sendikaların, merkez teşkilatı ana hizmet birimlerinin ve İl Milli
Eğitim Müdürlüklerinin görüşlerini alıp, kendi bildiğini yaparak bir
nevi “-mış gibi” kültürünü hizmetimize sunmuştur. Yönetmelik taslağı
için hazırlanan görüşlerin içinde bulunan “Zorunlu Hizmet Muafiyeti”nin
yönetmeliğin çıktığı tarihten itibaren geçerli olması hususu üzerinde
yeterince fırtınalar koparken,çıkan yönetmelik adeta taslağa minnet
okuttu. Milli Eğitim Bakanlığının nihai hedefi çalışanlarının önemli
bir çoğunluğunun memnun olabileceği değişiklikler hazırlamak olmalıdır.
Zaten yapılan istişare çalışmalarının amacı da budur. Ancak, yayınlanan
bir yönetmelik, ülkenin bir bölümünü oldukça memnun ederken, başka bir
bölümünü mağdur ediyorsa bu yönetmelik üzerinde düşünülmesi gereken
daha çok şeyin olduğunu kabul etmek gerekir. Bir taraftan dolaylı
olarak zorunlu hizmet affı getirip, öğretmenlerin bir bölümünü memnun
ederken, daha önceden zorunlu hizmet yükümlülüğünü tamamlamak için bu
bölgelere gelerek, üzerlerine düşen her görevi seve seve yerine getiren
öğretmenlerimizi ailelerinin yanına veya istedikleri serbest bölgelere
gitmelerini geciktirebilecek bu kararın mağdur olacak arkadaşlarımızın
lehine revize etmemek açıklamaya muhtaçtır. Kaldı ki, yeni çıkan
yönetmelikle eskiden sahip olunan il emri uygulaması, il içi sıra
tayinleri gibi uygulamalara son verilmiş, il içi yer değişikliğinde
geçici maddeyle sağlanan hak il dışı tayin başvurularında tanınmamıştır.
Eğitim-Bir-Sen ailesi olarak doğu illerinin ülke genelinde yapılan hemen her sınavda son sıraları ardı adına paylaşmalarının bölgenin sürekliliği sağlanamayan öğretmen istihdamı, derslik ihtiyacının bir türlü giderilememiş olması, ekonomik sıkıntılar sebebiyle senenin önemli bir bölümünü şehir dışında çalışarak geçiren ailelerin çokluğu vb.sorunlardan kaynaklandığının artık görülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bizim kesin çözüm olarak belirlediğimiz yegâne yöntem, kesinlikle zorunluluk temeline dayandırılmayan, pozitif ayrımcılık uygulanarak oluşturulacak, bölgede çalışmayı özendirecek çeşitli teşviklerle gönüllülük esasına dayalı bir sistem oturtmaktır.
Zorunlu hizmet bölgesinde faaliyet gösteren Eğitim-Bir-Sen şubeleri olarak konuya ilişkin tespitlerimizi ve çeşitli çözüm önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.
1. Zorunlu hizmet uzun yıllardan beri bölgemizin öğretmen ihtiyacını giderebilmek için uygulanan bir yöntemdir. Başka çözümler üzerinde durulmadığından dolayı da bölgeyi kalkındırmanın tek çaresi olarak düşünülmüştür. İlave bir tedbir alınmadan zorunlu hizmet muafiyetinin bu şekilde uygulanması bölgedeki öğretmen açığında önemli derecede artışa sebep olacaktır.
2. Çoğu doğu illeri, Türkiye’de öğretmen açığı en çok olan iller arasındadır. Öğretmen sirkülâsyonun fazla olması beraberinde başka sorunlar da getirmektedir. Buna rağmen yayınlanan hizmet puanları ve hizmet alanlarına göre bu illerimizin il merkezinde bulunan okullar 1.,2., ve 3. hizmet bölgesi olarak belirlendiğinden zorunlu hizmet bölgesi olmaktan çıkarılmıştır.
3. Öğretmenlerimiz bölgemize zorunlu hizmet yükümlülüğünü tamamlamak üzere ilk atamayla veya naklen gelmektedirler. Maddenin bu şekilde çıkmış olması, her on yılda bir af olacağı rahatlığıyla öğretmenlerimizin ilk atamada bölgemizi tercih etmek istemeyecekleri sonucunu çıkaracaktır
4. Çıkan yönetmelikle zorunlu hizmet yükümlülüğü ile ilgili olarak zihinlerimizde oluşan bir şablonu yıkmıştır. Zorunlu hizmet artık ülkenin geneline yayılmıştır. Yani artık her ilimizde zorunlu hizmet yükümlülüğünü tamamlayabilecek okullar mevcuttur. İlk bakışta bu uygulama çok gerçekçi olarak görünse de,bütün illerin bir gecede eşit şartlara kavuştuğuna camianın inandırılması zor olacaktır. Bu ülkede sürekli bir şekilde hemen her alanda geri kalmış eğitim bölgeleri yok mudur? Varsa bundan sonra bu bölgelerin öğretmen ihtiyacını gidermek için nasıl bir yöntem izlenecek.
5. Bir taraftan zorunlu hizmet yükümlülüğü muafiyetinin yönetmeliğin çıktığı tarihten itibaren geçerli sayıp,diğer taraftan 2011 yılından itibaren atanacak öğretmenler için ise 7 yıla kadar zorunlu hizmet süresi öngörmek birbiriyle çelişik bir durum arz etmektedir.
6. Muafiyetten dolayı çalıştığı bölgelerden ayrılmayan öğretmenler normu doldurdukları için zorunlu hizmet bölgesinde çalışan öğretmenler, bu yükümlülüklerini tamamladıktan sonra istedikleri yerlere ya gidemeyecekler veya uzun bir süre beklemeleri gerekecektir.
7. Bu uygulamaya karşı çıkarken hiçbir iyileştirmenin yapılmasını istememek doğru bir yaklaşım değildir. Muafiyet beraberinde mağduriyet yaratmayacak,bölgenin uygulamadan dolayı sıkıntıya girmesinin önüne geçilebilecekse kimseyi zorla bir yere göndermenin bir anlamı yoktur. Bu konuda “Biz geldik,onlar da gelsin.” türü yaklaşımlar yerine,gönüllülük esasına dayalı tezleri savunmak daha tutarlı olacaktır. Ancak, tek taraflı bir iyileştirmeye imza atılması, bir şekilde bu bölgelerde çalışmayı görev bilmiş öğretmenlerimizin iç huzurlarını kaybetmelerine, yaşayacakları güven bunalımı neticesinde de içlerinde bir nebze de olsa bulunan gönüllülüğü yitirmelerine sebep olacaktır. Endişemiz bu durumun öğrencilerimize yansımadır.
Çözüm Önerileri
1. Bölgemizdeki zorunlu hizmet bölgelerinde çalışan öğretmenlere çalıştıkları okullardaki zorluk derecelerine göre 500 TL’ye kadar bir iyileştirmenin yapılması zorunluluktur. Bu durum bölgede görev yapan öğretmenlerin isterlerse burada kalmaları için bir gerekçe oluşturacaktır. Aynı zamanda bu bölge dışında çalışan öğretmenlerimiz için de bölge bir cazibe merkezi haline gelecek,bu bölgelerde öğretmenlik yapmak tamamen gönüllülük esasına dayandırılmış olacaktır. Bu değişiklik sağlanmadan atılacak her adım eksiktir, çözüme katkı sunmayacaktır.
2. Muafiyetten olumsuz etkilenmeleri muhtemel öğretmenlerin kısmen de olsa mağduriyetlerinin giderilebilmesi için, il dışı atamalarda tüm illerimizde açık bulunan norm kadroların tamamının açık gösterilmesi gereklidir. İlleri belirli kontenjanlarla sınırlandırarak daha az öğretmenimizi tayin hakkından faydalandırmanın bir faydası olmayacaktır.
3. Bu yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önceki, Atama ve Yer Değiştirme hükümleri doğrultusunda zorunlu hizmet yükümlülüğünü yerine getirmek üzere yer değiştirme suretiyle atanmış olan öğretmenler, zorunlu çalışma sürelerini veya bulundukları illerde geçirilmesi gereken süreyi tamamlayıp tamamlamadıklarına bakılmaksızın bu yönetmeliğin yayımı tarihini izleyen ilk yer değiştirme döneminde bulundukları il dışına yer değiştirme isteğinde bulunabilirler.” yayınlanacak kılavuzda yer alması elzemdir. 2006 yılında yönetmelik değiştirildiğinde de bu madde konularak mevcut öğretmenlerin hakları korunmuştur.
4. Yukarıdaki 2.ve 3. maddelerin uygulanabilmesi için 1.maddenin muhakkak hayata geçirilmesi gereklidir. Aksi takdirde, bölgeye gelecek olan öğretmen sayısı zaten azalıyorken, bir de mevcut öğretmenlerin bölgeden ayrılmaları çok daha büyük olumsuzluklara neden olacaktır.
5. Hizmet alanları belirlenirken kıstas olarak belirlenen maddelerin objektif bir kritere sahip olmaması birbiriyle tamamen aynı özelliklere sahip okulların farklı hizmet alanlarına sahip olmalarına sebep olmuştur. Dolayısıyla hizmet alanlarının belirlenmesi için objektif kraterlere sahip bir ölçeğe dayalı,sayısal verilerden oluşan yeni bir değerlendirmeye ihtiyaç vardır.
6. Sözleşmeli ve kadrolu tüm öğretmenlere özre bağlı il dışı atamalarda il emrine atanma hakkı geri getirilmelidir.
7. İl içi ve il dışı atamalarda, en son görev yerinde en az 3 yıllık çalışma şartının,il içi atamalar için 2010 ve 2011 yıllarını kapsamak üzere 2 yıl olarak uygulanması geçici maddeyle teminat altına alınmıştır. Aynı durum il dışı atamalar için de uygulanmalıdır. Aksi halde eşitlik ilkesine aykırı bir uygulama hayata geçirilmiş olacaktır.
Cevdet PARLAR
Eğitim-Bir-Sen Iğdır İl Temsilciliği
Eğitim-Bir-Sen ailesi olarak doğu illerinin ülke genelinde yapılan hemen her sınavda son sıraları ardı adına paylaşmalarının bölgenin sürekliliği sağlanamayan öğretmen istihdamı, derslik ihtiyacının bir türlü giderilememiş olması, ekonomik sıkıntılar sebebiyle senenin önemli bir bölümünü şehir dışında çalışarak geçiren ailelerin çokluğu vb.sorunlardan kaynaklandığının artık görülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bizim kesin çözüm olarak belirlediğimiz yegâne yöntem, kesinlikle zorunluluk temeline dayandırılmayan, pozitif ayrımcılık uygulanarak oluşturulacak, bölgede çalışmayı özendirecek çeşitli teşviklerle gönüllülük esasına dayalı bir sistem oturtmaktır.
Zorunlu hizmet bölgesinde faaliyet gösteren Eğitim-Bir-Sen şubeleri olarak konuya ilişkin tespitlerimizi ve çeşitli çözüm önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.
1. Zorunlu hizmet uzun yıllardan beri bölgemizin öğretmen ihtiyacını giderebilmek için uygulanan bir yöntemdir. Başka çözümler üzerinde durulmadığından dolayı da bölgeyi kalkındırmanın tek çaresi olarak düşünülmüştür. İlave bir tedbir alınmadan zorunlu hizmet muafiyetinin bu şekilde uygulanması bölgedeki öğretmen açığında önemli derecede artışa sebep olacaktır.
2. Çoğu doğu illeri, Türkiye’de öğretmen açığı en çok olan iller arasındadır. Öğretmen sirkülâsyonun fazla olması beraberinde başka sorunlar da getirmektedir. Buna rağmen yayınlanan hizmet puanları ve hizmet alanlarına göre bu illerimizin il merkezinde bulunan okullar 1.,2., ve 3. hizmet bölgesi olarak belirlendiğinden zorunlu hizmet bölgesi olmaktan çıkarılmıştır.
3. Öğretmenlerimiz bölgemize zorunlu hizmet yükümlülüğünü tamamlamak üzere ilk atamayla veya naklen gelmektedirler. Maddenin bu şekilde çıkmış olması, her on yılda bir af olacağı rahatlığıyla öğretmenlerimizin ilk atamada bölgemizi tercih etmek istemeyecekleri sonucunu çıkaracaktır
4. Çıkan yönetmelikle zorunlu hizmet yükümlülüğü ile ilgili olarak zihinlerimizde oluşan bir şablonu yıkmıştır. Zorunlu hizmet artık ülkenin geneline yayılmıştır. Yani artık her ilimizde zorunlu hizmet yükümlülüğünü tamamlayabilecek okullar mevcuttur. İlk bakışta bu uygulama çok gerçekçi olarak görünse de,bütün illerin bir gecede eşit şartlara kavuştuğuna camianın inandırılması zor olacaktır. Bu ülkede sürekli bir şekilde hemen her alanda geri kalmış eğitim bölgeleri yok mudur? Varsa bundan sonra bu bölgelerin öğretmen ihtiyacını gidermek için nasıl bir yöntem izlenecek.
5. Bir taraftan zorunlu hizmet yükümlülüğü muafiyetinin yönetmeliğin çıktığı tarihten itibaren geçerli sayıp,diğer taraftan 2011 yılından itibaren atanacak öğretmenler için ise 7 yıla kadar zorunlu hizmet süresi öngörmek birbiriyle çelişik bir durum arz etmektedir.
6. Muafiyetten dolayı çalıştığı bölgelerden ayrılmayan öğretmenler normu doldurdukları için zorunlu hizmet bölgesinde çalışan öğretmenler, bu yükümlülüklerini tamamladıktan sonra istedikleri yerlere ya gidemeyecekler veya uzun bir süre beklemeleri gerekecektir.
7. Bu uygulamaya karşı çıkarken hiçbir iyileştirmenin yapılmasını istememek doğru bir yaklaşım değildir. Muafiyet beraberinde mağduriyet yaratmayacak,bölgenin uygulamadan dolayı sıkıntıya girmesinin önüne geçilebilecekse kimseyi zorla bir yere göndermenin bir anlamı yoktur. Bu konuda “Biz geldik,onlar da gelsin.” türü yaklaşımlar yerine,gönüllülük esasına dayalı tezleri savunmak daha tutarlı olacaktır. Ancak, tek taraflı bir iyileştirmeye imza atılması, bir şekilde bu bölgelerde çalışmayı görev bilmiş öğretmenlerimizin iç huzurlarını kaybetmelerine, yaşayacakları güven bunalımı neticesinde de içlerinde bir nebze de olsa bulunan gönüllülüğü yitirmelerine sebep olacaktır. Endişemiz bu durumun öğrencilerimize yansımadır.
Çözüm Önerileri
1. Bölgemizdeki zorunlu hizmet bölgelerinde çalışan öğretmenlere çalıştıkları okullardaki zorluk derecelerine göre 500 TL’ye kadar bir iyileştirmenin yapılması zorunluluktur. Bu durum bölgede görev yapan öğretmenlerin isterlerse burada kalmaları için bir gerekçe oluşturacaktır. Aynı zamanda bu bölge dışında çalışan öğretmenlerimiz için de bölge bir cazibe merkezi haline gelecek,bu bölgelerde öğretmenlik yapmak tamamen gönüllülük esasına dayandırılmış olacaktır. Bu değişiklik sağlanmadan atılacak her adım eksiktir, çözüme katkı sunmayacaktır.
2. Muafiyetten olumsuz etkilenmeleri muhtemel öğretmenlerin kısmen de olsa mağduriyetlerinin giderilebilmesi için, il dışı atamalarda tüm illerimizde açık bulunan norm kadroların tamamının açık gösterilmesi gereklidir. İlleri belirli kontenjanlarla sınırlandırarak daha az öğretmenimizi tayin hakkından faydalandırmanın bir faydası olmayacaktır.
3. Bu yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önceki, Atama ve Yer Değiştirme hükümleri doğrultusunda zorunlu hizmet yükümlülüğünü yerine getirmek üzere yer değiştirme suretiyle atanmış olan öğretmenler, zorunlu çalışma sürelerini veya bulundukları illerde geçirilmesi gereken süreyi tamamlayıp tamamlamadıklarına bakılmaksızın bu yönetmeliğin yayımı tarihini izleyen ilk yer değiştirme döneminde bulundukları il dışına yer değiştirme isteğinde bulunabilirler.” yayınlanacak kılavuzda yer alması elzemdir. 2006 yılında yönetmelik değiştirildiğinde de bu madde konularak mevcut öğretmenlerin hakları korunmuştur.
4. Yukarıdaki 2.ve 3. maddelerin uygulanabilmesi için 1.maddenin muhakkak hayata geçirilmesi gereklidir. Aksi takdirde, bölgeye gelecek olan öğretmen sayısı zaten azalıyorken, bir de mevcut öğretmenlerin bölgeden ayrılmaları çok daha büyük olumsuzluklara neden olacaktır.
5. Hizmet alanları belirlenirken kıstas olarak belirlenen maddelerin objektif bir kritere sahip olmaması birbiriyle tamamen aynı özelliklere sahip okulların farklı hizmet alanlarına sahip olmalarına sebep olmuştur. Dolayısıyla hizmet alanlarının belirlenmesi için objektif kraterlere sahip bir ölçeğe dayalı,sayısal verilerden oluşan yeni bir değerlendirmeye ihtiyaç vardır.
6. Sözleşmeli ve kadrolu tüm öğretmenlere özre bağlı il dışı atamalarda il emrine atanma hakkı geri getirilmelidir.
7. İl içi ve il dışı atamalarda, en son görev yerinde en az 3 yıllık çalışma şartının,il içi atamalar için 2010 ve 2011 yıllarını kapsamak üzere 2 yıl olarak uygulanması geçici maddeyle teminat altına alınmıştır. Aynı durum il dışı atamalar için de uygulanmalıdır. Aksi halde eşitlik ilkesine aykırı bir uygulama hayata geçirilmiş olacaktır.
Cevdet PARLAR
Eğitim-Bir-Sen Iğdır İl Temsilciliği