Kamu Hastaneler Birliği Şeffaflıktan Uzaklaşıyor

Bu şeffaflık, gerek kamu vicdanının zedelenmemesi ve gerekse devlet bütçesinin zarar görmemesi açısından hayati önem taşımaktadır. Fakat ne yazıkki bazen kurumlarda da şaibeler olabilmektedir. Yapılan ihalelerde ve alımlarda şaibe olması veyahut şeffat olunmaması ne yazıkki kurumları ve yöneticileri zan altında bırakabilir.
            Iğdırlı vatandaşlardan ve esnaftan gazetemize gelen bilgiler doğrultusunda belirtmek isterimki Iğdır Kamu Hastaneler Birliği Sekreterliği’nin yapmış olduğu ihalelerde ve hizmet alımlarında şaibeler dillendirilmektedir. Gelen iddialar, kurumun sürekli aynı firmalardan hizmet alımları yaptığı ve sürekli olarak aynı firmalara ödemeler gerçekleştirdiği yönündedir.
            Bizzat şahsımın da şahit olduğu bir diğer durumu da sizlerle paylaşmak istiyorum:
            Sürekli ödeme yapılan firmaların dışında herhangi bir firma ihaleye girdiğinde ve ihalenin kendisine kalması sonucunda bizzat Iğdır Kamu Hastaneler Birliği Sekreteri tarafından bazı bahaneler üretilerek ihaleler iptal edilmektedir. Halbuki devletin zarara uğratılmaması açısından ihalenin kimde kaldığı değil aksine verilen teklif önemlidir. Genel Sekreterin ihaleler aşamasında sürekli olarak neden böyle bir yol izlediği de düşündürücüdür.
            Şayet tüm bu iddialar doğru ise Iğdır Kamu Hastaneler Birliği’nde büyük haksızlıklar yapılmakta ve bazı kişi veya şirketler büyük rantlar elde etmektedir. Son derece vahim olan bu iddialar karşısında gerekli denetim mekanizmalarının ivedilikle çalıştırılması, Kamu Hastaneler Birliğinin de yararına olacaktır. Ayrıca; ilgili kurumun yapmış olduğu ihalelerin incelenmesi, hangi firmalara ne sıklıkla ödemeler yapıldığının belirlenmesi ve eğer iddialar doğru ise neden sürekli aynı firmalar ile çalışıldığının sorgulanması gerekmektedir.
            Iğdır’daki yetkili bir devlet mercii tarafından bir an önce bir müfettiş görevlendirilmesi, Iğdır Kamu Hastaneler Birliği’nin zan altında kalmaması için de en önemli sebeptir. Çünkü malumunuz olduğu üzere devletin zarara uğratılması, kamu yararının gözetilmemesi ve vatandaşın devlete olan güveninin sarsılmaması için bu iddialar göz ardı edilmemelidir. OSMAN TOKA