Kalabalık bir vatandaş topluluğunun katıldığı toplantı Kuran-ı
Kerim okunması ile başladı, ardından konuşan Tayder Iğdır şubesi üyesi
Ali Kıran yaptığı konuşmada, ”İslam dünyasının bağrına saplanan ve
halada saplı duran, ilk kıblemiz, kutsal mekanımız Mescüdül Aksa’nın ve
onun bulunduğu Kudüs’ümüz işgal, Filistinlilere uygulanan zülüm, devam
ediyor. Diğer bir kanayan yaramız ise Ermenilerin Azerbaycan’ın Karabağ
bölgesinde uyguladığı vahşettir.sadece Hocalı’da sergilenen vahşet arşı
bile titretmiştir.ve bu mazlum İslam beldeleri yıllardır işgal altında
inlemektedir. Biz bu İslam beldelerine ses vermek onları hatırlamak
için Ramazan ayının son Cuma gününü “Kudüs günü“ olarak ilan eden
İslam alimi İmam Humeyni’nin çağrısına uyarak bu günü hazırladık” dedi.
Mavi Marmara gemisi mağdurlarından olan ve Konya’dan programa gelen Latif Selvi ‘de Marmara gemisinde İsraillilerin yaptıkları saldırıyı anlatarak şunları söyledi: ”İsrailler korkak insanlar karşı karşıya yüz yüze gelebilecek cesaretleri olmayan insanlardır. Bize saldıran birkaç İsrailli askeri esir aldık tir tir korkudan titriyorlardı. Savaş kazanamayan bu insanlar maalesef savaşı masada kazanıyorlar.Marmara gemisi ile Filistin’e yardım götürürken İsrail’in saldırısına uğradık. Arkadaşlarımız “0h-ah “ bile demeden huzur içinde şehit oldular. İsrail askerleri ilk önce gemilere giremediler cesaret edemediler. Ardından Türk devletinin kararlı tutumu ile İsrail bizleri mahkeme edip serbest bıraktı. Yoksa günlerce hapishanelerde işkenceye maruz kalacaktık. İsrail bir gün döktüğü kanda boğulacaktır. Karabağ’da ki Kudüs’te ki katilleri asla unutmayacağız. İslam dünyasında hep kanayan yaralar var.
Bu yaraları el birliği ile sarmamız lazım.Buralarda akan kanı durdurmamız lazım buda birlik beraberlikle olur.Bugün Filistin de insanca yaşam yok.
İnsanlık dışı zulmü görmek isteyenler gidip görsünler olanları.Bir insanlık dramı yaşanıyor ve dünyada bu zulme dur diyecek kimse yok. Herkes sussa da biz kardeşlerimizin konuşan sesi olacağız.”
Iğdır Ehli beyt Alimler derneği üyesi Veli Beder’de Filistin ve Karabağ’da ki vahşete değinerek, bugün Yahudilerle dostluk kuranlar var onlardan dost olmaz.
Bugün Müslümanların yaşadığı Kudüs şehri olmuş Yahudi toprağı, Türk’ün yaşadığı Karabağ ise olmuş Ermeni toprağı. Bu durumu terse çevirmeliyiz.
Soykırımı yapan Ermeni mahkum olan Türkiye, Öldüren İsrail, ölen Filistinli, fakat bu olanlara hür dünya ve halkımız maalesef ilgisiz durumdadır. Müslüman olarak Allah’ın ipine sarılsaydık, mezhepçilik ırkçılık belasına düşmeseydik farklı konumda olurduk.Ne Karabağ, ne de Kudüs işgal edilmezdi. İşgalcilere bakıyoruz hepsi Müslüman düşmanı. Hiç kimsenin mezhebine ırkına bakmıyorlar. Çünkü Kudüs’te yaşayan Filistinliler Sünni mezhebinden, Karabağ da yaşayan Azerbaycan Türkleri de Şii mezhebindendir Caferidir. Bunun için bu tür ayrılıkları bırakıp birlik olmalıyız” şeklinde konuştu.
Azerbaycan Manevi Saflık Birliği başkanı ve Ortadoğu uzmanı Hakim Alizade ise Karabağ da yapılan katliamı 12 yaşlarında canlı olarak yaşadığını belirterek “Azerbaycan da 3 yıldır Karabağ ve Kudüs gününü anıyoruz. Ben Karabağ doğumluyum. Ermeniler topraklarımıza saldırdılar topraklarımızı bırakıp kaçmak zorunda kaldık. Bu saldırıyı yapanlar sadece Ermeniler değildi. İçlerinde Fransa’dan ABD’den Rusya’dan gelmiş boyunlarında haç kolyesi taşıyan Haçlı zihniyetin askerleri vardı. Esir aldıkları Türk insanının vücuduna haç işareti yaprak işkence ediyorlardı.
Bugün Karabağ da bir ırk kavgası değil bir dini kavganın açıkçası Haçlı zihniyetinin kavgası vardır.
Haçlı savaşı yapılıyor diyebiliriz.1992 yılında ABD, Azerbaycan’a Ermenistan’a saldırdı diye silah ambargosu uyguluyor. Diğer ülkelerde buna uyuyor.
Ermensitan’a ise her yıl 100 milyon dolar para ve silah gidiyor. Bugün Ermenilerin arkasında Rusya, Fransa, ABD vardır onlar çekildiği anda işgal edilen topraklar bir günde alınır. Şimdi 4 devletle savaşmak zorunda olduğumuzdan barış yolu ile halledilmesini istiyoruz. İleride olmadı iman gücü ile işgal edilen toprakları alacağız.
Ermenilerle Yahudiler yıllardır aynı stratejik sitemi uyguluyorlar. Şöyleki Ermenilerde, Yahudilerde soykırım yalanının arkasına sığınırlar, Ermeniler de Yahudilerde bebek katilidirler. İki devlette işgalcidir. İkisi de büyük İsrail ve Ermenistan kurma hayali peşindeler. İkisinin de ABD ve Fransa da güçlü lobileri var.” dedi.
Dini Hoca Cafer Yüce’de konuşmasında Filistin ve Karabağ konusuna değinerek birlik beraberlik çağrısı yaptı. Program slayt gösterisi şiirler ve ilahilerin okunması ile son buldu.
Mavi Marmara gemisi mağdurlarından olan ve Konya’dan programa gelen Latif Selvi ‘de Marmara gemisinde İsraillilerin yaptıkları saldırıyı anlatarak şunları söyledi: ”İsrailler korkak insanlar karşı karşıya yüz yüze gelebilecek cesaretleri olmayan insanlardır. Bize saldıran birkaç İsrailli askeri esir aldık tir tir korkudan titriyorlardı. Savaş kazanamayan bu insanlar maalesef savaşı masada kazanıyorlar.Marmara gemisi ile Filistin’e yardım götürürken İsrail’in saldırısına uğradık. Arkadaşlarımız “0h-ah “ bile demeden huzur içinde şehit oldular. İsrail askerleri ilk önce gemilere giremediler cesaret edemediler. Ardından Türk devletinin kararlı tutumu ile İsrail bizleri mahkeme edip serbest bıraktı. Yoksa günlerce hapishanelerde işkenceye maruz kalacaktık. İsrail bir gün döktüğü kanda boğulacaktır. Karabağ’da ki Kudüs’te ki katilleri asla unutmayacağız. İslam dünyasında hep kanayan yaralar var.
Bu yaraları el birliği ile sarmamız lazım.Buralarda akan kanı durdurmamız lazım buda birlik beraberlikle olur.Bugün Filistin de insanca yaşam yok.
İnsanlık dışı zulmü görmek isteyenler gidip görsünler olanları.Bir insanlık dramı yaşanıyor ve dünyada bu zulme dur diyecek kimse yok. Herkes sussa da biz kardeşlerimizin konuşan sesi olacağız.”
Iğdır Ehli beyt Alimler derneği üyesi Veli Beder’de Filistin ve Karabağ’da ki vahşete değinerek, bugün Yahudilerle dostluk kuranlar var onlardan dost olmaz.
Bugün Müslümanların yaşadığı Kudüs şehri olmuş Yahudi toprağı, Türk’ün yaşadığı Karabağ ise olmuş Ermeni toprağı. Bu durumu terse çevirmeliyiz.
Soykırımı yapan Ermeni mahkum olan Türkiye, Öldüren İsrail, ölen Filistinli, fakat bu olanlara hür dünya ve halkımız maalesef ilgisiz durumdadır. Müslüman olarak Allah’ın ipine sarılsaydık, mezhepçilik ırkçılık belasına düşmeseydik farklı konumda olurduk.Ne Karabağ, ne de Kudüs işgal edilmezdi. İşgalcilere bakıyoruz hepsi Müslüman düşmanı. Hiç kimsenin mezhebine ırkına bakmıyorlar. Çünkü Kudüs’te yaşayan Filistinliler Sünni mezhebinden, Karabağ da yaşayan Azerbaycan Türkleri de Şii mezhebindendir Caferidir. Bunun için bu tür ayrılıkları bırakıp birlik olmalıyız” şeklinde konuştu.
Azerbaycan Manevi Saflık Birliği başkanı ve Ortadoğu uzmanı Hakim Alizade ise Karabağ da yapılan katliamı 12 yaşlarında canlı olarak yaşadığını belirterek “Azerbaycan da 3 yıldır Karabağ ve Kudüs gününü anıyoruz. Ben Karabağ doğumluyum. Ermeniler topraklarımıza saldırdılar topraklarımızı bırakıp kaçmak zorunda kaldık. Bu saldırıyı yapanlar sadece Ermeniler değildi. İçlerinde Fransa’dan ABD’den Rusya’dan gelmiş boyunlarında haç kolyesi taşıyan Haçlı zihniyetin askerleri vardı. Esir aldıkları Türk insanının vücuduna haç işareti yaprak işkence ediyorlardı.
Bugün Karabağ da bir ırk kavgası değil bir dini kavganın açıkçası Haçlı zihniyetinin kavgası vardır.
Haçlı savaşı yapılıyor diyebiliriz.1992 yılında ABD, Azerbaycan’a Ermenistan’a saldırdı diye silah ambargosu uyguluyor. Diğer ülkelerde buna uyuyor.
Ermensitan’a ise her yıl 100 milyon dolar para ve silah gidiyor. Bugün Ermenilerin arkasında Rusya, Fransa, ABD vardır onlar çekildiği anda işgal edilen topraklar bir günde alınır. Şimdi 4 devletle savaşmak zorunda olduğumuzdan barış yolu ile halledilmesini istiyoruz. İleride olmadı iman gücü ile işgal edilen toprakları alacağız.
Ermenilerle Yahudiler yıllardır aynı stratejik sitemi uyguluyorlar. Şöyleki Ermenilerde, Yahudilerde soykırım yalanının arkasına sığınırlar, Ermeniler de Yahudilerde bebek katilidirler. İki devlette işgalcidir. İkisi de büyük İsrail ve Ermenistan kurma hayali peşindeler. İkisinin de ABD ve Fransa da güçlü lobileri var.” dedi.
Dini Hoca Cafer Yüce’de konuşmasında Filistin ve Karabağ konusuna değinerek birlik beraberlik çağrısı yaptı. Program slayt gösterisi şiirler ve ilahilerin okunması ile son buldu.