İmza törenine ABD,Rusya ve Fransa dışişleri bakanları da katılarak
destek verdiler. Bu ülkelerin asıl işi Minsk grubu adı altında
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Karabağ sorununu çözmek, daha
açık bir deyişle Ermenistan’ın yayılmacı emellerinin bir sonucu
olan,Karabağ’ın işgaline son verip toprakları Azerbaycan'a iade
etmek.Ancak Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'in de açıkladığı gibi bu
konuda şu ana kadar hiçbir gelişme yok.
Minsk grubunun,asıl görevini yerine getirmek yerine Türkiye-Ermenistan ilişkilerine yoğunlaşması ve Türkiye'ye ABD'nin yaptığı baskılarla bu protokolün imzalanması;demokrasi ve insan hakları konularında çok hassas olduklarını söyleyenlerin,Azerbaycan topraklarının işgalinden ve bir milyon insanın topraklarından sökülüp atılmasından rahatsız olmadıklarını,asıl amacın Ermenistan üzerindeki baskıyı hafifleterek bu işgali kalıcı hale getirmek olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Protokollerin açıklandığı gün televizyonlarımızda konuyu tartışanların olayı bir bayram havası içinde vermeleri, Türkiye Ermenilerinin yanı sıra Erivan’a bağlanarak onların da görüşlerinin alınması,çağrılan Türk konukların ise kendi ülkelerini ve halkını değil,Ermenilerin hak ve menfaatlerini kollamaları dikkat çekiciydi.Hele içlerinden bilim adı titriyle konuşan bazılarının ''biz Azerilere değil,Ermenilere yakınız.Ermenilerle içli dışlıyız,Azerbaycan bizi ilgilendirmez oralarda demokrasi yok hem petrolü de silah olarak kullanıyorlar.'' biçimindeki sözleri kamuoyunun tepkisine yol açmıştır.
Erivan da gerçekleşen futbol maçı sırasında Milli Marşımızın ıslıklanması Cumhurbaşkanımızın yuhalanması Türkiye'ye kin kusan sözler, oradaki Türk gazeteciler tarafından değil,yabancı basın tarafından dünyaya duyurulmuştur. Aramızdaki sınırı çizen Nahcivan' ın statüsüne Türkiye'nin garantörlüğünü sağlayan 1921 Kars antlaşmasını kabul ettiğini açıklamayı reddeden Ermenistan Cumhurbaşkanı;sanki bu protokolle büyük bir taviz vermiş gibi diasporaya yaptığı gezilerde tümüyle mizansene dayalı protestolarla karşılaşmıştır.
Bunun sonucu olarak Karabağ'dan çekilmelerinin dünya Ermenilerini ayağa kaldıracağı ve sözüm ona barışçı yönetimin devrileceği yalanı dünyaya yutturulmaya çalışılmıştır.
Bursa'da yapılacak Türkiye-Ermenistan milli maçı için daha şimdiden sıkı tedbirler alınmaya başlanmış,tribün liderleriyle röportajlar yapılarak aba,altından sopa gösterilerek aleyhte tezahürata fırsat verilmeyeceği,stada Azerbaycan bayrağı ile girişin yasaklanacağı bu yasaklara uymayanlara ağır cezalar verileceği ilan edilmiştir.
Anayasasında Doğu Anadolu topraklarından ''Batı Ermenistan''diye söz eden, Ağrı dağını Ermenistan’ın simgesi olarak kabul eden,sözde soykırım iddiasından vazgeçmeyeceğini açıklayan Ermenistan’ın bütün bunlara rağmen,dünyaya yaydığı ''mazlum Ermeni'' profili ne yazık ki ülkemizde özellikle bazı aydınları da etkilemiştir.TADEF olarak bu durumu büyük bir endişe ve üzüntü ile izlemekteyiz.Ancak Türk kamuoyu nun geçmişte olduğu gibi bugün de bu tür oyunları bozacak ve etkisiz hale getirecek ulusal bilince sahip olduğuna şüphemiz yoktur.
Federasyon olarak Türk halkını uyanık olmaya,tarihte de emperyalizmin uşağı ve maşası rolünü oynamaya alışmış Ermenistan konusunda yaratılmak istenen suni sempatiye tepki vermeye çağırıyoruz. Baku’ye kadar gidip ''Karabağ sorunu çözülmedikçe,bu kapılar açılmayacaktır.'' diyenlerin,bu sözü Türk milleti adına verdiklerini ve bu milletin,bu sözün takipçisi olacağını buradan ilan ediyoruz. Yaşasın Türkiye-Azerbaycan kardeşliği!
