etmiyor ve kayda değer bulmuyoruz.
BİZ GERÇEĞİ HAYKIRIYORUZ:
ABD’NİN TARİHİ, SOYKIRIM TARİHİDİR.
Soykırım; ABD açısından kuruluşundan bugüne kendi ülkesinde ve dünyanın bir çok bölgesinde icra etmekten imtina etmediği uzmanlık alanıdır.
Soykırım yoluyla işgale, sömürü yoluyla kaynakları ele geçirmeye dair emperyalist politikalarla hareket eden ABD, o topraklarda yaşayan Kızılderililerin soykırıma maruz kalarak yok edilmesi üzerine kurulmuş bir devlettir.
Kurulduğu günden beri varlığını şiddete, işgallere, sömürüye, çatışmalara ve katliamlara borçlu olan ABD’nin tarihi Hiroşima ve Nagazaki’de, Vietnam’da, Irak’ta, Afganistan’da, Suriye’de ve daha bir çok bölgede faili olduğu milyonlarca inanın katliamından ve yağmalana, yıkılıp yok edilen şehirlerden ibarettir.
Osmanlı ise, her dinden, her ırktan, her kültürden, her milletten insanların kendi inançları, kültürleri, dilleri ile birlikte var olduğu bir adalet, hoşgörü, kardeşlik, huzur ve refah imparatorluğu idi.
İnancımızın, medeniyetimizin, kadim değerlerimizin hayat bulduğu Anadolu’da “biz” kapsamındaki hiçbir devlet; kesin ve tartışmasız olarak “soykırım” fiilinin faili, iştirakçisi ve azmettircisi olmadı ve bundan sonrada olmayacak. Çünkü bizim inancımız ve ondan neşet eden insana dair bakışımız; “bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş, bir insanı yaşatan bütün insanlığı yaşatmış gibidir” anlayışını esas alır.
Türkiye’nin “ortak tarih komisyonu kurulması” teklifine destek vermeye yanaşmayan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 1915 olaylarına dair değerlendirmesini bilinçli şekilde ıskalayan, kendi ülkesinin tarihçilerinin konuyla ilgili söylemlerine kulak tıkayan devletin de o devletin Başkanının da söylediği sözün, kullandığı kavramın anlamı ve geçerliliği yoktur. Daha da ötesi gerçekle temas etmekten özenle kaçınan ABD’nin ve yöneticilerinin bizim ve milletimizin nezdinde itibarı dünde bugünde yoktur.”
Vatandaşlarda “Biden’in söylediği söz yalandır. Tarihi soykırımlarla dolu olan ABD Türk milletini suçlayamaz.Soykırımı Ermeniler yapmıştır. Delilleri de Iğdır da ki toplu mezarlardır. gelsin görsünler.Ermenilerin Azerbaycan da Hocalı da yaptığı soykırımı neden görmüyor.Kınıyoruz. “dediler



