İhhnın Gezici Aşevi Iğdırda 1500 Kişiye Yemek Verdi

                    Atatürk caddesi Zübeyde hanım Bulvarında kurulan iftar masaları gezici aşevinden verilen yemeklerle Iğdırlılar iftarlarını açtılar.

                   Iğdır da İHH İnsani Yardım Vakfının düzenlemiş olduğu 1500 kişilik iftar yemeğinde Iğdır İHH İnsani Yardım Derneği Başkanı Hikmet Ulaş şu açıklamayı yaptı: İHH dünyanın dört bir yanında yoksul, kimsesiz ve yardıma muhtaç binlerce insana kucak açıyor. Yetim sponsorluğu, yetimhaneler, katarakt ve içme suyu kuyuları gibi birçok alanda faaliyetlerini yoğun bir şekilde devam ettiriyor.

                    Öncelikle böylesine güçlü ve halkın teveccühünü kazanmış bir kurumun içerisinde yer almaktan ve Iğdır temsilciliğini yürütmekten yönetim kurulu adına onur duyuyorum. Ramazanlar malumunuz manevi havanın daha üst düzeyde soluklandığı, insanların normal zamanlara kıyasla daha cömert davrandıkları, yardımsever oldukları, başkaları ile paylaşmanın önemini daha iyi kavradıkları, bundan dolayı da ellerinde avuçlarında olanları yoksullarla, zayıflarla, güçsüzlerle, akrabalarla, fakirlerle paylaştıkları zamanlardır.Mübarek Ramazan ayını sevgi ve kardeşlik, birlik ve bütünlük içerisinde hep beraber eda etmeye gayret ediyoruz. "Ramazan ayı bereketin ve rahmetin sembolü olduğu kadar, sevgi ve kardeşliğinde bir nişanesidir. Bu mübarek ayda bizlerden dua ve yardım bekleyen Suriye, Mısır, Arakan, Gazze, Doğu Türkistan ve zulüm altında olan tüm insanlığı ve Müslüman kardeşlerimizi elbette unutmamamız gerekmektedir. Buralarda insanlar sefil ve sürgün bir hayata mecbur kalmış, her gün onlarca insan hayatını kaybetmektedir. Bu kardeşlerimize yardım elimizi uzatalım. Dünyanın birçok ülkesinde, bu durumdaki insanlara yardımlarınızı ulaştırmayı ibadet bilen dernek ve vakıflarımıza gücümüz yettiğince katkıda bulunalım. İnsana, insanlık için yardımı bu mübarek ay ve günlerin hürmetine şiar haline getirelim. Birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışan nifak odaklarına fırsat vermeyelim. Ne kadar büyük bir nimetin içindeyiz. Allah ne kadar büyük bir nimet vermiş bizlere. Gözlerimizi kapatıp Afrika'da yaşadığımızı düşünelim. Soframızda buz gibi sularla ve benzeri içeceklerle iftarımızı açıyoruz. Bırakın buz gibi suyu, ellerimizi yıkayamayacağımız kirlilikteki sulara ulaşmak için saatlerce yürümek zorunda kalmış ve çocuklarımızın sofrasına bu içilemeyecek derecede kirli suyu koymuş bir anne baba olduğumuzu düşünelim. Basit bir ameliyat olmasına rağmen, Somali'de Nijer'de doktor olamadığı için katarakt hastalığından dolayı yaşamımızı görmeden devam ettirdiğimizi ve gözlerimizi hiç açamayacağımızı düşünelim. Düşünelim ondan sonra hep beraber şükredelim.Sonra bugün en büyük sıkıntıların yaşandığı Hama'da yaşadığımızı düşünelim Bombaların üzerimize düştüğünü, seslerinden çocuklarımızın ne kadar korktuklarını düşünelim. O bombaların evimize düştüğünü, yakınlarımızı, çoluk çocuğumuzu kanlar içinde gördüğümüzü düşünelim. Burada Gözlerimizi açıp şükredelim. Ama olay o kadar bize yakın ki o göz açıp kapayıncaya kadar yakın.”