Yöremiz insanlarının bir çoğunun dedelerinin yaşadıkları, doğum yerleri olan, sonra sürgün edilen halktan bir şairin İrevan/Revan vatanımıza sitemli dörtlüğü ile başladı şiir dünyasında gezintimiz.
Iğdırımızın gurbetteki şairlerinden Orta Alican köyümüzden Şair Ayaz Erdem’i İzmirden geldiği ve evime misafir olduğu için mutlu olmuş, hatta güzel sohbetini dinleyeceğimiz için heyecanlanmıştık. Beklenen an geldi ve Şair H. Ayaz Erdem, Yazar Fahrettin Masum Budak ve oğlu Oğün Erdem evimize buyurdular. Rahmetli Babam Şair Salih Şıktaş’ın samimi dostu idi aynı zamanda
Bahçemizde çay - kahvaltı sohbetimizde misafir ettiğimiz konuklarımızdan 1940 Iğdır doğumlu Şair Ayaz Erdem (mahlası Ayazi) 3 yaşında annesini kaybeder. Annesinin mezarına gittinde, “dedim ana seni görmeyen oğlun gelmiş ziyaretine” (göz yaşlarını tutamayarak) duygu seliyle hatırlamadığı annesini ziyaret ettiğini belirtti. Babası yaşar fakat son zamanlarında gözlerini kaybeder. Şöyle dermiş; “o günden kork ki ölüm isdiyesen Allah vermiye”. Sonra üç kardeşinden ağabeyisini, ablasını, üvey annesini ve ilk eşini kaybettiğini anlattı. En acı hatırası ise tüm yazdığı şiirlerini evine giren hırsızın alıp götürmesi olmuş. Almanya’ya gitmiş fakat yüreği sılada olduğundan sıla hasretiyle şiirler yazmaya başlamış. Şiire ilkokul çağlarında başlamış ve ilk şiir kitabını Almanya’da yakın dostu, köylüsü, akrabası araştırmacı yazar rahmetli Nizamettin Onk’un editörlüğü ile çıkarmıştı. En son şiir kitabı ise “Zaman Beni Tanımadı” oldu.
Yöremizde yaşamış şairlerden, halk ozanlarından bir çoğunun şiirlerini, türkülerini sinesinde yaşattığını belirten Şair Ayazi örnekler vererek duygulu sohbete devam etti.
Iğdırlı Şair Abbas’ın Panik (Özdemir) köyünde değirmende söylediği ve un öğütüldüğü değirmenci için söylediği sitem dolu şiiri. Rahmetli Şair Abbas şöyle demiş;
Değirmenin dalı daşdı
Su geldi navdanı aşdı
Mahna goyur denin yaşdı
Yemiyesen deyirmançı
&&&
Eziz gonağ varid olsa gapına
Sen ona eyleme dar aşnalığı
Can isdese esirgeme başını
Dost dosttan eylemez ser aşnalığıMüseyip Zeyem’in “Durur mu?” adlı vatan şiiri de hasretlik duygusuyla dolu;
Vatan diyarınnan gelen durnalar
Deyin görüm bizim eller dururmu?
Çiçekli çimenli yeşil ovalar
Bülbülün gonduğu güller dururmu?Varmı gene orda o hanımannar
At üsde gezerdi tezze cavannar
Varmı orda gene eski irfannar
Emir veren keskin diller dururmu?Sizde gettiniz mi Zeyem eline
Kür üsdüne yada ceylan çölüne
Dönüpde baxdınmı Göyçe gölüne
Yaşıl baş sonalı göller dururmu?
Müseyip ZeyemAğbulağ’a göç eyleyen ve sevdiğini bekleyen bir kızın emmioğluna yazdığı şiir;
Ay emoğlu heç mennen utanmadın
Üç ay keçdi bu yaylağa gelmedin
Yüz bin minnet ile bir göç eyledim
Yendim geldim Ağbulağ’a gelmedinMen seni sevirem hamıdan eziz
Sen meni sahlaynan gapında keniz
Bir can beslemişem gül kimi temiz
Zalım oğlu kef damağa gelmedinMenim adım Hamayıldı hümaye
Sinem benzer hem ulduza hem aya
Axırda emeği eyledin zaye
Zalım oğlu bir görmeye gelmedinHalk hikayelerinin çoğunun aşıkların yarattığına dikkat çeken Şair Ayazi, Kerem ile Aslı hakkında yazılmış bir şiiri de nakletti sohbetimizde;
Aslı;
Kerem senin ağlın, fikrin olsaydı
Öz yerinde sultanıdın xan ıdın
Düşmez idin men tersenin dalına
Gence gözellerin birin alırdın
Kerem
Gözel Aslı bir minnetim var sana
Men yazığın bedesala çağıdı
Sende olsa bu aşkımın zerresi
Menden beter ateş alıp yanardınXesde Hasan şiiri;
Yer altında gızıl öküz rüzgar üstündedi,
Bu dünyanın dört köşesi bir şahmar üstündedir
Ağam Ali, Hasan, Hüseyin şefaatçi ya Resul
Ol Huda’nın bir nişanı Peygamber üstündedirHak talanın çok malı var onu da verip deliye
Çok malın çok cefası var onun için vermir veliye
Hak talaki aslanım dedi elini çaldı Eli’ye
Heç kafire boyun eymez Zülfikar üstündedirXesde Hesen bu sözleri söylüyüpdü nasihat
Galxanda sen zikir eyle, yatanda da vesiyet
İnsandan merhemet galxıp, heyvanattan xesiyet
Doğup günüm geçip sındım ixdiyarlık üstümdedirKağızmanlı Hıfzı’dan;
Sefil baykuş ne gezersen bu yerde
Yok mudur vatanın ellerin hani
Küsmüş müsün selamımı almadın
Şeyda bülbül şirin dillerin hani
Aşık Deryami Şavşatlı olup uzun yıllar Iğdır’da yaşadı ve sonra Adapazarına gitti. Sakarya valisi gelir ziyaretine ve başlar yol yapma başarısını metetmeye. Aşık Deyami konteynır gibi bir yerde yaşamaktadır. Derki; “Vali bey Sakarya’yı gül yaptırsan bana ne, ben arabada yatıp kalkıyorum”
Deryami yanan ağlar
Od tutar yanan ağlar
İki baş bir yastıkta
Evvel uyanan ağlarAzerbaycanlı şairlerden şiirlerle devam eden sohbette ilerleyen saati fark etmemekteydik. Bazen gözleri bulut gibi dolu dolu yağmaya müsait Şairimiz bizleri de kendi alemine sürükleyip, duygu selinde sürüklemekteydi.
Son olarak Şair Ayazi’nin Köyüme Götürün şiiri ile bitirelim;
Köyüme Götürün
Ben köyümün hasretini çekirem
Ben ölünce öz köyüme götürün
Boynum büküp göz yaşımı dökürem
Ben ölünce öz köyüme götürünBenim bu arzumu boşa yormayın
El aleme hiç kimseden sormayın
Mezarımı gurbet elde goymayın
Ben ölünce öz köyüme götürünKimse gelip beni aramaz burda
Ömür geçti hasret kaldım o yurda
Babamın anamın mezarı orda
Ben ölünce öz köyüme götürünMezar yeri için bir pilan çizin
Mezarı anamın yanında kazın
Oğlun geldi deyin taşına yazın
Ben ölünce öz köyüme götürünHasret çekiyorum kalbim yanıyor
Ah ettikçe ciğerlerim kanıyor
O köyümde herkes beni tanıyor
Ben ölünce öz köyüme götürünBu dünyadan tükenirse kısmetim
Köyüme gitmektir benim niyetim
AYAZ’ım budur size vesiyetim
Ben ölünce öz köyüme götürün
Beni alın ALiCAN’a götürün
Ayaz ErdemHaber Merkezi
Iğdırımızın gurbetteki şairlerinden Orta Alican köyümüzden Şair Ayaz Erdem’i İzmirden geldiği ve evime misafir olduğu için mutlu olmuş, hatta güzel sohbetini dinleyeceğimiz için heyecanlanmıştık. Beklenen an geldi ve Şair H. Ayaz Erdem, Yazar Fahrettin Masum Budak ve oğlu Oğün Erdem evimize buyurdular. Rahmetli Babam Şair Salih Şıktaş’ın samimi dostu idi aynı zamanda
Bahçemizde çay - kahvaltı sohbetimizde misafir ettiğimiz konuklarımızdan 1940 Iğdır doğumlu Şair Ayaz Erdem (mahlası Ayazi) 3 yaşında annesini kaybeder. Annesinin mezarına gittinde, “dedim ana seni görmeyen oğlun gelmiş ziyaretine” (göz yaşlarını tutamayarak) duygu seliyle hatırlamadığı annesini ziyaret ettiğini belirtti. Babası yaşar fakat son zamanlarında gözlerini kaybeder. Şöyle dermiş; “o günden kork ki ölüm isdiyesen Allah vermiye”. Sonra üç kardeşinden ağabeyisini, ablasını, üvey annesini ve ilk eşini kaybettiğini anlattı. En acı hatırası ise tüm yazdığı şiirlerini evine giren hırsızın alıp götürmesi olmuş. Almanya’ya gitmiş fakat yüreği sılada olduğundan sıla hasretiyle şiirler yazmaya başlamış. Şiire ilkokul çağlarında başlamış ve ilk şiir kitabını Almanya’da yakın dostu, köylüsü, akrabası araştırmacı yazar rahmetli Nizamettin Onk’un editörlüğü ile çıkarmıştı. En son şiir kitabı ise “Zaman Beni Tanımadı” oldu.
Yöremizde yaşamış şairlerden, halk ozanlarından bir çoğunun şiirlerini, türkülerini sinesinde yaşattığını belirten Şair Ayazi örnekler vererek duygulu sohbete devam etti.
Iğdırlı Şair Abbas’ın Panik (Özdemir) köyünde değirmende söylediği ve un öğütüldüğü değirmenci için söylediği sitem dolu şiiri. Rahmetli Şair Abbas şöyle demiş;
Değirmenin dalı daşdı
Su geldi navdanı aşdı
Mahna goyur denin yaşdı
Yemiyesen deyirmançı
&&&
Eziz gonağ varid olsa gapına
Sen ona eyleme dar aşnalığı
Can isdese esirgeme başını
Dost dosttan eylemez ser aşnalığıMüseyip Zeyem’in “Durur mu?” adlı vatan şiiri de hasretlik duygusuyla dolu;
Vatan diyarınnan gelen durnalar
Deyin görüm bizim eller dururmu?
Çiçekli çimenli yeşil ovalar
Bülbülün gonduğu güller dururmu?Varmı gene orda o hanımannar
At üsde gezerdi tezze cavannar
Varmı orda gene eski irfannar
Emir veren keskin diller dururmu?Sizde gettiniz mi Zeyem eline
Kür üsdüne yada ceylan çölüne
Dönüpde baxdınmı Göyçe gölüne
Yaşıl baş sonalı göller dururmu?
Müseyip ZeyemAğbulağ’a göç eyleyen ve sevdiğini bekleyen bir kızın emmioğluna yazdığı şiir;
Ay emoğlu heç mennen utanmadın
Üç ay keçdi bu yaylağa gelmedin
Yüz bin minnet ile bir göç eyledim
Yendim geldim Ağbulağ’a gelmedinMen seni sevirem hamıdan eziz
Sen meni sahlaynan gapında keniz
Bir can beslemişem gül kimi temiz
Zalım oğlu kef damağa gelmedinMenim adım Hamayıldı hümaye
Sinem benzer hem ulduza hem aya
Axırda emeği eyledin zaye
Zalım oğlu bir görmeye gelmedinHalk hikayelerinin çoğunun aşıkların yarattığına dikkat çeken Şair Ayazi, Kerem ile Aslı hakkında yazılmış bir şiiri de nakletti sohbetimizde;
Aslı;
Kerem senin ağlın, fikrin olsaydı
Öz yerinde sultanıdın xan ıdın
Düşmez idin men tersenin dalına
Gence gözellerin birin alırdın
Kerem
Gözel Aslı bir minnetim var sana
Men yazığın bedesala çağıdı
Sende olsa bu aşkımın zerresi
Menden beter ateş alıp yanardınXesde Hasan şiiri;
Yer altında gızıl öküz rüzgar üstündedi,
Bu dünyanın dört köşesi bir şahmar üstündedir
Ağam Ali, Hasan, Hüseyin şefaatçi ya Resul
Ol Huda’nın bir nişanı Peygamber üstündedirHak talanın çok malı var onu da verip deliye
Çok malın çok cefası var onun için vermir veliye
Hak talaki aslanım dedi elini çaldı Eli’ye
Heç kafire boyun eymez Zülfikar üstündedirXesde Hesen bu sözleri söylüyüpdü nasihat
Galxanda sen zikir eyle, yatanda da vesiyet
İnsandan merhemet galxıp, heyvanattan xesiyet
Doğup günüm geçip sındım ixdiyarlık üstümdedirKağızmanlı Hıfzı’dan;
Sefil baykuş ne gezersen bu yerde
Yok mudur vatanın ellerin hani
Küsmüş müsün selamımı almadın
Şeyda bülbül şirin dillerin hani
Aşık Deryami Şavşatlı olup uzun yıllar Iğdır’da yaşadı ve sonra Adapazarına gitti. Sakarya valisi gelir ziyaretine ve başlar yol yapma başarısını metetmeye. Aşık Deyami konteynır gibi bir yerde yaşamaktadır. Derki; “Vali bey Sakarya’yı gül yaptırsan bana ne, ben arabada yatıp kalkıyorum”
Deryami yanan ağlar
Od tutar yanan ağlar
İki baş bir yastıkta
Evvel uyanan ağlarAzerbaycanlı şairlerden şiirlerle devam eden sohbette ilerleyen saati fark etmemekteydik. Bazen gözleri bulut gibi dolu dolu yağmaya müsait Şairimiz bizleri de kendi alemine sürükleyip, duygu selinde sürüklemekteydi.
Son olarak Şair Ayazi’nin Köyüme Götürün şiiri ile bitirelim;
Köyüme Götürün
Ben köyümün hasretini çekirem
Ben ölünce öz köyüme götürün
Boynum büküp göz yaşımı dökürem
Ben ölünce öz köyüme götürünBenim bu arzumu boşa yormayın
El aleme hiç kimseden sormayın
Mezarımı gurbet elde goymayın
Ben ölünce öz köyüme götürünKimse gelip beni aramaz burda
Ömür geçti hasret kaldım o yurda
Babamın anamın mezarı orda
Ben ölünce öz köyüme götürünMezar yeri için bir pilan çizin
Mezarı anamın yanında kazın
Oğlun geldi deyin taşına yazın
Ben ölünce öz köyüme götürünHasret çekiyorum kalbim yanıyor
Ah ettikçe ciğerlerim kanıyor
O köyümde herkes beni tanıyor
Ben ölünce öz köyüme götürünBu dünyadan tükenirse kısmetim
Köyüme gitmektir benim niyetim
AYAZ’ım budur size vesiyetim
Ben ölünce öz köyüme götürün
Beni alın ALiCAN’a götürün
Ayaz ErdemHaber Merkezi