Minsk grubunun,asıl görevini yerine getirmek yerine Türkiye-Ermenistan ilişkilerine yoğunlaşması ve Türkiye'ye ABD'nin yaptığı baskılarla bu protokolün imzalanması;demokrasi ve insan hakları konularında çok hassas olduklarını söyleyenlerin,Azerbaycan topraklarının işgalinden ve bir milyon insanın topraklarından sökülüp atılmasından rahatsız olmadıklarını,asıl amacın Ermenistan üzerindeki baskıyı hafifleterek bu işgali kalıcı hale getirmek olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Protokollerin açıklandığı gün televizyonlarımızda konuyu tartışanların olayı bir bayram havası içinde vermeleri, Türkiye Ermenilerinin yanı sıra Erivan’a bağlanarak onların da görüşlerinin alınması,çağrılan Türk konukların ise kendi ülkelerini ve halkını değil,Ermenilerin hak ve menfaatlerini kollamaları dikkat çekiciydi.Hele içlerinden bilim adı titriyle konuşan bazılarının ''biz Azerilere değil,Ermenilere yakınız.Ermenilerle içli dışlıyız,Azerbaycan bizi ilgilendirmez oralarda demokrasi yok hem petrolü de silah olarak kullanıyorlar.'' biçimindeki sözleri kamuoyunun tepkisine yol açmıştır.
Erivan da gerçekleşen futbol maçı sırasında Milli Marşımızın ıslıklanması Cumhurbaşkanımızın yuhalanması Türkiye'ye kin kusan sözler, oradaki Türk gazeteciler tarafından değil,yabancı basın tarafından dünyaya duyurulmuştur. Aramızdaki sınırı çizen Nahcivan' ın statüsüne Türkiye'nin garantörlüğünü sağlayan 1921 Kars antlaşmasını kabul ettiğini açıklamayı reddeden Ermenistan Cumhurbaşkanı;sanki bu protokolle büyük bir taviz vermiş gibi diasporaya yaptığı gezilerde tümüyle mizansene dayalı protestolarla karşılaşmıştır.
Bunun sonucu olarak Karabağ'dan çekilmelerinin dünya Ermenilerini ayağa kaldıracağı ve sözüm ona barışçı yönetimin devrileceği yalanı dünyaya yutturulmaya çalışılmıştır.
Bursa'da yapılacak Türkiye-Ermenistan milli maçı için daha şimdiden sıkı tedbirler alınmaya başlanmış,tribün liderleriyle röportajlar yapılarak aba,altından sopa gösterilerek aleyhte tezahürata fırsat verilmeyeceği,stada Azerbaycan bayrağı ile girişin yasaklanacağı bu yasaklara uymayanlara ağır cezalar verileceği ilan edilmiştir.
Anayasasında Doğu Anadolu topraklarından ''Batı Ermenistan''diye söz eden, Ağrı dağını Ermenistan’ın simgesi olarak kabul eden,sözde soykırım iddiasından vazgeçmeyeceğini açıklayan Ermenistan’ın bütün bunlara rağmen,dünyaya yaydığı ''mazlum Ermeni'' profili ne yazık ki ülkemizde özellikle bazı aydınları da etkilemiştir.TADEF olarak bu durumu büyük bir endişe ve üzüntü ile izlemekteyiz.Ancak Türk kamuoyu nun geçmişte olduğu gibi bugün de bu tür oyunları bozacak ve etkisiz hale getirecek ulusal bilince sahip olduğuna şüphemiz yoktur.
Federasyon olarak Türk halkını uyanık olmaya,tarihte de emperyalizmin uşağı ve maşası rolünü oynamaya alışmış Ermenistan konusunda yaratılmak istenen suni sempatiye tepki vermeye çağırıyoruz. Baku’ye kadar gidip ''Karabağ sorunu çözülmedikçe,bu kapılar açılmayacaktır.'' diyenlerin,bu sözü Türk milleti adına verdiklerini ve bu milletin,bu sözün takipçisi olacağını buradan ilan ediyoruz. Yaşasın Türkiye-Azerbaycan kardeşliği!