Yaklaşık iki yıl önce de Kars'ta bazı gelişmeler olmuştu. Kars Belediyesi, bir "Barış ve Kardeşlik Anıtı" yaptırıyordu. Sonra o anıtın inşaatı Anıtlar Yüksek Kurulunca durduruldu. Karşılıklı iki insan birbirine kucak açmış vaziyette bir figürle simgeleni yordu. Bu anıtın "Ermeni-Türk kardeşliğini" simgelediğine dair spekülasyonlar yapıldı. Ben o zaman Iğdır'daki yerel gazetelere bu anıt girişiminin talihsiz bir girişim olduğunu yazmıştım. Kars Belediye Başkanı Sayın Naif Alibeyoğlu da biraz ölçüsüz bir tepki göstermiş, telefonda hoş olmayan tartışmalar yaşamıştık kendisiyle. Bu tartışmaların ayrıntısına girmiyorum. Ne olmuştuysa olmuştu. İkimizin arasında kalan bir şeydi…
Bu Ermeni heyetin Kars'a gelişinin, bu ilimizde ağırlanışının, kurulduğu belirtilen dostlukların da temelinde Kars Belediye'sinin katkıları vardır gibimize geliyor. Olabilir tabi. Üstelik dostluklar kurmak güzel bir şeydir. Ben en fazla kurduğum dostluklardan mutlu olurum. İsterim ki bütün dünya insanları benim dostum olsun. Kaldı ki bütün yüreğimle vurgulamak isterim ki bizim Ermeni'ye karşı asla doğuştan gelen ve ilelebet kalıcı olacak bir düşmanlığımız yok. Ermenistan devleti ile de, Ermeni toplumuyla da gerek ülke olarak , gerekse toplum olarak dost olmak isteriz. Zira biz Türküz. Hiçbir kültüre, hiçbir ulusa önyargıyla bakmayız, onu doğal düşmanımız saymayız. Kaldı ki zaten maşallah(!) hava sahamızı açarak hiç de hak etmedikleri dostluğu da gösteriyoruz.
Ancak o toplumun, o kültürün de bize karşı aynı duygu ve davranışlar içinde olmasını beklemek hakkımız olsa gerektir. Bir ülke ya da bir toplum, sizi açıkça düşman ilan etmiş ise, "Bir Millet, İki Devlet" olduğumuz kardeş Azerbaycan'ın %20 sini 15 yıldır işgali altında tutuyorsa, Bir milyon insanı kaçkın durumuna sokarak tren vagonlarında yaşamaya mahkum etmiş ise, Hocalı'da 1992 26 Şubat'ında çocuk, kadın, genç, ihtiyar demeden tam 613 kişiyi katletmişse, Ülkemizi küstahça ve "emperyalist bir yalan" ile soykırımla suçluyorsa, en önemlisi Aziz Vatanımız üzerinde toprak iddiası küstahlığında bulunuyorsa, ben böyle bir ülkeyle nasıl dost olacağım? Takdir buyurulur ki dostluklar, güzel duygular karşılıklı olunca anlam kazanır. Aksi halde onun adı dostluk olmaz, teslimiyetçilik olur ki, Türk ulusu, tarihinin hiçbir evresinde kimseye teslim olmadı.
Bu cümleden olarak Kars Belediyesi ve O'nun Sayın Başkanının dikkatine bir noktayı burada sunmak isterim. Bilmiyorum kendileri hiç Aşık Aliasker (Aşık Elesger) diye bir isim duymuşlar mı? Mutlaka duymuşlardır. Zira Ermeni Çarenz'i bu kadar iyi tanıyan bir kimsenin şiire ve edebiyata yakın olduğu düşünülür. O halde Aşık Elesger'i de tanımaması imkansız. Azerbaycan-Türk halk şiirinin ölümsüz dehası, Göyçeli Aşık Elesger'i kim tanımaz ki?
Sayın Başkan mutlaka tanıyordur da, ben yine de Aşık Elesger hakkında çok kısa bazı bilgiler vereyim: Azerbaycan'ın "Göyçe Mahalı" denilen bölgesinde, halen Ermenistan sınırları içinde yer alan ve eski adı "Kever " olan (şimdi bu ismin yerinde yeller esiyor tabi), "Göyçe Göl"e (Ermeniler yüzlerce eski Türk adı gibi bu gölün de adını değiştirerek Sevan Gölü koymuşlardır) yakın bir kasabaya bağlı "Ağkilise " denen köyde 1820 tarihinde doğdu ve bu köyde tam 104 yıl yaşayarak 1924 yılında vefat etti. Mezarı bu köyde idi ve bir de heykeli vardı. Neden "dı"lı ifadeler kullandığımı, "di"li geçmiş zamanlı cümleler kurduğumu tahmin etmişsinizdir. Çünki artık şimdi ne "Dede Elesger"in mezarı var, ne de heykeli. Gecenin birinde, mezar da heykel de yok oldu. Kim mi yok etti? Tabi ki Ermeniler yok etti. Tıpkı yok ettikleri yüzbinlerce mezar taşları gibi, binlerce köy adı gibi, yüzlerce köprü, han, hamam, mesçit gibi. Dede Elesger'e ait ne varsa onu da uyguladıkları "kültürel genocide"in kapsamına aldılar.
Şimdi ben sayın Kars Belediyesi başkan ve yetkililerine sormak isterim.Çarenz'in doğduğu ev konusunda bu heyetle konuşurken, bu Ermeni heyetine acaba bir kez olsun sordular mı ki "Arkadaş bakın siz ne güzel bizim ülkemizde 111 yıl önce doğan bir ermeni şairinin evini restore ediyorsunuz, (Böyle bir ev de yok aslında ya, o da başka mesele) biz de size yardımcı oluyoruz. Peki bizim büyük şairimiz Aşık Elesger'in mezarı nerede? Daha 15 -16 yıl önce bu dahi Türk ozanının doğduğu köyde bir mezarı, bir de anıtı vardı. Şimdi neden yoklar? Onlara ne oldu? İzlerini kim ve neden sildi" diye?
Bu gün artık herkes, uluslararası nama sahip namuslu, objektif ve gerçek bilim adamı niteliğindeki tarihçiler biliyorlar ki, Ermeni'inin politikası şudur: Başkalarının ülkesinde kendilerine ait kalıntı iddialarını ortaya atarak oralar üzerinde uzun vadede hak iddia etmek, kendi ülkelerinde de ne kadar başka uluslara ait tarihsel iz varsa hızla yok ederek, oranın kadimden beri kendilerine ait olduklarını ileri sürmek..
Bizi üzen ve yaralayan husus ise şu: Kimi yerel yöneticilerimiz bilerek ya da bilmeyerek, bu sinsi emellere adeta çanak tutmakta ve cesaret vermektedirler. Ne diyelim? Türk'ün yazgısı bu herhalde!...
Av. Cafer ZOR
Iğdır, 1.nci Dünya Harbinde Ermeni Çetecileri
Katliamına Uğramış Mağdurlar Derneği Başkanı
Yorumlar
Kalan Karakter: