Kalabalık ve hareketli büyük şehirleri arkamızda bırakıp bu köyün sokaklarını dolaştığınızda, her evin temelinde mutlaka Ağrı Dağı'ndan koparılıp getirilen bir taşın olduğunu göreceksiniz. Yöredeki inanışa göre, yeni bir ev kurulduğunda bu evin temeline Ağrı Dağı'ndan bir taş konulursa, o ocağın Ağrı Dağı gibi sonsuza dek tüteceğine inanılır. Tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle büyüleneceğiniz bu köyde, peynir, lor ve tereyağı gibi doğal köy ürünlerini bulmanız mümkündür.
Tarihçe
1886 yılındaki kayıtlarda Aşağı ve Yukarı Erhacı köyleri "Erhacı" adı altında tek bir köy olarak geçmekteydi. 1901 yılı kayıtlarında da aynı adı taşıyan bu köy, 1914 yılından beri aynı adı taşımaktadır. 1950’li yıllarda bu köy sınırları içerisinde, Erhacı adıyla anılan bir göl (gölet) olduğu bilinmektedir. Köy sınırları içerisinden geçen tahliye kanalı ile birlikte bu gölün suyu tamamen çekilmiştir. Tarih boyunca Huriler, Urartular, İlhanlılar, Sakalar, Selçuklular, Timurlar, Akkoyunlular, Karakoyunlular ve Gacarlar gibi birçok uygarlığa kucak açmış olan bu köyün tarihçesi Neolitik döneme kadar uzanmaktadır.
Tarihi İpek Yolu güzergahı üzerinde bulunan Aşağı Erhacı köyünün doğusunda yer alan, yerel halkın “ocak” olarak adlandırdığı kaya mezarı (mağara) ve kült alanı, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Kurulunun kararıyla 2006 yılında sit alanı olarak ilan edilmiştir. Kaya mezar ile köy yerleşim alanı arasında bulunan tarihi mezarlık, sizi adeta günümüz dünyasından soyutlayarak Karakoyunlu ve Akkoyunlular dönemine taşımaktadır.
Yukarı Erhacı Köyü’nün güneyinde yer alan sıralı iki tepe üzerinde, bölgede yaşayan halk tarafından “Oğlan ve Kız Kalesi” olarak adlandırılan yerleşim kalıntıları bulunmaktadır. Bu alanda, Ortaçağ dönemlerinden kalma birçok seramik parçası ile işlenmiş obsidyen parçaları bulunmuştur.
Erhacı İsminin Kökeni
Yorumlar 1
Kalan Karakter: