Yapıt oldukça zengin mimari işlemelerin yanı sıra bölgede yapılan
her türlü sefer ve etkinlikleride bir not defteri gibi üzerinde
barındırmaktadır.
Bu yapıt bir çok tahribata uğramasına rağmen hala cazibeliğini
korumaktadır.bu eser hakkında resmi kaynaklarda pek çok geniş bilgi
mevcut değildir, şayet yapıtın üzerindeki yazılar ve işaretler
okutturulursa ığdırın tarihi hakkında daha geniş bilgiler ortaya
çıkacaktır.kümbet yeniden elden geçirildiği taktirde bölgenin en güzel
ve en önemli tarihi eserleri arasında yerini alacaktır.
2- KARAKALE : Çok eski bir yerleşim yeri olan bu tarihi yapıt şehrin
batı kesminde tuzluca mevki ermenistan sınırına yakın aras nehri
üzerinde kurulmuştur, kuruluşu ise urarturlar yada daha eskilere
dayanmaktadır dünyanın ilk fuarının burada açıldığı söylenmektedir 1664
ve 1840 meydana gelen depremlerde kale duvarları büyük ölçüde hasar
görmüş ve yıkılmıştır...
3- IĞDIR EJDER KERVANSARAYI:Iğdır il merkezine 15 km uzaklıkta
Harmandöven köyü yanında yer alan tarihe tanıklık etmiş bu Kervansaray
bölgedeki ayakta kaln en eski Türk eserlerinden biridir. yapıt Batum
Tiflis Bakü Şirvan Divin ve Anı’den gelen kervanların konaklama yeri
olarak kullanılmıştır.12.asırda surmari emri şerafettin ejder
tarafından yaptırılmıştır. Avlusunun kapalı hol sistemi planı ve
gösterdiği süsleme özelliklerinden doğu batı doxrultusunda uzanan han
dikdörtgen planlıdır, dışardan kulelerle desteklenmiş formu ile bir
kale görünümü arzetmektedir,plan olarak önde üç bölmeli sahın ve arkada
üç nefli kapalı hol sisteminden ibarettir. Oldukça zengin motiflerle
süslenmiş bu tarihi yapıt aynı zamanda Anadolu Selçuklularının ticari
zenginliğini organizasyon güçlerini ve yüksek kültürlerini günümüze
yansıtmaktadır. Yapıt 2008 yılında il Özel İdaresi tarafından yeniden
restora edilerek turizme kazandırılmıştır.
4- ALİ EKBER TUFAN (Ramazan) ANITI: ığdır merkeze bağlı melekli
beldesindnde bulunan bu anıt 1918 yılında sürmeli çukurunda kurulan
ARAS TÜRK HÜKÜMET’inde milletvekili olarak görev alan Ali Ekber TUFAN
adına yapılmıştır. Anıt ığdır merkezden 3 km uzaklıkta olup görmeye
değer bir yerdir ayrıca anıtın bulunduğu mezarlık arkasında yaklaşık
1500 yıllık eski melekli kabristanınıda koçbaşlı mezar taşları ve diğer
eski kalıntıları da görmeniz mümkündür.
5- KÜLTEPE (URARTU TEPELERİ) : merkeze bağlı melekli kasabası
sınırları içerisinde bulunan bu tarihi mekanda 1913 yılında yapılan
kazılarda bir urartu mezarlığı ortaya çıkarılmış ayrıca bir çok süs
eşyaları, silehlar ve mühürler bulunmuştur. Halk arasında kara kireler
yada ağrının etekleri olarakta adlandırılan bu tepeler aynı zamanda
temiz bir hava solumanın güzel bir manzara seyretmek isteyenlerin
arabayla 10 dakikada gidebileceği bir yerdir.tepeden ağrı dağı
istikametine doğru ilerledikçe dağ lalesi , kekikotu,papatya,nane,kaplunbağa,tavşan,keklik,kurt,yılan,bukalemun,kirpi,ve diğer yabani
hayvanların yanı sıra bir çok oldukça eski tarihi mezarlarada
rastlayabilirsiniz.
6- TARİHİ BABEK MAĞARASI: Mağara ığdır il merkezine 10 km uzaklıkta
Karakoyunlu ilçe sınırlarındadır. mağara iki odalı olup turizim
açısından oldukça önemli ve görmeğe değer bir yerdir. bilindiği Odlar
Yurdu olarak bilinen (Tebriz Bakü Tiflis Erivan Kars) coğrafyada ilkez
bir kültür savaşı başlatan BABEK 832 ci yıllarda islam dini adı
altında arap kültürünü Türklere empoze etmeye çalışanlara karşı bir
savaş başlatmıştır, ve bu savaş 22 yıl defalarca zaferle sonuçlanmıştır
daha sonra abbasilere yenik düşen babek bir müdet aras nehrini geçerek
ağrıdağının kıyısında düz bir ovanın yamacında bulunan bir mağarada
yaşamını sürdürmüştür ve daha sonra afşin tarafından pusuya
düşürülerek yakalanıp samara şehrine halife mutasım huzurunda kolları
bacakları kesildikten sonra 3 kez iğdam edilmiştir.
7- BALAHANA: Iğdır yöresine ait bu yöresel evler halk tarafından
Balahana olarak adlandırılmaktadır, bu ev türlerine ayrıca Tebriz
Nahçivan Maku, Erevan Kars Ardahan bölgelerindede rastlamanız
mümkündür. Günümüz türkçesinde dubleks anlamına gelen bu evler babanın
oğul evlendirmesiyle mevcut evin üst katına bir kat daha eklenmesiyle
oluşmaktadır.
8- BULAKBAŞI: Yöre halkı tarafından Karasu çayı yada ahura mazda
(tanrının bahşettiği kutsal su) suyu olarakta adlandırılan bu mesire
ve piknik yeri ığdırın taşburun nahiyesi sınırları içerisinde yer
almaktadır. Bu çayın çevresi çok güzel doğa manzarası sunmakla beraber,
ayrıca su samuru, güney amerikadan sonra ilk kez bulakbaşında görülen
su maymunu,(koypu) su kaplunbağaları ve zengin kuş ve balık
çeşitleriyle sizleri adeta büyüler. ayrıca burada tatlı su balığıda
avlanmanız mümkündür.
9- GÖKÇELİ ŞEHİT AĞACI: Karakoyunlu ilçesi gökçeli köyünde bulunan
bu tarihi ağaç bir Türk subayı için kendini feda eden ELDENİZ adlı bir
Azerbaycan vatandaşının anısına Türk subayı tarafından diktirilmiştir,
ağaç yöre halkı tarafından kutsal olarak benimsendiği için kesinlikle
bir dal dahi koparılmaz, etrafında kötü söz konuşulm ayrıca ilk bahar
aylarında ağacın gövdesinden yöre halkı tarafından şehit kanı olarak
adlandırılan kırmızı sular akmaktadır.
10- HALIKIŞLAK : Iğdır ili Tuzluca ilçesine yaklaşık 10 km uzaklıkta
olan bu köy ermenistan sınırına oldukça yakın olmakla birlikte eskiden
prinç üretiminin en yoğun olduğu yer olarak bilinmektedir piknik ve
mesire yeri olarak gidebileceğiniz en güzel yerlerden biridir.
11- TUZLUCA MESİRE YERLERİ: Doğu Karadeniz yaylalarını andıran bu
ilçemizde doğal güzelliklere , tabi su kaynaklarına, zengin çiçek
çeşitlerine balık ,yabani hayvan türleri, işlenmiş taş parçaları ve
tarihi kalıntılara rastlamanız mümkündür. bunları Hamurkesen Kelekli,
Çiçekli, Üçkaya(Ekerek) Gaziler Demirsıkan, Tuzluca tuz mağaraları,
Tekaltı dağı, Karataş, köroğlu mağarası ve setterhan tepesi olarak
sıralayabiliriz..
12- DÜNYA DİNLERİNİN ANASI IĞDIR AĞRI DAĞI : Müslüman Hiristiyan
Katolik Zerdüşt Ateşperestlik gibi bir çok dinin ve medeniyetlerin
merkezi olarak bilinen Ağrı Dağı, çeşitli geleneklerde farklı şekilde
adlandırılmıştır. Yakut dilinde “Ağr”, Selçuklu Türkleri’nde “Eğri
Dağ”, bazen de “Ağır Dağ”, İranlı’larda “Kûh-ı Nûh”, Araplar’da Büyük
Ağrı’ya “Cebelü’l-hâris”, Küçük Ağrı’ya ise “Cebelü’l-huveyris”
isimleri verilmiştir. Ermeniler bu dağa “Massis” veya “Masik” derken,
bu dağın dört bir etrafında asırlardan beri yaşayan (Tebriz Maku
Nahçivan Erivan, Kars, Iğdır) gibi eski Azerbaycan Türkleri bu dağa
ER-ARVAT yani dağ çift olduğu için büyüğüne ER (koca) küçüğüne ise
avrat (arvat) karıkoca ismini vermektedirler. Bu nedenlede kutsal
kitaplara ararat yada erarvat olarak geçtiği düşünülen bu dağa Batı
coğrafyacıları “Ararat”demektedir. Ararat adının Nuh söylencesinden
geldiği belirtilir. MÖ Ortadoğu tarihinin en geleneksel kaynağı olarak
kabul edilen ve Musa tarafından yazıldığı ileri sürülen Eski Ahid’in
(Tevrat) beş kitabından ilki olan Tekvin’de Ararat ilk kez şöyle
geçmektedir: “Ve gemi yedinci ayda, ayın on yedinci gününde Ararat
Dağları üzerine oturdu” (8. Bap 4. Ayet). Ağrı Dağı’na Ararat denmesi
de, Tevrat’ta geçen Ararat Dağları’nın Ağrı Dağı ile aynı sayılmasından
kaynaklanmıştır.
13- ZERDÜŞ TAPINAĞI: Ağrı dağı korhan yaylası mevki Ahura buzulu
aşağısında bu tarihi yapıtlara sıkça rastlamanız mümkündür, yapıtlar
hakkında resmi kaynaklarda herhangi bir bilgi belgeye rastlanılmamakta
olup, yöre halkı tarafından eski ateşperest Türklerden kalma zerdüşt
tapınma merkezleri olarak adlandırılmaktadır, ZERDÜŞTLÜK: Dinler
arasında, tek tanrı inanışına yer vermesi bakımından, en dikkat
çekicisi Zerdüştilik 'tir. Bu din, adını kurucusundan alır. Bu dine,
dayandığı tek tanrı Ahura Mazdah 'a nispeten “Mazdeizm” de
denirzerdüştlük dinini kısaca 3 kelimeyle özetlemek mümkündür İyi
düşün, İyi konuş, İyi işler yap. Zerdüştlerin sayısı Bugün 40.000 'ni
İran 100.000 'i Hindistan 'da olmak üzere yaklaşık 200.000 kadar olup
geriye kalan büyük bölümü İngiltere, ABD, Pakistan, Kanada’da
yaşamaktadır. Zerdüşt 'ün doğumu, M.Ö. 570 olarak tahmin edilmektedir.
Zerdüşt, İran dinleri üzerinde önemli bir etki bırakmıştır. Tektanrılı
bir inanç telkin ettiği için onu bir peygamber olarak kabul edenler
bulunduğu gibi, ona bir hakim veya şaman olarak bakanlar da vardır.
Gatha 'lar diye adlandırılan kutsal metinler ona dayandırılır.
Zerdüşt, Yüce Tanrı olarak telkin ettiği Ahura Mazdah ile yakın
irtibatı bulunduğunu ilan etti. Ona göre alemlerde mücadele eden,
İyilik ve Kötülük diye adlandırılan iki asli ruh (ilkine “Spenta
Mainyu”, ikincisine “Angra Mainyu” denilir) var idi. Ahura Mazdah 'ın
bu iki ruhla alakasını bugün pek iyi bilemesek de O, iyilikle
beraberdir. İnsanoğlu, bu iki ruh arasından birini seçmeye mecburdur ve
seçimi onun kaderini etkileyecektir.
14- ARAS NEHRİ: Bölgede en çok kuş türünün barındığı yer olarak
bilinen aras nehri Yörede bu nehirle ilgili çeşitli efsaneler
anlatılmaktadır. kimi yazarlar asırlar boyu tek dili konuşan bu
coğrafyayı tek vucuda benzeterek Aras nehrini ise bu vucudun kan
damarlarına benzetmiştir, kimi şairler onu ayrılıkçı vaist olmakla
suçlamış, kimileride arası birbirinden ayrı düşen halkların göz
yaşlarının oluşturduğu kutsal bir nehir olarak nitelendirmişlerdir.
bölge halkı özelikle culfa nahçivan bölgesinde yaşayan halk her yıl
Nevruz bayramında bu nehrin etrafında toplanarak bayramlaşıp hasret
giderirler,
15- KOÇ BAŞLI MEZARLAR :Hemen hemen Iğdır Ovası''ndaki bütün eski mezarlıklarda bulunan koç başlı mezarlar, Karakoyunlu-lar döneminden kalmadır. Bu mezar taşları yiğit ve kahraman kişiler ile genç yaşta ölen delikanlıların mezarlarına dikilirdi. ığdır mezarlıklarında gördüğümüz bu tarihi mezar taşları ayrıca karakoyunlu melekli taşburun dize cennetabat yaycı küllük hakmehmet kuzeyden kasımcan oba alikamerli amarat necefali kadıkışlak Akyumak gibi küylerimizin yanısıra nahçivan ve tebriz bölgelerinde rastlamak mümkündür.
16- KORHAN METEOR ÇUKURLARI : ığdır il merkezinden
yaklaşık 35 km uzaklıkta Karakoyunlu Korhan yaylası sınırları
içerisinde yer alan bu çukur göktaşının düşmesiyle meydana gelmiş
önemli bir cazibe merkezidir. Çukurun etrafında bir çok işlenmiş
taşlara da rastlamanız mümkündür, zengin doğa manzarasıyla ve dünyanın
hiçbir yerinde rastlayamayacağınız çiçek florasıyla bir renk cümbüşü
olan bu yer aynı anda üç devleti görme ( İran, Nahçivan, Ermenistan)
imkanıda sunuyor sizlere,ayrıca Korhan yaylası eski tarihi orman
aşağısında’ da bulunan iki ayrı meteor çukuru’ da çok dikkat çekicidir.
fotoğraf düşkünleri ve yürüyüşü sevenler içinde ideal bir yerdir.
17- AHURA ÖREN YERİ : Dünya dinlerinin anası olarakta
adlandırılan Ağrı Dağı, eteklerinde bulunan Ahura (Yenidoğan),
günümüzden 2200 yıl önce Artaksiyaslılaf tarafından bir dini ibadet
merkezi olarak kurulmuştur. Ancak; 1840''ta meydana gelen deprem
nedeniyle, dağdan yuvarlanan büyük kayalar ve çamur, köyü örterek yok
etmiştir. Burada, halen eski değirmen taşları su ve sandık tağlarla
birlikte eski bir köy yerleşim mezarlığı bulunmaktadır.
18- IĞDIR ANIT VE MÜZESİ : 01 AĞUSTOS - 1997 tarihinde yapımına
başlanmış ve 05 EKİM 1999 tarihinde açılışı yapılmıştır. 1.3 Hektar
alan üzerine oturtulmuştur. Yerden yüksekliği 43.50 metredir. Halen
Türkiye’nin en yüksek Anıtıdır. Alt kısmı 350 m alanı ile Müze üst
kısımı 5 kılıçtan oluşan Anıttan ibarettir.Anıtın kılıçlarının
granitleri Çin’den, diğer mermer, granit, taş, seramik gibi malzemeler
Türkiye’nin diğer bölgelerinden getirilmiştir.Çanakkaledeki Şehitlik
Anıtı ile, paralellik arz eder. En eski Türk Devletinden
Cumhuriyetimize kadar geçen evre kılıçların kabzalarında tunç döküm
rölyeflerle anlatılmaya çalışılmıştır.Arkasındaki Ağrı Dağı ile bir
tablo oluşturur. Müzede; 1915-1918 tarihleri arasında Bölgede yaşayan
Ermeni vahşetinden geriye kalan ve toplu mezarlardan çıkarılan
belgeler, fotoğraflar ve diğer metaryeller sergilenmektedir.
19- HAKMEHMET ZİYAREGAHI: yine resmi kaynaklarda herhangi bir geniş
bilgiye rastlamamakla birlikte yöre halkı tarafından şemsi berader
(Şemsi tebrizinin kardeşinin mezarı) yada ziyaretgah olarak
adlandırılmaktadır yöre halkı tarafından kutsal mekan olarak bilinen bu
yapıt her yıl muharem ayında aşura günü ziyaret akınına uğramaktadır.
20- GÖDEKLİ KÜMBETİ : Aralık İlçesi’ne 15 km. uzaklıkta, Devlet Üretme
Çiftliği arazisi içerisinde, girişte sağ tarafta eski bir mezarlık
içerisinde yer alan Kümbet, Hacı îbrahim Gödek adına yaptırılmıştır.
Kümbetin Hacı İbrahim Gödek’in kendisi tarafından mı, yoksa öldükten
sonra onun adına mı yaptırıldığı konusunda herhangi bir bilgi
yoktur.Kümbetin iç tarafında yan yana üç mezar bulunmaktadır. Bugün
tahrip olan bu mezarların baş taşlan mevcuttur. Bunlardan girişin
karşısında sağdaki mavi boyalı olup, üzerinde altı satırlık yazı
mevcuttur. Taş iki taraftan bîr şerit içerisinde baklava motifleri ile
ortada yuvarlak kemer altındaki kitabede mezar taşının Kurban kızı
Şerife Gülsüm’e ait olduğu anlaşılmaktadır.
21- NUHUN GEMİSİ: Büyük Tufan’ın ardından Nuh’un gemisinin oturduğu
rivayet edilen Ağrı Dağı korhan yaylasına Greenpeace tarafından inşa
edilen daha sonra ığdır valiliği tarafından ığdır anıt müze bahçesine
taşınan gemi ığdırda görmeye değer yerler arasındadır. NUHUN TÜRBESİ:
Iğdır suveren yokuşu Erhacı kırmızı tepe yakınlarında bulunan ve yöre
halkı tarafından tufandan sonra Hz. Nuh’un üzerinde ilk namaz kıldığı
taş olarak bilinen bu kalıntı üzerine ığdır valiliği tarafından Hz. Nuh
adına bir türbe inşaası düşünülmektedir. Proje gerçekleştiği anda ığdır
inanç turizmi açısından bölenin en önemli cazibe merkezi haline
gelecektir. İREM BAHÇESİ: kutsal kitaplarda belirtildiğine göre adem
ile havvanın birlikte yaşadığı irem bahçesi ağrı dağının kuzeyinde aras
ırmağı vadisinde bir yerdedir. Bu rivayetlerden yola çıkarak ığdır
valiliği ve belediyesince hakveyis mahalesinde bulunan botanik göl
etrafında sembolik olarak irem bahçesinin inşaası başlatılmış olup
projenin %40 tamamlanmış ve mali yetersizlikten dolayı bekletilmektedir
. MÖ. Ortadoğu tarihinin en geleneksel kaynağı olarak kabul edilen
ve Musa tarafından yazıldığı ileri sürülen Eski Ahid’in (Tevrat) beş
kitabından ilki olan Tekvin’de Ararat ilk kez şöyle geçmektedir: “Ve
gemi yedinci ayda, ayın on yedinci gününde Ararat Dağları üzerine
oturdu” (8. Bap 4. Ayet). Ağrı Dağı’na Ararat denmesi de, Tevrat’ta
geçen Ararat Dağları’nın Ağrı Dağı ile aynı sayılmasından
kaynaklanmıştır.
22- ERHACI AÇIK HAVA MÜZESİ
Aşağı Erhacı köyünde bulunan bu tarihi alan Iğdırın en önemli tarihi
mekanlarından sayılmakta olup köy ortasında adeta bir höyük tepeyi
andırmaktadır, bu tepenin ortasında ilginç bir tarihi mağara ve dört
bir etrafında eski yazılarla işlenmiş kaya mezarlar, koçbaşlı mezar
taşları, ve bir çok ilginç motiflerle süslenmiş kaya parçaları
mevcuttur, Nuh tepesi olarak adlandırılan bu tepe aynı zamanda yöre
halkı tarafından ziyaretgah olarakta kabul edilmektedir, yöre
halkından alınan bilgilere göre Hz. Nuh’un gemisinin karaya oturduktan
sonra ilk kurbanı burada kestiğine inanılmakta ve hala günümüze kadar
burada kurbanlar kesilip adaklar yapılmaktadır.
23- DİNAZOR TEPESİ (URUSUN BUCAĞI)
Melekli Beldesinde bulunan bu ilginç kalıntı yöre halkınca urus’un
bucağı yada dinazor tepe ismiyle anılan mevkide bulunmaktadır. Yöre
halkı tarafından kaya dinazorla ilgili bir çok efsaneler
anlatılmaktadır. Söylenceye göre urus’ un bucağı mevkide APATOSAURUS
türünden bir dinazor yaşarmış ve yörede yaşayan insanlar buna kısacası
urus dermiş. urus un bucağı mevkisi isminide bu dinazorun uzantısından
almış, dinazor otçul ve zararsız ve yöre halkı tarafından çok
sevilirmiş, Ağrı Dağının patlaması sonucu Apatosaurus püsküren lavlar
altında kalarak taşlaşarak fosil haline gelmiş. Günümüzde aynı mevkide
apatosaurus soyundan geldiğine inanılan iri kertenkele türleride
mevcuttur. Taş dinazor etrafında bozulmamış doğal manzarasının yanı
sıra çevre düzenlemesi yapıldığı taktirde ığdırın en önemli turizm
cazibe merkezi haline gelecektir.
Apatosaurus: (anlamı: aldatıcı kertenkele) Jura döneminin sonunda,
yani günümüzden 140 milyon yılı aşkın süre önce yaşadığı
söylenmektedir otçul dev boyutlu dinazor türü.
Dinazorlarla ilgili pek çok filmde ve kitapta kullanıldığı adıyla
Brontosaurus da denen bu dev boyutlu dinazora, paleontoloji uzmanları,
Apatosaurus adını vermişlerdir.
25- TAŞBURUN KERBELAYİ İSMAİL ANITI VE AÇIK HAVA MÜZESİ: Karakoyunlu ilçesi Taşburun Nahiyesinde bulunan bu yapıt yakın zamanda Azerbaycan konsolosluğu tarafından, yaptığı kahramanlıklarla tarih sayfalarında adından söz ettiren Kerbelayi İsmail adıyla tanınmış ünlü halk kahramanının mezarı üzerine yapılmıştır. Anıt Iğdır il merkezine 20 km uzaklıkta olup bölge tarihi açısından önemli bir statüye sahiptir.
26- MELEKLİ AÇIK HAVA MÜZESİ: Arkeologların yaptıkları kazılar sonucunda ortaya çıkarılan buluntuların ve kapalı mekanlarda sergilenmesi mümkün olmayan yapıt ve kalıntıların açık alanda sergilenmesidir. Örneğin Karakoyunlu açık hava müzesi.. melekli ve çevresindeki özelikle eski mezarlıklarda bulunan koçbaşlı ve diğer mezar taşları melekli asfalt üstünde bulunan mezarlığın bir köşesinde koruma altına alınarak hem tarimiz korunarak hemde müze haline getirilerek ığdır turizmine kazandırılabilir, konuyla ilgili tespit çalışmalarını ığdır Akud ekibi 2006 tarihinde yapmıştır bilgi alınması mümkündür.
Yorumlar
Kalan Karakter: