Bugün; içersinde bulunduğumuz "Mah-ı Muharrem", yüreği Ehl-i Beyt sevgisiyle tutuşan her Müslüman’ın mahzun olduğu, acısının manen tazelendiği, bir matem günüdür.
Bugün; âlemlerin yüzü suyu hürmetine yaratıldığı ve Cenabı-ı Hakk’ın ‘habipim’ dediği Hz. Muhammed efendimizin (O’na selam olsun) öperek, koklayarak, sevdiği ve omzunda taşıdığı sevgili torunu İmam Hüseyin'in, ‘Kerbelâ’ denilen yerde, ailesinin ve sadık dostlarının kin, intikam ve iktidar hırsıyla insanlığını kaybetmiş olan Yezit ve askerleri tarafından şehit edildiği gündür.
Unutulmamalıdır ki; Muharrem ayı içinde yer alan Aşura günü, Allah’ın Resulü ve O’nun sadık izleyicileri olan gerçek müminler için, hem bir musibet ve matem günü olduğu gibi aynı zaman da bir muhasebe günüdür.
Çünkü Hz. Hüseyin'in kıyamı, Allah'a ve Resullullah’a olan sorumluluğun, iman ve tevekkülün, rıza ve teslimiyetin, Yezid ve güruhunun zulüm ve dünyaperestliğine karşı bir ulvi tercihidir.
Kerbela; bir izzet mücadelesidir. İzzet sahibi olan Hz Hüseyin Efendimizin, zillet çukurunda boğulan Yezit ve taraftarlarına karşı galebe çalmasıdır.
Bu nedenle Muharrem ayı aynı zaman da; hakikatle, batılın, aydınlıkla, zilletin karşı karşıya geldiği, gerçek iman sahipleriyle Müslüman diye geçinen sinsi ve ikiyüzlü sefillerin saflarını belli ettiği bir aydır.
Bu anlamda her bir gerçek Müslümanı derinden yaralayan bu ıstıraplı gün, hem Peygamber ve ailesine karşı işlenmiş bir ihanet, hem de hak, hukuk, adalet ve merhamet gibi insanlık onuru veahiret inancı açısından değerlendirildiğide, gerçek inananlarla sözde Müslümanların gerçek yüzünün ortaya çıktığı bir imtihandır.
İnsanlık tarihinde onulmaz yaralar açan bu kanlı ve zalim hadise sebebiyle, bu zulmü Peygamber evlatlarına reva görenleri, sadece bugün için değil, her gün nefretle kınamak, lanetle anmak, her bir Müslüman için aynı zaman da ilahi bir öğüttür.
Zira Yüce Peygamberimiz ‘kim bana dostsa Allah ona dost ve her kim bana düşmansa Allah ona düşmandır’ buyururken aynı zaman da; ‘ehlibeytimi seven beni, beni seven Allah’ı sever. Kim ehl-i beyt’ime düşmanlık ederse bana, bana düşmanlık eden Allah’a düşmanlık eder’ demiştir.
Allah’ın rahmet, mağfiret ve selamı Peygamber ve Ehl-i beyt dostlarıyla, şehitler şehidi Hz. Hüseyin Efendimizin, ailesinin ve sadık dostlarının üzerine olsun.
Ehl-i Beytin şefaati tüm tüm Türk-İslam şehitlerinin üzerine olsun.
Allah’ın Laneti de kıyamet gününe kadar Yezit ve taraftarlarının üzerine olsun.
YAKUP KUMTEPE - MUHARREM ÇEÇEN
Bugün; âlemlerin yüzü suyu hürmetine yaratıldığı ve Cenabı-ı Hakk’ın ‘habipim’ dediği Hz. Muhammed efendimizin (O’na selam olsun) öperek, koklayarak, sevdiği ve omzunda taşıdığı sevgili torunu İmam Hüseyin'in, ‘Kerbelâ’ denilen yerde, ailesinin ve sadık dostlarının kin, intikam ve iktidar hırsıyla insanlığını kaybetmiş olan Yezit ve askerleri tarafından şehit edildiği gündür.
Unutulmamalıdır ki; Muharrem ayı içinde yer alan Aşura günü, Allah’ın Resulü ve O’nun sadık izleyicileri olan gerçek müminler için, hem bir musibet ve matem günü olduğu gibi aynı zaman da bir muhasebe günüdür.
Çünkü Hz. Hüseyin'in kıyamı, Allah'a ve Resullullah’a olan sorumluluğun, iman ve tevekkülün, rıza ve teslimiyetin, Yezid ve güruhunun zulüm ve dünyaperestliğine karşı bir ulvi tercihidir.
Kerbela; bir izzet mücadelesidir. İzzet sahibi olan Hz Hüseyin Efendimizin, zillet çukurunda boğulan Yezit ve taraftarlarına karşı galebe çalmasıdır.
Bu nedenle Muharrem ayı aynı zaman da; hakikatle, batılın, aydınlıkla, zilletin karşı karşıya geldiği, gerçek iman sahipleriyle Müslüman diye geçinen sinsi ve ikiyüzlü sefillerin saflarını belli ettiği bir aydır.
Bu anlamda her bir gerçek Müslümanı derinden yaralayan bu ıstıraplı gün, hem Peygamber ve ailesine karşı işlenmiş bir ihanet, hem de hak, hukuk, adalet ve merhamet gibi insanlık onuru veahiret inancı açısından değerlendirildiğide, gerçek inananlarla sözde Müslümanların gerçek yüzünün ortaya çıktığı bir imtihandır.
İnsanlık tarihinde onulmaz yaralar açan bu kanlı ve zalim hadise sebebiyle, bu zulmü Peygamber evlatlarına reva görenleri, sadece bugün için değil, her gün nefretle kınamak, lanetle anmak, her bir Müslüman için aynı zaman da ilahi bir öğüttür.
Zira Yüce Peygamberimiz ‘kim bana dostsa Allah ona dost ve her kim bana düşmansa Allah ona düşmandır’ buyururken aynı zaman da; ‘ehlibeytimi seven beni, beni seven Allah’ı sever. Kim ehl-i beyt’ime düşmanlık ederse bana, bana düşmanlık eden Allah’a düşmanlık eder’ demiştir.
Allah’ın rahmet, mağfiret ve selamı Peygamber ve Ehl-i beyt dostlarıyla, şehitler şehidi Hz. Hüseyin Efendimizin, ailesinin ve sadık dostlarının üzerine olsun.
Ehl-i Beytin şefaati tüm tüm Türk-İslam şehitlerinin üzerine olsun.
Allah’ın Laneti de kıyamet gününe kadar Yezit ve taraftarlarının üzerine olsun.
YAKUP KUMTEPE - MUHARREM ÇEÇEN
